Ders boştu, bunun sebep olduğu rahatlık doğrultusunda oldukça mutluyken biri işgüzarlık yapıp idareyi haberdar etmiş olacak ki müdür yardımcısı homurdanarak içeri girdi. İlk iş olarak yoklama aldı ve sınıf defterini doldurdu. Sonra klasik idareci tavrıyla derslerimiz ile ilgili sorunlarımızdan konu açtı ve her müdür yardımcısının yapacağı gibi uzun uzun konuşmaya başladı. Tabi Sıla bu hiç durur mu, hemen parmak kaldırdı ve nutuk çekmeye başladı:
—Ne yaparsam yapayım, matematiği anlamıyorum...vb.
—Kanka ben seni çalıştırırım...bunu söylerken son derece iyi niyetliydim ama o "Bayan Havalı" böyle düşünmüyordu ve bir anda çemkirmeye başladı:
—Anladık, tamam matematiğin iyi ama her şeyi hemen kendine bağlama! bunu söylerken yüzünde her zamanki o saçma salak ifade vardı.
Gerçekten sinirlenmiştim; her seferinde yapıyordu bunu. Kendini bir bok sanıyordu ve tam da sandığı gibi bir boktu. Bir müddet onunla konuşmamaya karar verdim lakin ertesi gün kantinde karşılaştığımızda, ben suratımı belirgin bir şekilde çevirmeme rağmen o yanıma gelip tekrar hiç bir şey olmamış gibi konuşmaya başladı ve yine her zamanki gibi yüzünde o tatlı olduğunu sandığı ifade vardı. Ondaki bu yüzsüzlüğe hayrandım ya da onursuzluk mu demeliydim...
Her söylediğine umursamaz bir şekilde kafa salladım. Maalesef ki sınıfa kadar birlikte gitmek zorunda kaldık. Nurcan'ın geldiğini gördüm ve en sonunda Sıla'nın yanından ayrılma imkânı bulabildim. Meğer Sıla olacak bu sürtük, yüzüme söylemeye cesaret edemediği şeyleri Twitter'da paylaşır olmuş.
Hayatımda yediğim en büyük kazık buydu belki de. Oysa dost, yüzümüze karşı kötü ama arkamızdan iyi konuşan insanlara denmez miydi? O hâlde bu kız ne oluyor? Gerçekten bunca zaman boyunca böyle birine değer vermiş olamazdım.
Sıla'nın arkamdan gelişigüzel konuşmasından çok, hak etmeyen birine değer verdiğim için kendi adıma üzüldüm.
Artık fazla oluyordu! Ve Nurcan'ın bu söyledikleri karşısında bu günün Sıla'nın bizimle geçireceği son gün olduğunu hissettim ve bir anlık öfkeyle ondan intikam almaya yemin ettim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üç Kağıtçı
Non-Fiction/Bir zamanlar hak etmeyen insanlara gereğinden çok daha fazla değer vermiş insanların öyküsü...//