5. Bölüm - Olimpos

177 8 0
                                    

Multimedia ; Olimpos :)

Nicholas hakkında bildiğim herşeyi Hector'a anlatırken kılıcımın titremesiyle ürperdim .  Uzaktan gelen uluma ve havlama sesleri de kılıcımın titremesiyle ürperdim. Uzaktan gelen uluma ve gelen bir takım vahşi seslerde kılıcımın titremesinin nedenini kanıtlar nitelikteydi. Sesleri duyan Hector'da ıslık çalarak pegasusları çağırmaya başladı . Hector pegasusuna binerken ben donakalmıştım sanki birisi beni devasa bir tutkala atıp kurutmuş gibi hareket edemiyordum . Cehennem tazıları kükreyerek ağaçların arasından çıkıp iskeleye doğru ilerlemeye başladılar . Kılıcım titremesi kontrol edilemeyecek bir hal alarak iyice zangırdamaya başladı bir anda içime doğan bir güç ile kılıcımı çıkarıp ileriye doğru savurdum . Karanlıkta mavi alevlerle yanan ilahi bronzdan kılıcım onları birkaç adım geriletmeye yetmişti . Hector'unda pegasustan inip sonra görüşeceğiz bakışıyla yanıma geçip simseğe benzer bir kılıç çıkardı . Kılıcın etrafındaki elektrik dalgaları kılıca ürkütücü bir güzellik veriyordu . Gözlerimizle anlaşıp cehennem tazılarına doğru yürümeye başladık . Tazılar hırlayarak bize bakmaya devam ediyorlardı bir an aklıma kampta olan bayan o'leary geldi fakat hemen onu zihnimden attım .Onun ile bu tazıların arasında büyük bir fark sevgiyle süzülen gözler yerine kana susamış , sert ve nefret dolu gözler vardı . Öne doğru atılıp kılıcımı birisinin boynuna savurdum , fışkıran sıcak yapışkan bir sıvı ile gelen buharlaşma sesi midemi bulandırmaya yetmişti . Hector'a baktığımda onunda bir tanesini devirdiğini gördüm . Kılıcını çıkarmaya uğraşırken arkasından yaklaşan tazıya atılıp tek hamlede boynunu kesip buharlaşmasını izlerken etrafta hiç cehennem tazısının kalmadığını farkettim sayıları çok değildi fakat birkaç tanesi kaçmıştı. Hector yanıma geldi ve yüzünü buruşturarak  koluma bakmaya başladı . Kolumda derin bir pençe izi vardı birden dengemi kaybettim başım dönmeye başladı  yere kapaklandım . Kalkmaya çalışıyordum ama sanki üzerime bir kiklop oturmuş gibi cabalarım boşa çıktı . Hector yere eğilip özenle beni kucağına aldı ve suya doğru ilerlemeye başladık . Suya değdiğim anda o savaşırken gelen güç tekrar içime dolmaya başladı . Kolumdaki yara yavaş yavaş kapaniyordu kendimi ambrosia yemiş gibi hissediyorum . Hector yaramın kapandığını görünce sudan çıkardı ve siyah yeleli pegasusa bindik her ne kadar iyi olduğumu söylesem de kararlı görünüyordu bende pes ettim pegasus havalanirken kollarımı ona sardım . Olimpos karanlıkta bile görkemini yitirmemişti gözlerimi kapatmadan önce hatırladığım tek sey mavi bir tapınağa indigimizdi .

Hector'un ağzından ;

Pegasustan inerken uyumuş olduğunu farkettim bugün gerçektende yorucu bir gündü . Düşününce acaba babamın beni dünyadaki canavarlardan korumak için mi bu saçma görevleri veriyor akıl sır erdiremiyorum. Atalente gerçekten çok güçlü bir kız ve herşeyin üstesinden geliyor keşke benim babamda bana Poseidon'un yaptığı gibi güvense ve her zaman beni desteklese . Atalente'yi özenle kucağıma aldım biraz mırıldanınca uyandı zannettim sonra boynuma sarılıp tekrar uykuya daldı . Onu kendi yatağıma bıraktım ve üzerini örttüm. Saat uyumak için biraz erkendi bende hergün yaptığım işi yaptım bulutları dağıttım ve biraz yağmur yağdırdım. Ben bunları yaparken saatin ilerlediğini farkettim birkaç nevresim takımı getirip koltuğu yatılabilecek hale getirdim ardından esneyerek gözlerimi hafifçe kapattım aklımdan geçen tek şey ise Atalente'ye nasıl yardım edebileceğimdi artık babamın arkasına saklanmayacaktım Atalente için herşeyi yapacaktım .

***
Bu bölümü sevgili arkadaşım müge'ye ithaf ediyorum.  Hikaye hakkında görüşlerinizi belirtirseniz sevinirim arkadaşlar . Bir sonraki bölümde görüşmek dileğiyle melezler :)
 

Şöyle bir bakınca bu bölümü kısa buldum zaten iki bölüm bir günün olaylarını anlattığı icin bunu 2 . part olarak dusunebilirsiniz ;)

MELEZ KAMPI - KARA GÜNEŞ ( Ara verildi )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin