[8] 𝒔𝒉𝒖𝒕𝒆𝒚𝒆

156 21 60
                                    


Severus..

Dumbledore, bana anlamsızca bakarken küçük bir çocuk gibi önüme döndüm, kesinlikle zihnimi okumuştu. Bundan emindim.

Bir şey yiyememişken Dumbledore yemeğini bitirmiş ayağa kalkmıştı, yanımdan geçerken eğilmişti.

D: odama gel, hemen!

Harikaa, işte şimdi sıçmıştım. Ben de ayağa kalkıp peşinden yürümeye başlamıştım. Dumbledore'nin ofisine geldiğimiz de içeri girdik.

D: biliyorsun sınavlar yaklaşıyor...

Oh.. düşündüğüm şey değildi dedikleri..

....

Eftalia..

Uykulu şekilde derslere girmiştim, ve şimdi de bahçede yeşil elma yerken bir yandan da bugün ki sayamadığım kahvemi içiyordum, etrafı incelerken Pansy yanıma gelmişti.

P: selam güzelim.

-"selam Pansy."

Gülümseyip elmamdan bir ısırık daha aldım.

P: uyusaydın ya, neden uyumadın?

Yorgunca baktım.

-"akşam uyurum, hem yarın dersler de yok."

P: doğru.

Hava yavaş yavaş kararınken ayaklandım.

-"saat kaç?"

P: altıya geliyor da noldu?

Sikeyim geç kalmıştım işte.

-"ha güzel, ben şey yapayım, kütüphaneye gideyim, evet, kütüphane! Akşam yemeğinde görüşürüz Pansy."

Bir şey demesine izin vermeden hızlıca Severus'un ofisine yürümeye başlamıştım, ofisine geldiğim de kapıyı tıklattım, içeriden soğuk sesiyle 'gir' demesiyle içeri girdim.
En tatlı gülümsememi yaparken kapıyı kapatmıştım.

-"merhaba profesör."

S: bu geç kalmanızı neye borçlusunuz bayan Lestrange?

Yutkundum.

-"ben saatin farkına varmamıştım, kusura bakmayın."

Başını kağıtlardan kaldırıp bana baktı, elimdeki kahveye bakıp kaşlarını çattı.

S: bugün elindeki kaçıncı kahve o? Bünyene çok zararlı.

-"uykumu bastırıyor ama."

S: şaka mısın sen?! İçme artık şu kahveyi.

Gülümsememek için zor duruyordum, beni mi düşünüyordu o?! Evet evet beni düşünüyordu.

-"beni mi düşünüyorsunuz profesör."

Ayağa kalkmış elimdeki kahve kutusu alıp çöpe atmıştı..

S: sonuçta benim öğrencimsin. Ben bütün öğrencilerimi düşünürüm.

Bu sefer kaşımı kaldıran bendim.

-"yaa hiç öyle görünmüyorsunuz ama."

Üstüme yürümeye başladı.
Bir şey yapmayıp sadece ona bakıyordum. Dibime kadar girmişti, hiç bir şey yapmıyor sadece bakıyordu.

S: kiminle oynadığına dikkat et Eftalia.

Zaten aramızda hiç bir mesafe yokken biraz daha ona yaklaştım.

-"bence sen dikkat et Severus, avcıyken av olma."

Eğilmiş yüzümüzün arasında milimler varken biraz daha yaklaşmıştı.

S: ben hiç bir zaman av olmam.
Fısıldayarak demişti bunu..
Ben de aynı şekilde konuştum, fısıldayarak.

-"çok emin konuşma.."

Kapının tıklanmasıyla ikimizde birbirimizden uzaklaşmıştık, ben koltuklardan birine oturmuştum.
İçeri profesör Slughorn gelmişti.

PS: ohh.. Eftalia burada olduğunu bilmiyordum.

S: Bayan Lestrange'in anlayamadığı bir kaç konu vardı, onları çalışacaktık.

PS: anlıyorum, benimde seninle konuşacaklarım vardı Severus.

İkisinin gözü de ben de olunca hızlıca ayağa kalktım.

S: sen dışarı da bekle çalışmaya devam ederiz.

-"peki profesör."

Ofisten çıkmıştım, duvara yaslanmışken gözlerimi kapatmıştım. Fazla uykum varken şimdi gözlerimi kapatmak iyi gelmişti, yaklaşık 15 dakika içinde profesör Slughorn içeriden çıkmıştı.

PS: derslerine bu kadar önem vermen güzel Eftalia.. ama bazı insanlar bunu yanlış anlayabilir, dediklerimi anlıyorsun değil mi?..

Yutkundum. Ne demeye çalışıyordu?

S: demek istediğinizi anlayamadım Profesör. Ne yanlış anlaması?

PS: bunun hakkında biraz düşün Eftalia, anlayacağına eminim.

Sırtımı sıvazlayıp gitmişti, dediklerini düşünürken içeri girmiştim.

Kendimi koltuklardan birine atmamla çalışmaya başlamıştık..

....

Yaklaşık 2 saatin sonucunda fazlasıyla uykum gelmişti.

S: sana bir tane iksir vereceğim, bünyen zayıf düşmüş, iksiri her gün bir kere içmen yeterli olucak.

O iksir dolabının önünde iksir ararken ben de kafamı masaya yaslamış gözlerimi kapatmıştım, uykum vardı ve hiç bir şey yapamayacak kadar yorgundum.
Gözlerimi kapattığım gibi de uykuma yenik düşmüş uyuyakalmıştım.

Severus..

Sonunda bulduğum iksirle Eftalia'ya döndüm. Kollarını birleştirmiş masaya yaslanmıştı, yanına yaklaşıp yüzüne bakmak için eğilmiştim, yüzüne gelen saçları çekip yüzünü inceledim.

Uyuyakalmıştı..

Dün de çok fazla uyuyabildiğini sanmıyordum zaten, bugün de kahvelerle ayakta kalmıştı. Yüzümde oluşan aptal tebessümle ona bakıyordum. Etrafıma baktım, o burada uyuyamazdı. Onu odasına da götüremezdim, çok dikkat çekerdim, çekerdik.

Ne yapabileceğimi düşünürken aklıma sadece yatağım geliyordu, bunun üstünde fazla düşünmeyip onu kucağıma aldım, ofisimin arka tarafında kendi odam vardı, oraya girip Eftalia'yı yatağıma bıraktım, ayağındaki ayakkabıları çıkartıp yere koymuştum, üstünü örtüp gülümseyerek ona baktım. Koltuğa oturup onu izlemeye başladım.

Nerede uyuyacağımı bilmiyordum ama Eftalia'nın yanında uyuyamazdım. Bu çok yanlış olurdu.
Uykusunun arasında konuşuyordu, Ayağa kalkıp yatakta yanına gittim, eğilip ne dediğini duymaya çalıştım.

E: Severus..

𝐘𝐨𝐮𝐫 𝐥𝐨𝐯𝐞 𝐤𝐢𝐥𝐥𝐞𝐝 𝐦𝐞/ 𝐒𝐞𝐯𝐞𝐫𝐮𝐬 𝐒𝐧𝐚𝐩𝐞Where stories live. Discover now