Sabah kalktığım da baş ucumda bir mektup vardı, yatakta doğrulup mektubu açtım.Bu gece ormanın çıkışındaki siyah evde bir kutu var onu bana getir. En geç yarın akşam elimde olsun!
Voldemort'dan geldiği çok belliydi, mektubu buruşturup yastığımın altına koydum, cübbemi giyindikten sonra mektubu alıp severus'un odasına gittim, kapıyı tıklatıp içeri girdiğim de Severus kitap okuyordu.
-"merhaba profesör."
S: merhaba bayan Lestrange.
Elimdeki buruşmuş olan mektubu masasına koydum.
S: bu ne?!
-"Voldemort'un gönderdiğini düşünüyorum."
Mektubu alıp okudu.
-"bu gece okuldan kaçıp o eve gitmem gerekiyor."
S: gece?
-"evet gece, okuldan anca gece çıkabilirim."
S: peki tamam. Bana ne için söylüyorsun o zaman?
-"okulda değilken ve bir şey olursa beni idare etmeni."
S: merak etme bir şey olmaz. Şimdi odamdan çıkabilirsin.
-"tabii."
....
Herkes akşam yemeğini yerken hızlıca odama koştum, dolabımı açıp üstündekilerden kurtuldum. Üstüme beyaz bir crop top alıma da İspanyol paça kırımızı pantolon çıkartmıştım, hızlıca giyindim.
Temsili
Hazırlandığım da hızlıca odamdan çıktım, severus'un odasına gidecektim. Odaya geldiğim de dün olan şeyin olmaması için kapıyı tıklattım. İçeriden soğuk sesle 'gir' demesiyle içeri girdim.
-"profesör, bu sabah Voldemort'un verdiği görevi yapmaya gidiyorum."
Başını kaldırıp beni baştan aşağı süzmüştü, sonunda gözlerime baktığın da ayağa kalktı.
S: ben de geliyorum.
-"bu sadece benim görevim profesör."
İç çekti.
S: gelmek için izin aldığımı hatırlamıyorum bayan Lestrange. Şimdi gidelim.
-"ugh.. peki."
Gizlice Hogwarst'dan çıkmıştık, ormanın sonuna doğru yürüyorduk, sadece yürüyorduk.
Yaklaşık bir saattir yürüyorduk. Yorulmuştum da.
-"yoruldum ben."
Karanlık olduğu için yüz ifadesini göremiyordum.
S: dayan biraz az kaldı.
Ofladım.
S: oflama.
Ayağımın kenarından bir şey geçmişti dengemi kaybedip yere düşücekken Severus'un koluna tutunmuştum,
-"siktir, ah!"
Acıyla inlemiştim, galiba bileğim burkulmuştu,
S: ormanın içinde topuklu giyersen olacağı buydu.
-"ayağıma bir şey dokundu."
Bir ağacağın kenarına geçmiştik, yere oturdum.
Etraf fazla karanlıkken pek bir şey göremiyordum ama Severus'un yüzüne ay ışığı çarpıyordu, hafif kızgın bir şekilde bakarken gülümsedim.Etrafına bakındı.
S: ev karşıda biraz daha yürüyebilecek misin?
-"galiba evet."
Yavaşça ayağa kalktım, yavaş yavaş yürümeye başladım, yolu yarılamıştık.
S: dikkat et önümüzde odun va-
Oduna çarpıp severus'un üstüne düşmem bir olmuştu, kafamı kaldırıp Severus'a baktım, burnum burnuna değerken nefeslerimiz birbirlerine karışmıştı.
Sıcak nefesini hissediyordum, gözünün içine bakıyordum, o da aynı şekilde..Severus..
Kalan son yolu yürürken önümüzde odun parçası görmüştüm.
S: dikkat et önümüzde odun va-
Cümlemi bitirmeden Eftalia üstüme düşmüştü bile bakışlarımı indirdiğimde Eftalia üstümdeydi, kafasını kaldırdığında burunlarımız birbirine değiyordu.
Flashback
Ders çalışırken verdiğimiz küçük molada Eftalia elinde su ile geliyordu birden dengesini kaybedip üstüme düşmüştü, burunlarımız birbirine değiyordu dudaklarımız arasında bir parmak Aralık vardı.
Kendimi tutmak zordu Eftalia bir milim daha yakınlaştığı an şehvetle dudaklarına yapışmıştım.
Dudaklarımız sadece dans etmekle kalmıyor, aşk ve tutku ritimle eşlik ediyordu.
Ne kadar yerde onu öptüğümü bilmiyordum, birden kucağıma çıkıp hafifçe sürtünmesiyle dudaklarımdan bir inleme firar etmişti.
Eğer biraz daha devam edersek, duramayacağımı biliyordum. Yavaşça cenneti bulduğum güzel dudaklarından ayrılıp şişmiş dudaklarına ve mayhoş yüzüne baktım. Alnına uzun bir öpücük kondurup kucağımda onunla birlikte sandalyeye oturdum.
Saçını okşarken,kokusuna dalıp uyuduğunu bilmeden saatlerce bir sigara,bir içki kadar bağımlılık yapan güzel kokusunu solumuştum.Flashback end
Olduğum yerde kalakaldım, Eftalia'ya baktım. Anlamıyordum, anlam veremiyordum. Nedir bu gördüklerim? Gelecekte yaşanacaklar mı?
YOU ARE READING
𝐘𝐨𝐮𝐫 𝐥𝐨𝐯𝐞 𝐤𝐢𝐥𝐥𝐞𝐝 𝐦𝐞/ 𝐒𝐞𝐯𝐞𝐫𝐮𝐬 𝐒𝐧𝐚𝐩𝐞
FanficYour love killed me. -Severus Snape -Smut içerir -[030821]