𝐘𝐨𝐮𝐫 𝐥𝐨𝐯𝐞 𝐤𝐢𝐥𝐥𝐞𝐝 𝐦𝐞/ 𝐒𝐞𝐯𝐞𝐫𝐮𝐬 𝐒𝐧𝐚𝐩𝐞

[9]𝒍𝒊𝒂𝒓

Severus mu?! İsmimi mi sayıklıyordu o.. yüzümdeki aptal gülümseme oluşmuştu. Siktir be oluyordu bana. Son üç gündür az uyumanın etkisiyle kendimi Eftalia'nın yanına uzanmıştım. Merlinin donu!

Çok uykum vardı ve sadece uyumak istiyordum. Kendimi Eftalia'ya çevirdim, ellerim ipeksi görünümdeki saçlarına gitmişti, Hogwarst'a ilk geldiği günden beri yapmak istediğimi yapıyordum. Saçlarını okşuyorum, görüneninden daha yumuşaktı saçları, aklımdan çıkmıyordu onu öpmem.. ve onun hafızasından sildiğim için kendime lanetler okuyordum her defasında..

İç çekip gözlerimi kapattım.
Onun yanımda olmasının huzuru ile gözlerim de kapanmıştı..
Neden bilmiyordum ama kendimi onun yanında huzurlu hissediyordum.

Eftalia..

Gözlerimi açtığım da kollarımı Severus'un boynuna dolamış bir sekildiydim. Neler oluyordu?..

Kafamı kaldırıp etrafıma baktığım da bilmediğim bir yerdeydim. Üstümdeki örtüyü Severus'un üstüne örtmüştüm, beynimi biraz zorladığım da buranın Severus'un odasının olduğunu anlamam zor olmamıştı..

Kafamı hafif yağlı görünen ama mis gibi kokan saçlarına geçirmiştim, kokusunu içime çekerken bir yandan da saçlarını okşuyordum. Saçları kesinlikle mis gibiydi.

Hafif kıpırdanması ile geri çekildim.
Yavaş yavaş uyanırken ona bakmaktan çekinmemiştim.

-"günaydın profesör."

S: günaydın güze- öhöm yani Eftalia.

Doğrulup dağılmış saçlarıyla bana baktı.

S: neden birlikte uyuduğumuzu sorma, hatta bu konu hakkında hiç bir şey konuşmak yok.

-"Neden?!."

S: profesör'üne karşı mı geliyorsun sen?!

-"karşı gelmedim, soru sordum. Hem profesörler öğrencileri ile uyur mu?.."

Gözlerini kocaman açmış bana bakıyordu.

S: ne demeye çalışıyorsun sen?!

-"dediklerimi anlamıyor musun yoksa anlamamazlıktan mı geliyorsun?"

Gece uyurken altımdaki etek açılmıştı galiba, siktir. Eteğimi düzeltip. Tabii o sıra da beni izliyordu..
Yatakta bana yaklaşmıştı.

S: bilmem anlamamazlıktan mı geliyorum.

Dibine girip sırıttım.

-"soruma soru ile cevap verme!"

Yüzüme yaklaşıp gülümseyerek bana bakıyordu. Baş parmağını dudağımın kenarına koymuş okşuyordu, nefes alış-verişlerim yavaşlıyordu..

S: eğer verirsem ne olur?..

Anlamayacak kadar aptal değildim. Oynuyordu benimle, av gibi görüyordu beni.

Elimi dudağımın üstündeki elinin üstüne koyup okşamaya başladım.

Tam cevap vericekken kapı çalmıştı.