𝐘𝐨𝐮𝐫 𝐥𝐨𝐯𝐞 𝐤𝐢𝐥𝐥𝐞𝐝 𝐦𝐞/ 𝐒𝐞𝐯𝐞𝐫𝐮𝐬 𝐒𝐧𝐚𝐩𝐞

[14] 𝒂𝒕𝒉𝒆𝒏𝒂𝒆𝒖𝒎

Severus'dan..

Aptal Lord, aptal altın üçlü.. sinirle soluyup arkama yaslandım. Hepsi aptaldı, son toplantının üstünden 2 hafta geçmişti ve Eftalia şimdiden altın üçlü ile arası çok iyiydi.. özellikle yara kafa ile..

Vücudum kıskançlık hormonları artarken sinirle ayağa kalktım, camı açıp hava almaya çalıştım, karşımda gördüğüm manzara ile gözlerimi kocaman açtım, sikik Potter. Eftalia'ya sarılıyordu. Sinirle soluyup camı kapattım.

Geri yerime oturdum. Kapının çalması ile kendime çeki düzen verip 'gir' dedim, soğuk sesimle.
Gelen gryfindoor'dan bir öğrenciydi.
Dersler hakkında bir kaç şey sormuştu, tam gidecekken aklıma gelen şeyle durdum.

-"Eftalia Lestrange'i odama çağır."

X: tabi profesör.

Odamdan çıkınca derin bir nefes aldım, o aptal Potter'ın yanında olmasından benim yanımda olması daha iyiydi.

Yaklaşık 10 dakika olmuştu, kapım tekrar tıklanınca gülümsedim, gülümsememi yüzümden atıp yerimde dikleştim, soğuk sesimle 'gir' dedim, gelen Eftalia'ydı.

E: beni çağırmışsınız profesör.

-"evet çağırdım."

Kapıyı kapattı, sırıtıyordu.

E: ne için çağırdın Peki?

Ayağa kalkıp yanına gitmiştim.

-"yanımda olman için bir sebep yok."

Gülümsemişti, Merlin lütfen her zaman gül. Gülümsemek çok yakışıyor sana.

E: her zaman gülümseyim mi yaniii?

Gözlerimi kocaman açtım.

-"aklımı okudun!"

Küçük çocuk gibi başını salladı.

E: evet

Farkında olmadan onun yanında daha rahat davranıyordum, tabii bu da zihnimi korumamı zorlaştırıyordu. Zihnimi kapattım, o hala aklımdayken onu zihnimden attım.

E: aklını okuyordum ne güzel.

Dudağını büzmüştü, dudağına minik bir öpücük kondurdum.

-"zihnime girebilmen güzel, aferin sana."

E: ödül yok mu?

Arsızca sırıtıyordu.

-"aferin dedim ya, hem herkese demem ben."

Göz devirmişti, ne ima ettiğini gayet iyi anlamıştım. Ama erkendi, hem o fazla küçüktü, hem de belki daha sonrasında pişman olucaktı. Onun pişman olmasını istemem.

E: yaa tüh.

Elinden tutup yürümeye başladım, odanın içindeki koltuğa. Oturup yayıldım, onu da kendime çekmiştim.
Saçlarını okşuyordum.

Yavaşça gözlerim günün verdiği yorgunlukla kapanıyordu. Gözlerimi açtığım da sadece yarım saat geçtiğini gördüm, yarım saatlik uyku olsa bile iyi gelmişti. Eftalia'ya baktığım da beni izliyordu, gülümseyip burnuna varla yok arası bir öpücük kondurmuştum.

E: günaydın.

-"günaydın."

Ayağa kalkmış üstünü düzeltmişti.