13.09.1997

174 32 101
                                    

13.09.1997

-Sevgili günlük,

Bugün ikinci haftanın ilk günü. Öğretmenlerin yalancı olduğunu öğrendim. Liseden sonra rahatlayacağımı söylemişlerdi. Afedersin ama ebem sikildi. Ve tüm hafta boyunca todorokiyle uğraşmak zorunda kaldım. Todoroki hani şu partide tanıştığım çocuk. İsmini bile bilmiyordum. Tek yaptığı her an aynı şeyleri söyleyip durmak. Ve dediği şeyler her zamanki gibi çok utanç verici. Yani... Anladın sen.-

...

Yeşilli genç tahtayı rahat göremediği için gözlerini kısıyor, şekilden şekle girerken melez onu gülümseyerek izliyordu. Ardından elinin ucuyla yavaşça defterini onun önüne uzatmış, formüllerin dolu olduğu sayfaları gören yeşilli gülümsemişti. "Sağol."

"Hm." Öğretmenleri masada oturmuş telefonuyla uğraşıyordu öğrencilerin yazmasını beklerken. Yeşilli beş dakikaya yazmayı bitirmiş, defterine geri meleze uzatırken yüzündeki gülümsemeyi görmesiyle şaşkınca yüzünü izlemeye başlamıştı. Hoca tekrardan tahtaya çıkıp yazmaya devam ederken melez hızla yeşillinin gözlüğünü almış, gülerek kendi gözüne bakmıştı. "Todoroki, ver şunu!"

"Oha buna rağmen göremiyor musun sen? Kör müsün?"

...

-Tanrım beni cidden deli ediyor!-

...

"İki yıldır göz doktoruna gitmiyorum göz numaram değiştiyse benim suçum değil!" Bunu duymasıyla melez sessizce kıkırdamış, gözlüğü yavaşça çıkarıp yüzüne yanaşmıştı. "Birlikte gitmek ister misin?"

"Nereye?"

"Doktora."

"Sana güvenmiyorum." Bunu duymasıyla melez gülümsemiş, kafasını yeşillinin omzuna yaslamıştı. O sırada yeşilli gözlüğünü geri takarken melez kafasını iyice bastırmış, ardından fısıldamıştı. "Şaka olduğunu düşünebilirsin ama senden cidden hoşlandım."

"Ne!" Yeşilli istemsizce bağırınca tüm sınıfın bakışları ona dönmüş, melez onun bu haline gülerken öğretmen konuşmuştu. "Bir sorun mu var midoriya."

"Kusura bakmayın bir şeyimi düşürdüm de."

"Bir dahakine daha sessiz olmaya çalış."

"Tabi." Herkes kendi işine geri dönerken hala gülen meleze bakmış, sinirli bir şekilde konuşmuştu. "Ne diyorsun sen?" Melez bunu duymasıyla gülümsemiş, yavaşça yeşilliye yanaşıp dudaklarını kulağına bastırmıştı. "Hoşuna gitmedi mi melek."

"Sınıfın ortasındayız!"

...

-Tanrım sesi nasıl bu kadar... Aghhhh!-

...

Melez onun tepkisine gülerken yavaşça uzun sandalyeye uzanmış, kafasını yeşillinin bacağına yaslamıştı. "Biraz uyuyacağım. Hocanın zaten umrunda değil." Yeşilli bunu duymasıyla kızaran yüzünü başka tarafa çevirmiş, kafasını tamam anlamıyla sallayarak dersi dinlemeye devam etmişti.

Yaklaşık birkaç saat sonra melez genç gözlerini aralamış, sadece boğuk bir müzik sesi gelen sınıfta yavaşça uzandığı yerden kalkıp etrafına bakınırken yanında gördüğü yeşilli genci izlemeye başlamıştı. Kulağına taktiği kulaklığı ile uyuyakalmış, kıpırdanan kirpiklerine camdan güneş vuraraken parlıyor ve dünyanın en güzel manzarasının ortaya çıkmasını sağlıyordu. Camdan dışarı baktığında batan güneşi fark etmiş, merakla tekrardan yeşilliye dönerken sınıfta kimsenin olmadığını görmüştü. O hala etrafı seyrederken midoriya yavaşça gözlerini aralamış, melezi görmesiyle hafifçe düzeltmişti bedenini. "Kusura bakma içim geçmiş."

02.09.1997-tododekuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin