02.09.1997

331 36 161
                                    

02.09.1997

-Sevgili günlük,

Bugün ilk aşkımla tanıştım...-

...

Yeşil saçlı genç çocuk gözündeki gözlüğü orta parmağıyla yavaşça burnuna doğru ittirmiş, önünde durduğu binanın camlarından gelen ışıklar ile gözlerini hafifçe kısmıştı. Üzerindeki gömleği hafifçe düzelttikten sonra yavaş adımlarla binaya doğru yürümüş, kapısının önünde durmuştu birkaç saniye. Ardından tüm cesareti ile kapıyı çalmış, birinin açmasını beklerken gergin bir ifadeyle beklemeye başlamıştı. Kısa bir süre sonra saatler süren uğraşlar sonucunda saçını dikleştirmiş sarışın genç elindeki bardak dolusu içkiyle kapıyı açmıştı. Onu görmesiyle alaycı bir ses tonuyla gülümsemiş, arkasındaki kalabalığa dönüp konuşmuştu. "Sorun yok çocuklar polis değil." Sessizleşmiş ev tekrardan şarkı ile dolmuştu. Hemen ardından sarışın tekrar yeşil saçlı gence dönmüş, yüzünü izledikten sonra konuşmuştu sarhoş olduğunu belli eden ses tonuyla. "Ne o okulun ineği falan mısın?" Hızla yüzü yanaşıp hızla gözündeki gözlüğü çıkarmıştı. "Böyle daha iyi." Ardından tekrar içeri geçmiş, onun da geçmesi için işaret etmişti. Yeşilli genç utanç ile peşinden giderken tekrar tekrar ne demesi gerektiğini düşünürken sarışın genç durmuş, ortadaki büyük salonu göstermişti. "Eğer birisi sana birşey içirmeye çalışırsa reddetme. Sana bol şans."

"T-teşekkürler." Sarışın yavaşça uzaklaşırken yesillinin gözü liseden arkadaşlarını aramaya başlamış, kısa bir süre sonra aradığı şeyi bulmasıyla yavaşça odanın en ucuna yürümeye başlamıştı. Vardığında ise onu bekleyen sarışın ve kahve saçlı genç kız gülümsemiş, eliyle yanlarına gelmesini işaret etmişti. "Deku-kun geç kaldın."

"Biliyorsun ochaco ilk defa böyle bir yere geliyorum. Ve açıkçası hala gelmenin kötü bir fikir olduğundan yanayım."

"Hadi ama ne kadar kötü olabilir ki. Lisede sürekli sessiz çocuktun şimdi değişsen bir şey kaybetmezsin değil mi?"

"Evet izuku-kunu o inek gömlekleri yerine o havalı şeylerin içinde görmek isterim."

"Benim gömleklerim gayet güzel bir kere."

"Tabi tabi. Bu arada gözlüksüz durmak yakışmış, daha yakışıklı duruyorsun." Bunu duyan yeşilli hızla kızarırken yüzünü kapatmaya çalışmış, utançla dizlerinin üstünde çömelmişti. "Hadi ama toga çocuğu kalpten götüreceksin."

"Ben iida'yı istiyorum. Sizden çok daha nazik en azından."

"Hey ben sana iltifat ettim bir kere!"

"Ahaha."

...

-Evet şu sıradan üniversite partilerindendi. Okullar açılmadan çoğu kişiye davetiye gönderilip tanışma bahanesiyle çoğu kişinin sevgili yapmaya çalıştığı. Hani şu her türden insanın katıldığı ve okulun zengin kızının evinde yapılan partilerden. Klasik...

Saatler birbirini kovalıyor, herkes teker teker sarhoş olurken ayık kalan tek kişinin ben olması biraz da korkutucu geliyordu. bana. Açıkçası öyle ortamlarla aram pek iyi sayılmazdı. Sonuçta o yaşıma kadar herkesin hitap ettiği üzere okulun ineği olmuştum.

Aradan saatler geçtikten sonra bile herkes içmeye devam ederken birkaç kişi odanın ortasında daire kurmuş, hani şu ismini unuttuğum öpüşme oyunu vardır ya. Şişe kimlere çıkarsa o iki kişi öpüşmek zorundadır falan. Tabi ben katılmadım. Tam da okulun ineğine yakışır bir hareket...

...

"Bakugo'ya bir puan daha."

"Tanrım öpüşürlerken partneriyle sevgili olduklarını düşünmedim desem yalan olur."

02.09.1997-tododekuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin