kafanı sikmez miyim

266 37 26
                                    

ilk uyanan felix olmuştu. yatakta biraz doğrulmuş ve bağdaş kurarak saçlarını karıştırmıştı. dudakları şişmiş ve gözleri şişmişti. sarı pijamalarının içinde oldukça tatlı görünmesi changbin'i öldürüyordu.

changbin de elini kafasının altına koymuş ve yatakta oturan ince ve küçük bedeni izlemişti. kolunh felix'in karnına sararak kendisine çekmiş ve yatağa geri yatmasını sağlamıştı. felix gülmüş ve yan dönerek changbin'le göz teması kurmuştu.

"günaydın." changbin uzanmış ve felix'in minik burnunu öpmüştü. "günaydın güzelim." felix gözlerini kapatıp changbin'e sokulmuştu. changbin de gülümseyerek kollarını sıkıca felix'e sarıp saçlarına öpücük bırakmıştı. "kahvaltıya inelim mi?" felix kafasını sallamış ve zorlukla yataktan kalkıp kendisini banyoya atmıştı. elini yüzünü yıkayıp odaya geri girmiş ve changbin de elini yüzünü yıkayıp geldikten sonra kendisi için bavuldan kıyafet bakmaya başlamıştı.

"bebeğim sen giyin sonra benim eşyalarımı alalım odadan. minho ve jisung artık aynı odada kalabilir diye düşünüyorum." felix kafasını sallamış ve siyah dar pantolonu ile changbin'den aldığı siyah tişörtü almıştı. changbin'in de orada olduğunu umursamadan kıyafetlerini çıkartmış ve giymişti. tişörtü pantolonunun içine sokmuş, zincirli kemerini de takmış ve changbin'e doğru ilerlemişti. "parfümünü getirdin değil mi?" changbin kafasını sallamış ve felix'in dudağını öpüp elini tutmuştu. "şimdi baskın zamanı."

changbin ve felix el ele odadan çıkmıştı, kapının önünde gördükleri beden ile bir adım gerilemişti felix. "niye geldin jiwon?" jiwon felix'e iğrenerek bakmış ve kapıya yaslanmıştı. "dünki öpüşmemizden sonra odama gelmedin. geçen sene böyle olmamıştı ama changbin~" felix sinirle changbin'in kulağına yaklaşmış ve jiwon'un da duyabileceği şekilde fısıldamıştı. "changbin eğer 2 dakika içinde bu kız burdan gitmezse saçlarını tek tek koparıp eline veririm. anladın mı?" changbin öksürmüş ve felix'in elini daha sıkı tutmuştu. "git işte jiwon sevmiyorum seni zorlama." jiwon kaşlarını çatmıştı. "yanındakini mi seviyorsun? güldürme beni. ne zamandır erkeklerden hoşlanıyorsun? bana o gece eteklilerden daha çok hoşlandığını söylemiştin. hem görmüyor musun? şunun yüzüne bak her tarafında leke var burnu da yüzüne hiç oturmuyor. ben daha güzelim."

"ben şimdi senin kafanı sikmez miyim?" felix changbin'in elini bırakıp jiwon'un üstüne atlamıştı. kız çığlıkla saçlarını felix'in elinden kurtarnaya çalışırken felix daha çok çekiyor ve kızın daha fazla çığlık atmasını sağlıyordu. "senin yüzünden iki gündür mahalle kadınları gibi saç baş kavga ediyorum. bak kızım ya sevgilimden uzak dur ya da bir dahakine yumrukla girişirim sana. ANLADIN MI BENİ?" kız çığlık atmaya devam ederken odadan öğrenciler çıkmaya başlamıştı. jisung ve minho da odadan çıkmış ve jiwon'u döven felix'i changbin'in de yaptığı gibi izlemeye başlamışlardı.

felix sonundan nefes nefese kızın saçlarını bırakmış, elinde kalan saçları da iğrenerek yere sirkelemişti. changbin gülmemeye çalışarak felix'i tutmuş ve yanına çekmişti. geri kalanlarda onların yanına gelmiş ve yerdeki jiwon'a bakmışlardı. hyunjin dalga geçer gibi konuşmuştu. "ah be jiwon felix'i changbin'in öbür sevgilileri gibi mi sandın? çok yazık sana." felix sinirle changbin'e dönmüş ve kulağına fısıldamıştı. "bu etek konusunu konuşacağız seo changbin." changbin yutkunmuş ve kafasını sallamıştı. felix changbin'in elini tutmuş ve yerdeki jiwon'a doğru eğilmişti. "sana söyleyeceğimi söyledim. bir daha sevgilimi rahatsız etme. çünkü bir daha seni onun yakınlarında görürsem-" felix sessizce kızın kulağına doğru fısıldamıştı. "-sadece saçlarını kopartmakla kalmam anladın mı?" jiwon bir şey demeden yerden kalkmış ve gitmişti.

"sana gelince changbin bey." changbin felix'in şu anki halinden biraz korkmuştu. çünkü felix daha önce felix'in hiç bu kadar sinirlendiğini görmemişti. "etek mevzusu ne? burada açıklayabilirsin. sonuçta yabancı yok burda."

heavenly'changlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin