kafamdan geçeni yapmak istiyorum

322 36 30
                                    


felix eski yerine oturup changbin'in arkadaşları ile konuşurken ki hareketlerini izlemeye başlamıştı. bağdaş kurduğu için changbin'in kafası dizine yaslanmıştı. felix evdekilerin üzerinde göz gezdirip kimsenin onlara bakmadığını görmüş ve elini yavaşca changbin'in siyah saçlarına koymuştu. minik parmakları changbin'in saçlarının arasında gezmeye başladığında changbin konuşmasını bitirmiş ve kafasını felix'in dizine daha fazla yatırmıştı. felix onun bu hareketine gülümsemiş ve saçlarını sertçe karıştırmıştı. changbin kafasını çevirip felix'e bakmış ve gülen yüzünü görünce bir şey demeden tekrar önüne dönmüştü.

jisung konuşulan konuya hiç dahil olmamış, cebinden telefonunu çıkartmıştı. minho'nun dikkatini çekmesi saniyesinini bile almamıştı. ne yaptığına bakmak ve biraz da jisung'u sinirlendirmek için minho hızlıca jisung'un elindeki telefonu almış ve jisung'un baktığı şeylere bakmaya başlamıştı. "ya versene telefonumu." jisung minho'nun elinden telefonunh almak için uzanmıştı, jisung'un dirseği minho'nun karnına gelmiş ve minho sessizce konuşmuştu. "biraz daha aşağıya gelmesi gerekirdi." jisung sinirle minho'ya dönmüştü. yüzlerinin çok yakın olmasından ikisi de birbirlerine bakmış ve minho'nun gözleri jisung'un dudaklarına kaymıştı. hyunjin onların bu halini görmüş ve changbin'e göstermişti. "ohh minho paşam napıyosun." minho elindeki telefonu jisung'a uzatmıştı. jisung hemen telefonu almış ve minho'yla arasına mesafe koyup utandığı için kafasını eğmişti. "sus lan sen orospu."

changbin gülmüş ve ayağa kalkmıştı. "aç mısınız?" felix hariç hepsi kafasını sallamıştı. changbin onların her zaman aç olmalarına alışmış ve felix'e dönmüştü. "yardım eder misin?" felix ayakta kendisine bakan changbin'e dönmüş ve kafasını sallayıp ayağa kalkmıştı. jeongin oturduğu yerden changbin'e söylenmişti. "bizi mutfağına almıyorsun ama felix'e gelmesi için teklifte bulunuyorsun." changbin jeongin'e dönmüş ve parmağını sallamıştı. "en son mutfağıma girdiğinizde ortalığın amına koyup kaçtınız asla sokmam sizi. felix kendi yaptığı yemeğin bulaşıklarını topluyor sizin gibi değil. özellikle minho." minho adını duymasıyla changbin'e bakmıştı. "bak durup durup bana laf atıyosun girerim mutfağa kilitlerim kendimi." changbin koltuğun üstündeki yastığı minho'ya fırlatmıştı. "otur yemeği bekle." felix ayakta durmaktan sıkılmış ve oturmuştu. "changbin dışarıdan söylesek olmaz mı?" changbin felix'e dönmüş ve gözlerinden yorgun olduğunu anlayıp eski yerine oturmuştu. "sen nasıl istersen." felix gülümsemiş ve jisung'a bakmıştı. jisung da gülümseyerek felix'e bakmış öpücük atmıştı. minho jisung'un attığı öpücüğü havada yakalamış ve sinir bozucu bir şekilde konuşmuştu. "ohh alayım öpücüğümü teşekkürler."

"ne yemek istiyorsan söyle felix." felix changbin'in ona yönelik söylediği cümleyle düşünmeye başlamış ve uzun zamandır yemediği için aklına ilk geleni söylemişti. "pizza söyleyeyim canım çekti." changbin cebindeki telefonu çıkartmış ve siparişi vermişti. felix gülümseyerek changbin'in ona karşı olan davranışlarını düşünmeye başlamıştı.

40 dakika sonra zil çalmış ve felix koşarak kapıyı açmaya gitmişti. anında kapıyı açıp kuryenin elinden pizzaları almak için uzatmıştı. kurye elindeki pizzayı geri çekmiş ve kaskını çıkartarak kapıya yaslanmıştı. "bu kadar pizzayı tek başına mı yiyeceksin? arkadaşın yoksa benimle yiyebilirsin." felix kendisiyle flörtleşen kuryeye sertçe bakmıştı. "seni ilgilendirmez ödemeyi nakit vereceğim." çocuk hala flörtleşmeye devam etmişti. "sadece numaranı versen de olur."

"kimin numarası?" changbin duyduğu cümleyle gerilmiş ve felix'in önüne geçip kolunu kapıya yaslamıştı. "kimin numarası dedim?" kurye duyduğu sinirli sesle geri çekilmişti. felix changbin'in omzunun üstünden ikisine bakmış ve changbin'in kolunu tutmuştu. changbin felix'in önünden çekilmiş ve yanına gidip elini beline sarmıştı. "ver pizzaları." kurye pizzaları felix'e uzatmıştı, felix kafasını eğmiş ve pizzaları yere bırakıp changbin'e dönmüştü. "bebeğim odamızdan cüzdanımı getirir misin?" felix duyduğu 'bebeğim' ve 'odamız' kelimeleri ile şaşkınca changbin'e bakmıştı. kafasını sallayıp odaya gitmiş ve cüzdanı alıp geri dönmüştü. cüzdanı changbin'e uzatmış ve yerdeki pizzaları alıp odaya girmişti. kutuları masanın üstüne bırakmış ve mutfağa girmişti. dolabın kapağını açıp kola şişesini çıkartmış ve tezgaha bırakmıştı. changbin de mutfağa girmiş ve felix'in yanına gelip elini ensesine atmıştı. "söylediğim şeylerden rahatsız olduysan özür dilerim. o kurye senden numaranı iste-" felix gülümsemiş ve changbin'e dönmüştü. "rahatsız olmadım. teşekkür ederim." felix tekrar önüne dönmüş ve bardaklara kolayı doldurup tepsiye dizmişti. changbin'in yanından geçip odaya girmişti. masaya kolaları koyup koltuğa oturmuştu. eline pizza kutularından bir tanesini almış ve kapağını açmıştı. içinde bir sürü olan sucuğa bakmış ve yüzünü buruşturup kapağını kapatmıştı. changbin odaya girip felix'in elindeki kapalı kutuyu görmüş ve yanına oturmuştu. "noldu?" felix üzgünce changbin'e dönmüş ve kutunun kapağını açmıştı. "sucuk sevmiyorum." changbin kafasını sallamış ve kutuyu eline alıp ayağa kalkmıştı. mutfağa girmiş ve kutunun kapağını açıp çatalla üzerindeki sucukları almıştı.

heavenly'changlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin