Diğer bölümlere bakmayı unutmayın~
'♡'
"Jimin, girebilir miyim?" Odasının kapısını tıklattığında Taehyung içeri kabul edilmeyi beklemişti ama Jimin kapıyı açtığında içeri gitmesini engellermiş gibi yaslanıp kapıyı kendi bedenine çekmişti. "Merhaba Taehyung, seni içeri almak isterdim ama birazdan tedavi odasına gitmem gerekiyor.." Taehyung Jimin'in tavrına şaşırsa da o an aldırdığı şey o değildi.
Elini miniğin çenesine koyup yüzünü inceledi huzursuzca. Her zaman soluk olan yüzü daha da solmuştu sanki, üstüne üstlük buradan baktığında bile görebiliyordu anlında birikmiş terleri.
Gene sıcacık gülümsedi Jimin. Ama bu bile Taehyung'ın endişesini geçiremedi o an. "İyiyim merak etme, sadece yoruluyorum biliyorsun ilaçlar biraz ağır." Yine de olduğundan daha berbat görünüyordu. "Emin misin?"
Hızla kafasını salladı beden. "Evet eminim hadi şimdi git ve dinlen akşam yanına geleceğim." Taehyung istemeye istemeye onu onaylayıp odasına giderken Jimin kapıyı kapatmış ve sırtını yaslamıştı. Yavaşça dizleri üzerinde çökerken ilk önce önündeki kanlı peçete yığınına sonra kendi kanıyla kaplı ellerine baktı.
Dudağının içini ısırırken kurumuş ellerini anlına yaslamış ve derin ama sakin nefesler almaya zorlamıştı kendini.
Buna daha fazla katlanamıyordu.
'♡'
Taehyung, koskoca bir haftadır Jimin'i göremiyordu.
Koskocaman bir hafta geçmişti ve artık delirmek üzereydi. Kimse ona açıklama yapmıyor ve Jimin'in odasına sokmuyorlardı. Dedikleri tek şey 'İlaçlar onu zorluyor o yüzden dinlenmeli.' Taehyung da bir süre buna fazlasıyla destek olmuştu ama bu kadarı da biraz fazlaydı artık. Ne zamana kadar böyle ayrı devam edeceklerdi?
Hele son günlerde Taehyung'ın düşündüğü tek şey Jiminken artık başka bir şeye odaklanabilmesi imkansızdı. İşte bu yüzden de artık onu gidip görecekti.
Taehyung yavaş ama hızlı adımlarla odasından çıkıp Jimin'in odasını bulduğunda kimseye görünmemek adına dikkatlice etrafına bakındı. Bakışlarını Jimin'in kapısına dikti, sakin ve yavaş adımlarla ilerleyip bir hayalet gibi kapıyı açıp içeri süzülüverdi. O kadar sessizdi ki Jimin bile duymamıştı girdiğini. "Jimin-ah-"
Arkasını dönerken neşeyle çıkan sesi karşılaştığı görüntü ile boğazına dizilirken attığı adımı durdurmak zorunda kaldı. Vücuduna bağlanmış bir sürü makinenin dışında yüzünde de büyük hava maskelerinden vardı. Ruh görmüş gibi tıkanan Taehyung sessizce yürüdü yatağa doğru. Bakışları önce baş ucundaki büyük peçete rulolarına sonra da hemen altındaki kanlı peçetelere kaydı.
Boğazı kurudu, nefesi kesiliverdi o an.
Karşısındaki görüntü öyle ağır gelmişti ki bir an yere bastığı ayaklarına kadar uyuştu, ikinci adımı atamasaydı düşebilirdi bile. Zar zor attığı adımlarla yatağın yanına geldiğinde fark etti miniğin kendi kendine mırıldandığını. "..cıyor....çok....d-" Soluk soluğa olan bedenden çıkan anlamsız kelimeler oldukça sıktı."Jimin ben geldim bak, sorun yok." Anında miniğin elini sıkıca tutarken Jimin'in hala kapalı olan gözleri aralandı hafifçe.
Taehyung'ı gördüğünde ise saniyesinde yaşla doluvermişti minik gözleri.
"Canım çok yanıyor Taehyung...Ne yapacağım? Ben- ben dayanamıyorum artık." Fısıltıyla karışık boğuk cümleleri Taehyung'a omurgasında hissetiği titremeyi verirken esmer titrekçe bir nefes aldı. Öyle korkunç ve yorgun görünüyordu ki ölü gibiydi resmen. Zar zor nefes aldığı için düzensiz kalkan göğsüyle düzenli ses çıkaran makineler, gözlerinin altına eklenmiş iki çift halka daha, kurumuş dudaklar ve beyazlamış ten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sunlight Traces☪︎ vmin
FanfictionGülümseyen Taehyung Jimin'in dikkatli yüzünü süzdü, ifadesi biraz daha güldürmüştü onu. "Bana neden öyle bakıyorsun?" "Yüzünü unutmamak için." Taehyung'ın gülüşü yüzünde donduğunda Jimin boştaki elini kaldırıp usulca esmerin yanağını sevdi. "Bir son...