Diğer bölümlere bakmayı unutmayın~
'♡'
"Anlıyorum evet tamam, orada olacağım." Telefonu kapatan beden sıkıntıyla nefesini içine çekmiş ve sandalyede hareketsiz bedene bakmıştı. Jimin sessizce odasına girip zarfı uzattıktan sonra koltuğa oturmuş ve bir daha da kalkmamıştı.
Derince ofladı, şu anda bulunduğu ortamdan dolayı fazlasıyla rahatsız hissediyordu. Birkaç adımda yanına gidip elini omzuna koydu ve yüzüne eğildi. "Jimin istemiyorsan gitmek zorunda değilsin. Hastanede olduğunu biliyorlar, rahatsız hissettiğini söylerim."
Jimin ise doktorunu duyuyor ama tepki veremiyordu. Sanırım tıpta şok diyorlardı buna ya da inme, emin değildi. Tek bildiği kafasının ve aklının tamamiyle karman çorman olduğuydu.
Yıllardır haber alamadığı insandan aniden düğün davetiyesi almıştı. Üstelik evlendiği kişi de kendi kuzeniydi Jimin'in, onları tanıştıran kuzeni. Sadece, ne düşüneceğini bilemiyordu.
O tepkisizce durmaya devam ettiğinde Namjoon hafifçe patpatladı omzunu. "Ben hallederim, sen odana dön. İlaçlarını alman gerek." Ağzını açmadan ayağa kalkıp odadan çıktı Jimin, yine etrafına bakmadan odasına girdi sessizce ve kapıyı kapattı ardından.
Bakışlarını hastane odasında gezdirdi. Sahi, Junghoon biliyor muydu hastalığını? Her geçen gün eriyerek öldüğünü duymuş muydu? Muhtemelen duysa da umrunda olmazdı.
Umrunda olsaydı hiç gitmezdi zaten.
Sırtını yasladığı kapı tıklatıldığında doğruldu, şu an kimseyi göresi yoktu. "Jimin?" Kapıyı kilitlemek için uzanan eli havada asılırken dudaklarını bastırdı yavaşça birbirine. Taehyung gelmişti.
"Biraz konuşmak ister misin?" Sıkıntıyla büzdü bu sefer dudaklarını Jimin, gene ağlayası gelmişti. Kilitlemek için uzattığı elini bu sefer kulpa koydu ve kapıyı açtı.
İhtiyacı olan tek şey Taehyung'tu.
Karşısında beliren yüzle hafifçe gülümsedi Jimin. "Çok bekledin mi üzgünüm.. Doktorumun yanındaydım."
Sesini çıkarmadı Taehyung bir adımla içeri girip kollarını minik bedene sardı arkasından kapıyo kapatırken. Gardı düşen Jimin ise indirdiği yelkenleri ile sıkıca sardı kısa kollarını. "Onu hala sevdiğimden değil. Sadece yediremiyorum Taehyung."
Yüzünü esmerin göğsüne gömdüğü için boğuk çıkıyordu sesi. "Yıllarca ondan haber bekledim evet, ama böyle bir haberi değil." Junghoon'un çocukluk arkadaşı olan kuzeniyle evleneceğini tahmin bile edemezdi. Bunca yıl Jimin'e ulaşmaya çalışmadan beraberler miydiler? Belki de uzak bir ülkeye kaçıp birlikte yaşamışlardı. Bunları düşünemeyecek kadar ağrıyordu Jimin'in kafası.
Taehyung ise sadece susuyordu. Konuşacak, söyleyecek çok şeyi vardı aslında ama söylemek için ne isteği ne de nedeni vardı.
Jimin'in kalbini kaplayan bu soğuk dumandan hiç hoşlanmamıştı.
Homurtusunu son anda tutan Taehyung Jimin'i tek bir hareketle kucağına alıp yatağa doğru yürüdü. Kendisi de hasta olduğu için dermansızdı ama Jimin o kadar hafifti ki onu etkilemiyordu bile.
Minik bedeni yatağa oturtup omuzlarından tuttu ve onu kendinden uzaklaştırdı. "Bana bak." Jimin'in gözleri ona döndüğünde Taehyung yüzünde yaş görmediği için rahatlamıştı. "Bu kadar ezik miydin sen ya?"
Tuhaf tuhaf ona baktı Jimin, ne yapmaya çalıştığını anlamıyordu. "Kendisi için dört yıldır acı çektiğin adam, şu an üzgün mü?" Biraz düşündükten sonra kafasını iki yana salladı Jimin, büyük ihtimalle evleneceği için mutluydu. "Sanmam."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sunlight Traces☪︎ vmin
Fiksi PenggemarGülümseyen Taehyung Jimin'in dikkatli yüzünü süzdü, ifadesi biraz daha güldürmüştü onu. "Bana neden öyle bakıyorsun?" "Yüzünü unutmamak için." Taehyung'ın gülüşü yüzünde donduğunda Jimin boştaki elini kaldırıp usulca esmerin yanağını sevdi. "Bir son...