• Normal bölümlere nazaran biraz uzun yazdım. Benim açımdansa önemli bir bölüm çünkü karakterlerimizden birini bu bölümde tamamen tanımış ve anlamış olacaksınız. Güzel yorumlarınızı yazmanızı isterim, zaten bu kurgu için tek bir bölümümüz daha kaldı, bitmeden evvel kendinizden bana hatıralar bırakın.
Keyifli okumalar ♡
.......
Birkaç kere çevirdiğim dolabı açmamla, odanın kapısı açılmış, başımı hızla çevirerek döndüğümde aşığım gözlerim önünde bitmişti.
Dolaptan ayakucuma dökülen yüzlerce kurumuş buket, bizi tutkulu bir gözyaşına sürüklemeden önce.
"T-taehyung?" dedim panikle. Hem aniden dağıttığım odasında basılmış olmak, hem de onun için aylardır özenle diktiğim ve buket haline getirdiğim çiçekleri evinde saklıyor olması beni şaşırtmıştı.
Hepsini atmıştır, ya da biriktirip yakmıştır diye düşünüyordum bunca zaman.
Ama o benim aksime hepsini tek tek saklamış, notları zımbalamış ve zarar gelmesin diye kilitli çekmecelerinde tutmuştu.
"Jeongguk..." dedi sıkıntılı bir soluk verip. "Ne yapıyorsun sen?"
Yaramazlık yaparken annesine yakalanan küçük bir çocuk gibi hissediyordum. Bu yaptığım doğru bir davranış sayılmazdı. Burada onun için oldukça özel olan ve görmemem gereken şahsi eşyalar olabilirdi. Bunun farkındalığı omuzlarıma yüklenince, dolabın kapağından uzaklaşarak ona doğru birkaç adım attım.
"B-ben üzgünüm, s-sadece dolaşıyordum ve kendime engel olamadım. Büyüyü bozduğum için özür dilerim..."
Mahçupça dudaklarımı dişlemiş ve hala tepkisiz duran yüzüne bakmaya devam etmiştim.
"Bir şey demeyecek misin?" dedim. Öylece buketlere bakıyor ve düşünüyordu.
"Geçen sene Ekim." dedi gözleri beni bulduğunda. "Ekim 18."
Uzun soluklu bir şey anlatacaktı belli ki, çünkü omzumun arkasına doğru geçip yavaşça belimi tutmuş, bileklerimden kavrayarak yavaşça yere oturtmuştu bizi.
Tam da bir yığım şeklinde dökülen buketlerin önüne.
"Çok narin ve sevimli bir gençtin. Okulun ikinci haftasıydı, dersine her girdiğimde kızarıyor, gözlerini iri iri açıp yüzüme bakıyor ve beni her gördüğünde başka yöne dönüyordun. Başta komşu olduğumuzu bilmiyordum, sonra balkonda sigara içerken sesini duydum."
Derin bir soluk aldı ve eli yanaklarımı bulup minik bir öpücük bıraktı dudaklarıma.
"Pürüzsüz bir sesin vardı, belki dakikalarca usanmadan mırıldandın. O balkonda öylece durup ne yapıyorsun diye merak ettim hep. Bir işle meşgûl olduğun kesindi. Devamlı makas sesleri, kazma sesleri ve dalların koparılma sesi geliyordu. Çiçek yetiştirdiğine emindim artık. Buna ilk kanaat getirdiğimde inanamadım, zihnim diyordu ki; hayır o değil, kapına buketleri bırakan o değil, o henüz bir çocuk. Yanılmışım."
Yüzünde pişmanlık ifadesi vardı, bakışları gözlerimde durdu ve uzunca bir süre kıpırdamadı.
"O günden sonra üzerine düştüm. Her gün kapıma bir buket çiçek ve not geliyordu. Senin olduğuna emindim. Bir sabah hiç uyumadım Jeongguk, gözlerimle de senin olduğunu görmek istedim. Güneş ayalı birkaç saat geçmeden başladım beklemeye. Sahiden de küçük bir çocuk gibi usanmadan bekledim o kapının deliğinde. Sonra gördüm; okulda olduğunun aksine çok cesurdun. Kapının o ân açılacak olmasını bile önemsemeden yavaşça bıraktın paspasımın üstüne. Duvarlarıma dokundun, kapıma dokundun, hatta yavaşça deliğe yaklaşıp bakmaya bile çalıştın ve işte o ân..." Dedi kesikçe, sesi titriyordu, her cümlesinin sonunda kendine engel olamıyor, avuç içlerini siliyor ve gözleri doluyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Thousand Miles | Taekook
Fanfiction• Tamamlandı Kim Taehyung, otuz iki yıllık hayatının son on bir ayında, her sabah kapısının önüne bırakılmış bir buket çiçek buluyordu. Tabii bu düşünülenin aksine asla toz pembe bir aşk hikayesi değildi. → Texting - Düzyazı → Instagram → Mini Fic