Tiran

Silah Sesleri

Levi ve Nifa oturdukları çatıda kapüşonlarını başlarına çekmiş vagonu bekliyorlardı. Eren'in kaçırılacağını tahmin etmişlerdi ve şimdi de planlarının işlemesini umuyorlardı.

"Kaptan."

Nifa, Levi'a seslendiğinde Levi yavaşça ona döndü.

"Vagon neredeyse hareket ediyor."

Levi onu görmezden gelip önüne döndü.

"Nifa, Karındeşen Kenny'i hiç duydun mu?"

"Başkentteki seri katil mi? 100 İnzibat askerinin boğazını kesen. O yıllar önceye ait bir şehir efsanesi sadece öyle değil mi?"

Çoğu insan onun bir şehir efsanesi olduğunu düşünüyorsa da Levi o adamın yanında büyüyüp yetişmişti. Yaslandığı duvardan Nifa'ya bakmadan konuştu.

"O gerçek. Hikayeler de doğru."

"Huh?"

"Çocukken bir süre onunla yaşadım."

Nifa olayı hâlâ anlayamamıştı.

"Ne? Neden böyle şeyler söylüyorsunuz? Bu şaka yapmak için uygun bir zaman değil."

Levi yeniden önüne döndü ve etrafı izlemeye başladı. Nifa ile aynı yöne bakıyordu. Levi oturduğu çatıda arkadan gelen küçük bir titreşimi hissedip Nifa'ya da bağırsa da Nifa kaçabilecek kadar tetikte değildi. Nifa'nın dalgınlığından yararlanan Kenny ona ateş etti. Levi daha ne olduğunu yeni yeni kavrayabilmişti ki yaslandığı kolonun arkasından onu kavrayan bir el onu geri çekerek kolona siper almasını sağladı. Levi kim olduğuna bakmak için olay esnasında bozulup görüş açısını kapatan kapüşonunu biraz kaldırdı ve elin sahibini görünce göz bebekleri şaşkınlıkla küçüldü. Lenia, Levi'ı refleksle kolona yaslamıştı ve Levi onun kolları arasındaydı. Ne yaptığını anladığında hızla geri çekilip Levi ile göz göze geldi. İkisi de aynı anda Nifa'ya çevirdi bakışlarını ancak o çoktan ölmüştü. Bir süre donup kaldıklarında kolon arkasından Kenny'nin sesi yükseldi. 

"Hey, Levi. Büyüdün mü bakayım sen?"

Kenny ikilinin bulundukları kolonun üzerine manevra teçhizatınının kancasını atıp, havada süzülürken silahını onlara doğrulttu.

"Görmeyeli hiç değişmemişsin!"

Levi sinirle Lenia'yı arkasına alıp ona siper olurken kılıçlardan birini Kenny'nin suratına fırlattı. 

"KENNY!!!"

Kenny kılıcı kolaylıkla savururken Levi'a nişan alıp bir el ateş etti. Lenia bu merminin geleceğini sanki en başından biliyormuş gibi mermiden kolaylıkla sıyrılırken Levi omzundaki pelerini savurup eğilmiş bu sayede de mermiden kaçabilmişti. Mermi tam arkasındaki duvarda kocaman bir delik açmıştı. Pelerin delik deşik olmuştu ancak Levi, Kenny ile dövüşürken pelerin zaten onun ayağına bağ olacağından her türlü ondan kurtulması gerekecekti. Lenia adama baktı, Jaime ile çizdikleri portrenin gerçeği şu an karşısındaydı. Levi sağına dönüp baktığında akın akın gelen İnzibat askerlerini görmüş ve çatıda koşmaya başlamıştı. Levi'ın arkasından ardı ardına sıkılan mermileri gören Lenia sinirle dişlerini sıktı ve Yüzbaşı'nın peşine düştü. İnzibat askerleri manevra teçhizatını gerçekten iyi kullanabiliyorlardı ancak arbedede en iyi teçhizat kullanan üç kişi vardı. Levi, Kenny ve Lenia.

Lenia manevra teçhizatını mükemmel manevralarla kullanabilen nadir askerlerdendi. Kendisine sıkılan bütün mermilerden bir şekilde kaçtıktan sonra gözüne kestirdiği sarışın kadına baktı. O kesinlikle Kenny'nin sağ kolu olmalıydı. Birkaç metre ilerisindeki Levi'a baktı. Kendini gayet iyi koruyordu ve ona ihtiyacı yoktu. Gözleri intikam ateşiyle yanıp tutuşurken manevra teçhizatını kadına ateşledi. Kenny ona yaşattığı gibi en yakın adamının ölmesinin nasıl bir acı olduğunu tatmalıydı. Sarışın kadına giden yolda ona ateş eden bir İnzibat askerini sanki kendisi de İnzibat değilmiş gibi duvara o kadar sert ve çevik çarpmıştı ki, İnzibat askerinin cesedi yere düşmeden Lenia üçüncü askeri çoktan paramparça etmişti. Askerleri öldürürken yüzüne gelen kanlar damla halinde boyun girintisine damlıyordu.