4'ü Chan'ın evine gelmiş, salona geçmişlerdi. Öncesinde biraz sohbet etmiş ve iyice kaynaşmışlardı. Chan arkadaş heyecanıyla bir şeyler ikram etmeyi unutmuştu.
"Alkollü bir şeyler olmasın da...Sonra bu ikisi sapıtıyor."
Felix bunları ingilizce söylemişti.
"Hey!"
Seungmin, Felix'e söylediğine karşı sitem etmişti.
"Ne?"
Tabii Changbin anlamamıştı. Sadece "alkol" kelimesini idrak edebilmişti. Chan'da evde alkol dışında olan tek içeceği söylemişti.
"O zaman, kahve?"
"Mükemmel!"
Felix memnuniyetle el çırpmıştı. Seungmin bu haline göz devirsede Changbin hala Felix'in ne dediğini düşünüyordu.
"Şey mi yapsaydık, gidip kıyafetlerimizi değiştirip öyle gelseydik daha iyi olur sanki. Yoksa götüm birazdan pantolonuma yapışacak."
"Tabii, siz nasıl isterseniz. Bende değiştiririm üstümü hem. O zamana kadar da kahveleri de yaparım."
Chan, Seungmin'i gülerek cevaplamıştı. Üçü birden hemen eve geçip üstlerini değiştirmişlerdi.
(Felix'i biraz feminen mi yapsak :))
"FELİX!"
"Sadece bir pijama Changbin!"
"EVET KUMAŞ PARÇASINDAN OLUŞUYOR!"
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Hyung, abartma..."
"Bence de Changbin, yoksa büyük kavga çıkaracağım."
Felix kıyafetlerine karışılmasından nefret ederdi. Changbin de karışmazdı zaten. Hatta ne giyse çok hoşuna giderdi. Ancak şu anda daha hala "yabancı" olan birinin evine gidiyorlardı ve koruma duygusunu bastıramamıştı. Her ne kadar korumaya çalışsa da Chan'a dibi düşüyordu.
Changbin, pes edip Seungmin'e döndüğünde onun giydiklerini daha yeni farketmişti.
"LAN BU NE!"
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
