My Disciple Died Yet Again - Öğrencim Yine Öldü - Türkçe Çeviri

Bölüm 17: Gökten Düşen Lanet Şişko

Yerdeki kişi artık nefes almıyordu, kafasından taze kan akıyordu ve bir an sonra zemin şok edici miktarda kanla kaplandı. Zhu Yao yirmi sekiz yıldır yaşıyordu, ancak bu kadar korkunç bir manzarayı ilk kez görüyordu. Ve kan havuzundaki kişi sadece on yaşında bir çocuktu.

"Küçük şişman Zhao!" Küçük Wang, yerdeki kişiyi hemen tanıdı ve haykırdı. Zhu Yao ancak o zaman kendine geldi ve elleriyle Wang Xuzhi'nin gözlerini kapattı. Küçük pısırık birkaç dakika mücadele etti ve sonra artık ses çıkarmadan başını onun kucağına gömdü. Sanki biraz korkmuş gibiydi.

Zhu Yao da korkuyordu ve yerdeki kişinin, kimlik yeşim tabletini alırken gördüğü küçük şişman olduğunu hatırladı. Sadece bir ay içinde onun önünde yerde baygın yatacağını beklemiyordu. Dikkatsizce başını kaldırdı ve yaklaşık on adım ötede duran başka bir çocuk gördü. O aynı zamanda tanıdık bir yüzdü, İkili ruh damarlarına sahip küçük dilenci Xiao Yi. Şu anda, genişlemiş gözlerle yerde baygın küçük şişman Zhao'ya bakarken yüksek sesle nefes alıyordu. Beyaz cübbesi şimdiden korkunç bir şekilde yırtılmıştı ve vücudu hâlâ kanın sızmakta olduğu sayısız yarayla doluydu. Gözleri hâlâ düşmanlıkla doluydu ve asıl mesele, kılıcın üzerinde hâlâ ıslak kan lekeleri olduğu için elindeki uzun kılıçtı. Az önce ne yaptığını söylemeden gitti.

Kargaşa birçok insanın dikkatini çekti ve çok sayıda öğrenci çoktan yaklaşmaya ve sahnenin etrafında bir daire oluşturmaya başlamıştı.

"Ne küstahlık, aslında aynı tarikattan kardeşine zarar vermeye cüret ediyorsun." İlk tepki veren Du Yuanchen oldu. Tek bir sıçrayışla Xiao Yi'nin önüne geldi ve elindeki uzun kılıcı tekmeledi. Kendi uçan kılıcını çağırarak onu tuttu, onlara doğru koşan öğrencilere döndü ve talimat verdi. "Acele et ve ustaya haber ver."

Xiao Yi direnmedi ya da büyük olasılıkla artık direnecek gücü kalmamıştı ve Du Yuanchen tarafından kolayca yere yığıldı.
Ancak, onun berrak gözlerinde, içlerinde hala boyun eğmezlik parlıyordu.

Giderek daha fazla öğrenci toplandı ve önlerindeki sahne hakkında usulca tartışmaya başladılar. Böyle bir sahnede görünen Zhu Yao'nun da kafası biraz karışıktı. O sadece Wang Xuzhi'nin gözlerini sıkıca kapattı ve onun korkunç manzarayı görmesine izin vermedi.

"Bu kargaşa da ne!" Yüksek ve net bir ses duyuldu ve sanki gökten gelmiş gibiydi. Ana Salondan beyaz bir figür uçtu ve bu kişi Antik Tepe Tarikatı'nın Tarikat Lideri Zi Mo'ydu. Daha önce hala gürültülü olan sahne anında sakinleşti.

Zi Mo'nun bakışları yerdeki küçük şişman Zhao'yu taradı ve ifadesi soğudu. Yere çömelerek vücudunu kontrol etti. Sonra elini sallayarak bir sanat yaptı ve bir anda yerdeki kanlar içindeki kişiyi bir ışık perdesi sardı. Daha önce kanayan başı bir anda durmuş ve yaraları gözle görülemeyen hızla kapanıyordu. Işık perdesi dağıldıktan sonra, Zi Mo ona bir hap yedirdi. Bir an sonra küçük çocuk tekrar nefes aldı ve ardından Zi Mo çevredekileri sorgulamak için döndü.

"Yetişimi sakatlandı, bu kadar ölümcül bir eli dağıtan kimdi?" Zi Mo, yaralanan bu küçük çocuğu tanıyordu. O, Artifact-Arıtma Zirvesi Lordu Muhterem Zi Yuan'ın ilk öğrencisi olan Yuanxiu'nun oğluydu. Yeteneğinin oldukça iyi olduğunu duymuştu, peki nasıl bu kadar yaralandı?

"Ustaya cevap veriyorum." Du Yuanchen, yanındaki kişiyi zorla kaldırdı. "Bu o."

Zi Mo, Du Yuanchen'e baktı ve ardından gözleri elindeki küçük çocuğa takıldı. İfadesi bir an için tamamen soğudu. "Ne oldu?"

Du Yuanchen, Zi Mo'ya doğru eğildi ve devam etti. "Küçük savaşçı kardeş, küçük savaşçı kız kardeş Zhu ve ben daha önce yanından geçtik ve tesadüfen onun küçük savaşçı kardeş Zhao'ya ağır bir darbe indirdiğini gördük."