DELİ

2.8K 227 51
                                    

    Aklın sırları ne yazık ki benim zamanımda bile çözülemeyen gizemlerden biriydi. Bu nedenle aklın yaptıklarını denetlemek için kalbin olduğuna inananlardanım. Ancak hiç bir zaman kalbimle aklın arasında kalmamış, ya da bir şeyleri elde etmek için türlü türlü oyunlar oynamamıştım. Bunun nedeni yıllarca aynı kişiye bakmam ve bakarken kör olmamdan kaynaklı olabilir. Ancak şu bir hafta içinde Veysel ve Ferzan sayesinde birinin dikkatini çekmenin bin türlü yoluna şahit oldum. Ve işin garip tarafı sanki mücadele ettikleri ben değilmişim gibi tepkisiz olmamdı. Sabah idmanlarıma eşlik eden Veysel, sabah sabah bana kahvaltılık gönderen Ferzan bunlara basit örneklerdi. Hatta bir defasında Ferzan olayı abartıp karakolun yanında çitlerin arkasından ben ve Veysel ile idman yapmıştı. Aslında ikisinin bu mücadelesi fazlasıyla komikti. Ne de olsa çocuk değildim ve kimseye ümit verecek bir harekette bulunmamıştım.

  Sabah idmanımı yapıp izin günüm olduğu için yavaş yavaş yediğim kahvaltımın son demini çayımla şenlendirirken yeni yeni bacağı iyileşen Samet'in seke seke bana gelmesi ile yine başımıza bir şeyler geldiğini anlamam uzun sürmedi. Samet telaşla masaya gelip sandalyeye ellerini koyarak nefeslendikten sonra:

" Üsteğmenim sizden bir iyilik isteyebilir miyim?"

  Çayımın son yudumunu kalan son keyif kırıntılarımla tükettikten sonra:

" Konuş Samet elimden gelen bir şey ise yaparım."

 Samet duruşunu dikleştirip dudaklarını ıslatarak:

" Benim babam olur musunuz?" dediğinde anlamaz bir ifade ile yüzüne bakarak:

" Ne?" diyebildim ancak. Samet benden sadece bir yaş küçüktü bu nedenle söylediğini kavrayamamıştım. Samet ise sakince açıklamaya başladı:

" Üsteğmenim ben kimsesizim ve aşağıdaki sağlık ocağındaki hemşire Pelin hanım ile bir süredir görüşüyoruz. Şimdi onun ailesi gelecekmiş ve beni yemeğe davet etti. Yanımda büyüğüm olarak benimle gelir misiniz?

   Samet'in açıklamasının ardından kahkahayı patlattığımda Samet'in yüzü düştü. Açıkçası kendimi birisinin babası olarak hiç düşünmemiş olsam da Samet'in bana güvenmesi beni gururlandırmıştı.

" Büyüdün de aşık mı oldun deli oğlan. Allah kızcağıza yardım etsin " dediğimde öfkeden sıktığı dişleri ile daha da komi görünüyordu. Takılmalarımın Samet'in sınırına ulaşmasını sağladığını fark ettiğimde gülmeyi kestim:

" Kızın ailesi için bir şeyler almak lazım, on dakikaya hazır ol çıkalım. "dediğimde ise Samet çocuk gibi zıplayarak yanımdan ayrıldı. Ben de üzerimi değiştirip hazırlanmak için odaya geçtim. İçeri girdiğimde altında boxerı ile Veysel'i görmeyi beklemiyordum. Bana dönerek:

" Birlikte çıkalım bir şeyler yer alış veriş yaparız." deyince sıkınca yerimde kıpırdanıp:

" Bugün önemli bir randevum var başka  zaman yüzbaşım" dedim. Veysel randevu lafını duyar duymaz gözlerini açıp bana baktığında aklından geçenleri tahmin etmek zor değildi. Ama ona açıklama yapmak boş hayaller kurmasını desteklemekten başka bir işe de yaramazdı. Bu yüzden Veysel'e selam verip banyoya geçtim. Hızlı bir duşun ardından çıktığımda Veysel çoktan gitmişti bile. Ben de hızla hazırlanıp çıktığımda Samet'i koridorda sakat ayağı ile volta atarken buldum. Yanına vardığımda gidelim deyip çıktık. Burası küçük bir yerdi, yolda durup gideceğimiz ev için ikramlık bir şeyler aldıktan sonra sağlık ocağının lojmanına ulaştık. Kızın ailesi bizi samimiyetle karşıladı. Annesi bizim için çayları hazırlarken sohbet ettiğim kızın babası klasik bir anadolu insanıydı. Hoş bir sohbetin ardından vaktin geç olması sebebiyle izin istedik. Lojmandan çıktığımızda Samet'in ağzı kulaklarına  varıyordu. Onun bu hali beni de mutlu ederken yolumuzu kesen berduş kıyafetli bir adam ile ikimizde temkinli bir şekilde durduk. Adam yavaş yavaş bana yaklaşıp:

ÖLÜMSÜZ (BXB) (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin