Şu an 3-1 onlar öndeydi ve biz çok sinirliydik.
(MİCHA ZEZE) Burada azim ile cesur bir şekilde mücadele ediyoruz, şimdi görürsünüz siz kim yeniyor?, demiş ve Hwang'dan gelen topu Merinaz'a atmıştım. Merinaz topu hızlı bir şekilde Vicente atmış ama Vicente topu elinden düşürmüştü ve durum böylece 3-2 olmuştu.
(MİCHA ZEZE) İşte Adanalı Meri be, kurban olalım sana, demiş ve ona sarılmıştım.
▪Sonuç 7-4 olarak biz yenmiştik. Şimdide sevinç göstergemiz olarak etrafta koşturmaya başlamıştık.
(MİCHA ZEZE) Hadi bakalım, gidin yolunuza.
(JU HWANG) Micha seninle görüşeceğiz. Meri bizi çabuk sattın, demiş ve işaret parmağını bize doğru sallamıştı.
Şimdide eve doğru gidiyorduk, tenis oynamak için artık saat geç olmuştu. Benim aklıma bir fikir gelmişti ve Vicente'ın yanına gidip gülümsemiştim.
(MİCHA ZEZE) Vicente, sana bir şey sorabilir miyim?
(VİCENTE) Aslında ne soracağını tahmin edebiliyorum.
(MİCHA ZEZE) Ciddi misin? Hadi söyle cevabı o zaman.
(VİCENTE) Bak şimdi şuradaki evlerin ortadaki olan ev, demiş ve eli ile göstermişti.
(VİCENTE) Bir kaç defa gördüm diye söylüyorum, yoksa kimseyi tanımıyorum buradakinleri. Birde o kadar yakışıklı değiller,Koreliler için normal bir yakışıklılık.
(MİCHA ZEZE) Sen erkek gözü ile bakıyorsun tabi ki öyle dersin, bizim gözümüzden bak birde.
(MERİNAZ) Tamamdır o zaman, biz hergün sendeyiz Vicente.
(JU HWANG) Tabi bulursan, hergün başka evde burada durduğuna şaşırmalı, demişti ve sırıtmıştı. Vicente da sırıtıp Hwang'a bakmıştı.
▪Çantalarımızı alıp Vicente'ın evinden çıkmıştık. Otoparka gidip arabamıza binmiş ve eve gitmiştik. Eve geldiğimizde bavullarımızı yerleştirmekle etrafı düzeltmek ile uğraşmıştık. Kendime su alıp salonda oturmuştum. Merinaz'da su alıp yanıma gelip oturmuştu.
(MİCHA ZEZE) Çok yoruldum, ama sonunda bitti. Yarın Hwang gelemeyecek, olmadı biz gezeriz biraz, okul başlamadan güzelce gezelim etrafı sonra derslerle uğraşacağız.
(MERİNAZ) Haklısın, katılıyorum. Güzelce gezelim, sonrada okula gidelim.
(MİCHA ZEZE) Evet, önceden görelim.
▪Sabah sporu, kahvaltı falan derken saat öğleni bulmuştu. Etrafı toparlayıp makineye vurmuştuk. Şimdide dışarıya çıkmak için hazırlanıyorduk. Odama gidip ilk çok hafif günlük bir makyaj yapmıştım sonrasında gardırobumu açmış ve pantolon olarak siyah balloon pantolonumu çıkarmıştım. İçime yuvarlak yaka bir uzun kollu giyip üzerime de kahverengi renkte, siyah büyük kare detayları olan kalın bir hırka giymiştim. Aslında hava çok fazla soğuk değildi ama bem üşüyordum. Siyah kemerimi pantolonuma geçirmiş, hırkamın önünü birazcık pantolunumun önüne koyup kemerimi bağlamıştım. Gardırobumdaki aksesuar bölümünü açıp siyah renkte küçük yuvarlak ve altı da kare şeklinde içi boş parıltılı küpelerimi takmıştım. Babamın bana aldığı kolyeyi takıp parmağımada altın rengi ince yüzüğümü takmıştım. İç çamaşırı bölümümden bir çorap çıkarıp giymiştim. Orta büyüklükte siyah renkli kol çantamı alıp içine gerekenleri koymuştum. Saçımı yapmak için boydan aynamın önünde durmuştum. Saçlarıma sprey sıkıp biraz taramış ve en alttan kolay bir topuz yapmıştım. Favori kısmındaki küçük saçlarımı çıkarmıştım. Son olarak parfümümü sıkıp el kremimi sürmüş ve odamdan çıkmıştım. Merinaz odasından çıkıp yavaş yavaş geliyordu. O siyah kot pantolon giyip üzerine geniş sweatshirt giymişti, siyah omuz çantası ve başında da siyah şapka vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blue&Grey
Fanfiction🎷Ben mavi ve griyim, Gözyaşlarımın anlamlarının aynaya yansıması, bir gülüşün ardında saklanan rengim, mavi ve gri... 🩺Ben mor rengin tanımı olmaya çalışan kişiydim, Karanlık geçmişimden kurtulsamda yaralarımı iyileştiremiyordum... 🎨İç dünyamızda...