3 HAFTA SONRA
3 haftada aslında çok birşey değişmemişti, tabi önemli şeyler oldu. Taehyung'u arada görüyordum ve birbirimize sadece gülümsüyorduk, selam veriyorduk. Diğer üyelerle daha yakın oldum, gerçekten çok tatlı ve çok komik insanlar, her zamanki gibi...
Meri ile Jungkook arkadaş oldular bile bir şekilde birbirlerinin numaralarını alıp konuşmaya başlamışlardı. Güzel eğleniyorduk, herşey çok güzel gidiyor. Sınav haftamız yaklaşıyordu bu yüzden çalışmalarımız daha çok ağırlaşmıştı.
Şimdi ise Lee Hyun beni, Meri'yi evine davet etmişti, Bangtan ve bir kaç kişi daha gelecekmiş. Hazırlanmak için ikimizde kendi odalarımıza gitmiştik. Ben hazırladığım kombini üzerimdekileri çıkarıp giymeye başlamıştım. Siyah kumaş pantolon, üzerine saten uzun kollu beyaz bir gömlek giymiştim. Kalın küçük halka küpelerimi takıp elime bir yüzük takmıştım. Saçlarımı dağınık bir topuz yapıp, parfüm sıkmış ve siyah kol çantamı alıp odamdan çıkmıştım.
(MİCHA ZEZE) Meri ben ayakkabılarımı giyiyorum, demiş ve ayakkabı dolabından bilekten bağlamalı siyah deri sitilettolarımı giymiştim. O sırada Meri gelmişti. Üzerine kısa siyah kolsuz bir crop altına kısa siyah yırtmacı olan bir etek giymişti, onun üzerine bir siyah blazer ceket giymişti. Boynunda ince bir kolye kolunda ise altın sarısı zinciri ile siyah bir çanta almıştı. Ayakkabı olarak bilekten bağlamalı tek bantlı siyah bir topuklu ayakkabı giymişti.
▪
Lee Hyun'un evine geldiğimizde hala kimse yoktu bizde sofrayı kurmasına yardım etmiştik. Gerçekten çok güzel bir kapalı terası vardı ve havada güzel olduğu için hoş bir atmosfer olacaktı. Kapı çalarken bende terastaki minik koltuklara oturmuştum. Bir süre sonra hepsi tek tek girerken arkalarındanda bir kaç kişi daha girmişti. Ben ayağa kalkıp selam vermiştim.
(MİCHA ZEZE) Nasılsınız?
(KİM NAMJOON) İyiyiz Micha, sen nasılsın?, demiş ve gamzesini göstererek gülmüştü.
(MİCHA ZEZE) İyiyim, teşekkürler, demiş ve gülmüştüm. O sırada Meri gelmişti ve Lee Hyun beni çağırmıştı.
Herkes sofraya oturmuş, hem sohbet edip hemde yemek yiyordu. Karşımda Taehyung otururken nasıl yiyeceğimi bilmiyordum ama o çok güzel bir şekilde önündeki yiyecekleri yiyordu. Bende bir şekilde yemiştim, sonrasında sofrayı toparlamıştık. içecek isteyenlere ne istediklerini sorup vermiştim. Taehyung birşey istemeyince ona bakmıştım.
(MİCHA ZEZE) Sana istersen sıcak çikolata yapabilirim.
O bana bakıp gülümsemiş ve;
(KİM TAEHYUNG) Olur, demişti.
Gülümseyip içeri girmiştim. Lee Hyun yanıma gelip bana gereken malzemeleri çıkarıp tezgaha yaslanmıştı.
(LEE HYUN) Taehyung'a ne güzel davranıyorsun sen öyle.?
(MİCHA ZEZE) Aşk olsun, hepinize öyle davranıyorum. Ayrım yapmıyorum.
(LEE HYUN) Neyse dur bakalım, gece bitsin sana birşeyler sorucam.
(MİCHA ZEZE) Tamam, hadi gidelim artık, demiş ve yaptığım sıcak çikolatayı elime alıp Lee Hyun ile birlikte terasa gittik. Ben Taehyung'un önüne kupayı bırakıp kendi yerime oturmuştum.
(KİM TAEHYUNG) Teşekkürler, demişti bana bakıp gülümseyerek.
(MİCHA ZEZE) Rica ederim, afiyet olsun.
▪
Hepsi gitmişti, ben ve Meri'yi de Lee Hyun bırakıyordu.
(LEE HYUN) Meri nasıl gidiyor?
(MERİNAZ) Güzel gidiyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blue&Grey
ספרות חובבים🎷Ben mavi ve griyim, Gözyaşlarımın anlamlarının aynaya yansıması, bir gülüşün ardında saklanan rengim, mavi ve gri... 🩺Ben mor rengin tanımı olmaya çalışan kişiydim, Karanlık geçmişimden kurtulsamda yaralarımı iyileştiremiyordum... 🎨İç dünyamızda...
