Yeni kitabım olan Ruhun Girdabı adlı kitabımı tanıtan bir bölüm oldu. Bu diğerlerinden farklı bir kitap olacak ama bu kitabın da okurlara ihtiyacı var, aslında uzun zamandır yazıyordum, şimdi paylaşmak istedim sizlerle. İnşallah beğenirsiniz, okunmalar artar. Diğer kitaplara az okunmalar geldi, yine de ümidimi kaybetmedim ve yazmaya devam ettim. Zaten benim için önemli olan binlerce, milyonlarca okunması değil, bir kişinin dahi olsa düşüncelerimi okumasıdır ve beğenmesidir. Bugün de ayın biri ve yeni bir başlangıç yapmak istedim, zaten twitter hesabı da açtım. Takip edebilirsiniz.
1. 1. 2022
Ruhunun kavramını yitirdiği tehlikesiyle, baş başa kalmış kelimeleriyle, bir çift göze dahi bakamadığı, yalnızlığıyla yoğrulduğu zamanları yaşadı. Günleri kelimesiz günlere imza atıyordu, ruhu solgun bir çiçeği andırıyor su verse de olduğu yerden doğrulamamıştı. Ruhunu girdaba atmış ve bir daha o girdaptan çıkamamıştı, o girdabın adı yalnızlıktı..
Yalnızlığı kendinden bir parça gibi her zerresinde gezdiriyor, konuştuğu zaman çıkan kelimeleri yalnızlık duyuyor, kavramıyla kendisini anlamaya çalışıyor sonra beraber acıyorlardı. Acı; ruhuna atılmış bir imza, tenindeki damarlar, göz pınarlarında bir gözyaşı olmuştu adeta. Arada bir başını sallıyor kabulleniyordu bunları.
Kelimeleri acı bir yerden çıkacakmış gibi korkuyordu dilinin ucuna varmaya. Kısılıyordu beyninde hiç durmayan kelimeler dilinin ucuna vardığında.. Uzaklaşıyordu, uzaklaşıyordu. Sonsuzluğa kadar uzaklaşmak istiyordu herkesten, kendinden, ruhundan. Sadece bir boşluğa düşüp orada kalpsizce yıllarını geçirmek istiyordu. Belki de toprağı istiyordu içindeki ölü organlar; belki de bilmeden ölümü istiyordu.
Yalnızlığı kendinde bir parça olarak taşıyordu, hiç indirmemişti. Diğer insanlar gibi diğer insanları çevrelemeyip yorgun bekleyişleri yoktu onun, insan kalabalıklarının saçma haykırışları yankılanmıyordu beyninde. Beyninde tek bir düşünce hakimdi; "ben hep tek düşünmeye devam edeceğim."
Aslında yaşadığı bir acı yoktu şimdilik hepsi geçmişte kalmıştı ama insan olduğu için onu daima ruhunda ve bedeninde tutmaya karar vermişti. Öylelikle kendini insan gibi hissediyor, kendini her acıtışında içinde bir şeyler konuşuyordu. Kendini, sadece kendini dinliyordu. İçindekileri bugüne dek sadece kendi dinlemişti. Bu etrafı kalabalıkken de böyleydi, tek insan bile bu simayı tanımadığında da. Soyutlamıştı kendini dünyadan, sessizleşmişti kelimeleri, hissizleşmişti duyguları. Karanlık bir örtü onu örtmüş, kendiyle cebelleşiyor ve aynı zaman da kendini tanımasına imkan sağlıyordu.
Dimağında anlamlı bir hâl alıyordu bulunduğu durum. Diğer organları isyankarca vücudunda sızlarken anlamıyorlardı bu acıyı. Ruhundaki boşluk hayatının bir parçası olmuştu bilmeden. Artık fark bile edemiyordu o büyük boşlukları. Yalnızlığın kendine fısıldayıp ruhuna kendini bıraktığı boşluklardı bunlar. Kendini kusursuz sanıp içinden ateşler çıkaran katledişlerdi bunlar. Hayatını katledişini kendine ilaç sanıyordu bazen. İnsanlar en büyük katildir belki de, diye fısıldıyordu arada bir kendine. O yüzden uzağım tüm katillerden diyordu.
İnsan katildir,
Kendini kusursuz sanıp içinden ateşler çıkaran katledişlerdi bunlar,
O hayatını katlederler diye sağırdı insanlara,
İnsanlar zaten duymuyordu kara bir örtünün altına gizlenmiş ruhu.
Ruh habersizdi girdabın pençesinde olduğundan,
Saklamıştı kendini bir acı soluğun göğsüne,
Girdap sadece insandadır,
Ruhun girdabı acıdadır, dinlemeyiştedir, yok sayış ve kötülüktedir, yalnızlıktadır.
Ruhun girdabı yalnızlıktır, bunu da yaratan insanın pençeleridir.
Pençelerinde birikmiş parçalayışlarıyla insanı kapana kısıp yalnızlığa terk edendir insan.
Sonra da insana; her sorunu kendinde olduğunu düşündüren,
Yalnız diye, hor görüp pençelerini boğazına süren,
Pençelerinde tutulmuş boğazım değildir sadece, tehlikedir, ruhumdur.
Ruhumun varlığı girdaptır, insan insanı girdaba sürükleyen bir canavar.
Konuşukları anlamsız, boş, iğneleyicidir.
İnsan yoksa girdap yoktur, insan yoksa acı yoktur, insan yoksa katledişler yoktur,
Bunu sana yapan ruhundur insan yoksa,
Ruhun kıvranışıdır bir zamanın yorgunluklarından,
Alışmıştır çaresizliğine.
insan yoksa yorgunluklar dinlenir, kesik sesler açar sesini kendini dinler.
Ruhun girdabı insandır. Sadece insan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUHUN GİRDABI
Ficción Generalİnsan katildir, Kendini kusursuz sanıp içinden ateşler çıkaran katledişlerdi bunlar, O, hayatını katlederler diye sağırdı insanlara, İnsanlar zaten duymuyordu kara bir örtünün altına gizlenmiş ruhu. Ruh habersizdi girdabın pençesinde olduğundan...