UYUMSUZ ELEMENT -2-

Tanışma

"Kesinlikle bir daha yapmak istiyorum!" diye bağırarak annemin ve babamın yanına gittim.
Babam, "Bunu zaten çok fazla kez yapacaksın. Ama önce misafirlerimize selam mı versen?" derken kafasıyla yanımızdaki 3 aileyi gösterdi. Babam sayesinde fark edip "Merhaba! Ben Mariel." diyebildim. Bugün bu cümleyi kaç kez kurdum bilmiyorum.
Üç aileden birinin Tian'ın ailesi olduğunu gördüğümde gözlerim büyüdü.
"Tian! Sen de buraya hava jetleriyle mi geldin?"

"Evet ve önceden böyle bir hissi tatmadığıma eminim. Dünyanın en eğlenceli şeyi olabilir. Olabilir değil öyle!"

Konuşmamızı annemin sesi böldü.
"Hava jetleri hakkında konuşmanızın yarım kalmasına sebep olduğum için özür dilerim. Önceden tanışmanıza da sevindim ancak diğerleriyle de tanışsanız iyi olur."

Hepimize oranla daha uzun olan çocuk konuştu.
"Ben Acheron. Su elementine sahibim."

"Biz bunları hiç konuşmamıştık aslında. Ben ateş elementiyim." diye atıldım.

"Ben de hava elementiyim." dedi Tian da.

"İsmim Gaia. Geriye de toprak elementi kalıyor." dedi ve kocaman gülümsedi.

Sıra ailelere gelmişti.
"E siz tanışmayacak mısınız?" diye sordum.

Babamın, "Biz zaten tanışıyoruz, hayatım." cevabından sonra aslında onların önceden beraber savaşan elementlerden olduğu aklıma geldi.

"Doğru ya, unutmuşum. Ama biz tanışmıyoruz."

Benim cümlemden sonra öne ilk atılan ebeveyn babamdı.
"Çocuklar, ben Hephaistos Glory. Mariel'in babasıyım."
"Ben de Hestia. Annesiyim."

Babam ve annemden sonra Gaia'nın annesi konuştu.
"Ben Dione. Kim olduğumu tahmin ediyorsunuzdur ama tahmin edemeyeceğiniz bir şey söyleyeceğim. Yaklaşın."

Hepimize doğru eğildi ve fısıldadı.

"Ben Hestia'nın en yakın arkadaşıyım."

Annemin en yakın arkadaşı mı? O çok güzel biri.
"Bölüyorum ama Hestia'yı senden önce tanıdım. Onu sana yem edemem." dedi Gaia'nın babası.

Annemin bu kadar çok sevilmesi beni ne kadar garip hissettirse de şaşırtmadı. Onu seviyor olmaları çok normal bence.
"Kendimi tanıtmayı unuttum. Ben Himeros. Gaia'nın babasıyım."

"Bu tanışma olayı çok uzun sürmedi mi? Annem Hera, babam Boreas. Evet Acheron, sendeyiz." dedi Tian.

"Annem Doris ve babam Alpheus. Bir an önce 'bizi bilgilendirme' faslına mı geçsek? Gerçekten çok sıkıldım çünkü."

Annem, Acheron'un annesi ve babasına öfkeli gibi duruyordu. Öfkeli değil de daha çok umursamaz gibi. Herkese samimi davranıp şakalar yapan annem, onlara karşı uzak ve mesafeliydi. Bunun sebebi ne olabilir bilmiyorum ama çok merak ediyorum. Umarım yakın zamanda öğrenebilirim.
Tanıtma sırası ben de. Size onları tanıtmam gerektiğini düşünüyorum çünkü.
Tian; kıvırcık kumral saçları, mavinin açık tonunda gözleri, küçük bir burnu, ince dudakları ve aynı zamanda gayet yakışıklı olan bir erkekti.
Gaia; tatlı tebessümü yüzünden eksik olmayan, kahverengi gözleri olan, siyah ve kısa saçlı bir kızdı.
Acheron; bize göre daha uzun boylu, kıvırcık siyah saçlı, benim göz rengimden biraz daha koyu yeşil renk gözleri olan bir erkekti.

"Bensiz parti mi olur!?" diyerek yanımıza gelen kişi Helios'tu.
Burada ailemden başka tanıdığım tek kişi o ama asıl soru burada ne işi var?

"Sen de mi burada çalışıyorsun?" diye sormadan edemedim.

Helios'u seviyorum çünkü çok komik ve eğlenceli biri. Sık sık bizi ziyarete gelir. Keyfimi nasıl yerine getirebileceğini çok iyi biliyor. Onun olduğu ortamda gülmemek benim için imkansız.

"Benim bunlardan aşağı kalır yanım mı var?"

"SEN ŞİMDİ BİR ELEMENTE Mİ SAHİPSİN!?"

"Ben de sizin aileden sayılırım."

"Ateş elementisin yani?"

"Yarı yarıya."
Cümlesine, diğerlerine dönerek devam etti.
"Ben Helios. Siz zaten çok iyi tanıyorsunuz ama çocuklar için tanıttım. Bana bayılacaksınız."

Babam gülümsedikten sonra konuştu.
"Burnumuzda tütüyordun."

"Her zamanki gibi." diye karşılık verdi Helios.