Beomgyu;Uyumak için hazırlanırken gördüğüm siyah siluet ile yerime çakıldım. Bizimkilerden birisi bana şaka yapmaya çalışıyordu kesin.
"Kimsin?" Demiştim siyah gölgeye doğru. Uzun birisi değildi. Ni-ki desem, onu kendim göndermiştim.
"Ni-ki?" Dedim tekrar. Siyah gölge tepki vermemişti. Elime aldığım feneri yakıp o tarafa tuttum. Fenerin ışığı yüzüne değince yerimden sıçradım.
Bu kişiyi tanımıyordum. Kahverengi saçları yüzüne tuttuğum ışık yüzünden gözlerine gölge bırakıyordu. Dolgun dudakları ve sivri burnu vardı. Pörtlek gözlerinin hedefi bendim.
Telefonumu polisi aramak için pijamamın cebinden çıkardım. Numarayı girip arama tuşuna bastım. Telefonum kendi kendine kapanınca yabancı kişi hala oradamı diye baktığımda bana bakıp gülüyordu.
Bu daha çok tırsamama sebep olmuştu.
Elim titreye titreye Yeonjun'a mesaj attım. Ondan da saçma bir cevap alınca, hala bana bakıp gülen kişiye "evimden çıkmazsan polisi ararım." Dedim.
Bu daha da komiğine gitmiş gibi gülünce elimdeki fener düşmüştü. Korkuyordum. Hemde çok fena.
Bu sefer bir kahkaha sesi duyunca yere eğilip feneri aramaya başladım. Elime değen şeyi kavrayıp ışığını açıp yabancının olduğu yere tuttum.
Ama yoktu.
Az önce oturduğu yerde yoktu.
Elimdeki feneri etrafa tuttum. Belki de bir hırsızdı. "Hey!" Diye seslendim nerede olduğunu bilmeden.
Etrafta gezdirdiğim fener bir anda elimden çekilince korkuyla geriye adımladım. Ama bu yaptığım yanlıştı. Feneri arkamdan almış olacaktı ki bedenim bedenine çarpmıştı.
Hemen arkamı dönüp yüzüne baktım. Hırsız ise yüzünü saklaması gerekmiyor muydu? "Çık evimden." Dedim. hala mutfakta olmamız bir fırsattı. Arkama bakıp çekmeceye koştum ve elime gelen ilk bıçağı aldım.
"Sana çık evimden dedim."
Yine gülmüştü. Korkudan elim titriyordu. Bıçağı düşmesin diye sıkı sıkı kavradım. "Kimsin?" Dedim cevap vermeyeceğini bilerek.
"Neden buradasın? Nasıl girdin içeri?"
Sorularımı görmezden gelip üstüme adımladı. Elimdeki bıçaktan korkmuyor muydu?
"Yaklaşma." Dedim elimdeki bıçağı kendisine savurup. Umurunda olmamış ve yine üstüme adımlamıştı. Tekrar bıçağı savurdum. Ama bu sefer elimi yakalamış ve elimdeki bıçağı almıştı.
Tenime değen soğuk eller ile daha çok geriye adımladım. Elimi elinden hızla çekip geri geri ilerledim. Belim soğuk bir şeye çarpınca omuzumun üstünden arkaya baktım. Pencerenin önüne gelmiştim. Arkamı dönmem hata olacağı için yan durup pencereyi açmaya çalıştım.
Pencereyi açıp bağırmaya başladım. "yardım ed-" dudaklarımın üstüne kapanan el ile kendimi geriye savrulurken buldum;
Pencereden dışarı çıkardığım kafamı içeri çekmiş ve dudağıma eli ile bastırmaya devam etmişti.
Beni içeri itip pencereyi kapatmış ve perdeyi çekmişti. İttiği için yere düşmüştüm. Elim belimi bulup orayı ovalarken kendisine baktım.
Pencereyi kapattıktan sonra yanıma adımlayıp ilk defa konuşmuştu.
"Seni kimse duyamaz."
"Seni kimse tanıyamaz."
"Seni kimse umursamaz."
"Seni kimsesin. Sen artık yoksun. Beni rahatsız ettiğine pişman olacaksın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Beast İs With Me / taegyu
FanfictionHerkes hata yapar. "Herkes adam öldürmez ama değil mi?" ~♡° ~$°