10

918 89 41
                                    

Üstümü giyindikten sonra son kez aynaya baktım. Evet, kesinlikle iyi görünüyordum. Bugün Heeseung ile buluşacaktım. İlk kez.

Onu canlı bir şekilde görmeyi çok istiyordum. Daha konuşmaya başlayalı da 2 hafta falan olmuştu ama çok çabuk alışmıştım ona.

Nedense bana iyi (?) geliyordu. Heyecanlıydım. En fazla yarım saate Heeseung'ı görecektim. İlk kez, yüz yüze. Ayakkabılarımı giyip çıktım evden. Hızlıca kafeye gitmeye başladım. Sadece bir kaç dakikaya gelmiştim. Kafeye girince gözlerim onu aradı. Sonra birinin bana el salladığını gördüm, evet o'ydu. 

Yanına gittim ve karşısındaki sandalyeye oturdum. Öylece bana bakıyordu, gülümseyerek. Nedense bundan biraz utanmıştım. Gözlerimi kaçırdım. "Jake... Çok güzelleşmişsin." Eminim  şu an  bir domatese benzedim, eminim! "Şey.. T-teşekkür ederim senden ç-çok yakışıklısın." Lanet olsun, kekelemiştim. 

"Heyecanlanmana gerek yok. Nasılsın?" 

"Nasıl olabilirim acaba heeseung? Ben her an önümde böyle taş-" tam cümlemi devam ettirecektim ki aklıma ne söylediğim gelmişti. Utanıp gözlerimi kaçırdım. O ise kahkaha atmıştı. "Y-ya n-ne gülüyorsun!?" Gülmesini durdurup sırıtarak bana baktı. 

"Demek sen her an önünde böyle taş görmüyorsun, ha?" Yeniden gülmüştü. Tanrım, ne kadar rezil bir insanım... "Her neyse. Sunghoon ile en son ne zaman görüştün?" Bu soruyu beklemiyordum açıkçası. Şaşkınlıkla ona baktım. "Ayrılacağımız gün görüşmüştük en son..." 

"Tamam. Eee Jake tarzın falan nasıl? Giydiğin güzel şeyler var mı?" Göz kırptı. Ne demek istediğini anlamıştım. Gözlerimi kaçırdım. "V-var! Hem bundan sanane?" 

"Bir gün bana da gösterirsin diye." Bu mal niye beni sürekli utandırıyo. E ben buna çakarım. "Seni seviyorum Jake. Sana Sunghoon'u unutturacağıma emin olabilirsin. Gece uyumadan önce sığındığım gece gibisin, güzel ve karanlık. Sabah ise her şeye, her yere ışık saçan o güneş gibisin, parlak ve yine de güzel. Herkesin sevdiği. Sana olan sevgimi anlatmaya kelimeler bile yetmiyor." Gözlerinden de belli oluyordu... Cümleleri sindirmeye çalıştım. Çok güzel sözler söylemişti. 

"B-ben zaten Sunghoon'u unuttum..." bu sefer o bana şaşkınlıkla baktı. Rolleri değiştirmiştik. "Nasıl yani?" Sanki bir anlığına görmüştüm gözlerindeki o parıltıyı, saf mutluluğu. "Ben nasıl oldu bilmiyorum. Seninle konuşurken o aklımın ucundan dahi geçmiyor. Onun dışında da pek umrumda olduğu söylenemez zaten. Daha seninle ilgili bir hislerim var mı bilemem. Ama bana onu unutturduğun kesin Lee Heeseung." 

Gülümsedi. Ben de ona gülümsedim. "Oh, çok mutlu oldum şu an Jake..."

"Bende.." 

o gün bir süre daha konuştuk. Sonra uzun süredir nedensizce almadığımız numaralarımızı aldık. Heeseung ile iyi vakit geçiriyordum cidden. Tam gidecekken bileğimden tuttu ve hafif kendine çekti. "Pazar günü boş isen tekrar buluşmaya ne dersin?" Heyecanlanmıştım, ellerim terliyordu. Nedenini anlamadım ama. Büyük ihtimalle sıcaktandı. 

"Tabii ki olur." Dedim. Sonra da yollarımızı ayırdık. Gerçekten güzel bir gündü. Kısa ama güzel. Bu arada Heeseung ne kadar uzunmuş öyle? Kafamı kaldırıp bakıyordum resmen. Çok da yakışıklıydı. O kadar kişi vardır onun peşinde. Neden gelip de beni sevmişti ki? Ama sonuçta bir söz vardı; kalp bu ota da konar boka da. 

Sanırım bok ben oluyordum 👌 

Ama eğer ben de ona aşık olursam benimki ot oluyordu 👌 

Neden bu kadar saçmaydı İQSLWŞDÖQŞDNELFMELFKELFM 

SON CÜMLELER ÖZELLİKLE AŞŞIRI SAÇMA QSÇQİSŞWİFLŞE 

bok Jake ve ot Heeseung 👌👌👌 

Nys bu bölüm biraz kısaydı ilham 🧚‍♀️ lerim bugün gecikti de böyle idare edin artık napim yani ŞAÖZŞWDÖŞWMFKİDŞGŞRŞGŞRLF

lover,, heejakeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin