4

672 41 6
                                    

"San hoşgeldin" kapıdan girdiğimde beni Hwa karşıladı. İçerden gülüşme sesleri geliyordu ve tabi ki onun sesi de.

"Merhaba" deyip sarıldım.

"Çok oldu görüşmeyeli. Neden böyle yaptın?" sinirli gözüküyordu.

"Biliyorsun işte olanları. Yalnız kalmak istedim" kolunu omzuma attı ve beraber salona doğru yürümeye başladık.

"Biz varız unutma. Hep yanındayız senin"

"Teşekkür ederim" ama ben sadece bir kişiyi yanımda istiyorum.

Ve evet orda oturuyordu. Aynı gözüküyordu ama kilo verdiğini anlamıştım ben. Gamzesi daha belliydi çünkü.

Mingi'nin yanına oturdum ve herkesle azıcık sohbet ettim. Ama Woo'yla bir türlü konuşamadım. Acaba ben mi yanına gitsem? Derin bir nefes alıp Woo'nun yanına gittim. Tanımadığım bir çocukla konuşuyordu.

"Merhaba bize biraz müsade eder misiniz? Woo'yla konuşmam gerekiyor" uzun sarışın çocuk gülümseyip ayrıldı. Woo bana doğru döndü.

"Ne konuşmamız gerekiyor San?" o kadar soğuk konuştu ki gitmek istedim. Niye böyle konuşuyor ki?

"Önemli bir şey yok sadece seninle konuşmak istedim. Nasılsın?" yüzüme uzun bir süre baktı.

"İyiyim San. Sen sormadan söyleyim bugün seninle hiç konuşmadım çünkü en son beni üzdüğünü söylemiştim. Ve ben mutlu olmak istiyorum San. Sen hala eskilerde yaşıyorsun. Eskisi gibi beni üzüyorsun. Beni daha fazla üzmeni istemiyorum" evet gözlerim dolmuştu. Ben sevgilimi neden mutlu edemiyorum? Ben onun yanında en mutlu insanken o neden beni istemiyor? Keşke bunları yüzüne de söyleyebilsem. Ama yapamam. Onunla daha fazla konuşursam belki de benden daha çok sıkılır.

"Özür dilerim seni rahatsız etmek istemiyorum. İyi eğlenceler" deyip yanından ayrıldım ve kendimi banyoya attım.

Daha fazla dayanamadım ve ağlamaya başladım. Benim için sürpriz değildi Woo her aklıma geldiğinde ağlıyordum zaten. Onu çok özledim. Bir kere sarılsam dünyam düzelecek. Bir kere öpsem hayatım güzelleşecek. Ama benim tek yaptığım onu üzmek, onu rahatsız etmek. Aptal San.

Banyonun kapısı tıklatıldığında yerimde doğruldum. Gözlerimi sildim.

"Birazdan çıkıyorum bekleyin lütfen" yüzümü yıkadım ve kapıyı açtım. Görünürde kimse yoktu. Ama biraz daha ileride Woo'yla konuşan çocuk vardı. Bu çocuğu bizimkilere sormam lazım.

Salonda yine herkes kendi alemindeydi. Hwa'yı bulup "Hwa şu köşedeki çocuk kim?" dedim. Gösterdiğim yere baktı.

"Kang. Benim üniversiteden arkadaşım. O da senin ajansında aslında nasıl tanımazsın?" daha önce hiç görmemiştim.

"Hmm bilmiyorum işte. Neyse benim ayrılmam gerek. Çok fazla kaldım. Sana mutlu yıllar diliyorum" hızlıca sarıldım ona.

"San saçmalama hem geç geldin hem erken gidiyorsun. Olmaz öyle"

"Kötü hissediyorum. Daha fazla kalamam seni seviyorum görüşürüz" cevap vermesini beklemeden hızlıca ordan ayrıldım. Arkamdan 'görüşürüz' dediğini duydum. Kapıdan çıkarken Woo'ya son kez baktım. Ama o bensiz çok mutluydu.

DONT CALL ME ~WoosanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin