Kapıyı açtım ve belki de bir daha hiç göremeyeceğim evime son kez baktım. Derin bir nefes aldım ve kapıyı hızlıca kapatarak arkamı döndüm. Evet artık ne olacağını ben de bilmiyorumdum. Tek bildiğim çok şeyi bilmediğimdi. 18 yaşım da yalnız başıma hiç tanımadığım babaannemi arayacaktım.
Elime telefonu aldım ve bir otobüs şirketini aradım hemen. Saate baktım saat 10 du ve bir saat sonra otobüsüm kalkıyordu. Hemen elimde ki valizle birlikte yalnızlığımı yok etmek için taksi beklemeye başladım. Beni babamın parçası olduğu insana götürecek taksi gelmişti bile çoktan. Hemen taksiye atladım ve otogara doğru gitmeye başladım. Bu yol ilk defa bu kadar uzun gelmişti bana. Çünkü yanımda babam yoktu. Babam benim belki uzun belki kısa hayatımı düzene sokan tek insandı.
Otogara gelmiştik.Taksi parasını uzattım ve aşağıya indim. Etrafım da bir çok insan var ve hepsi belki de hayatlarının son başlangıçını yapmak için bir yerlere gidiyorlardı. Ben, evet hayatımın son başlangıçînı yapmaya gidiyordum. Peki son kez başlayacaktım ama bitirebilecekmiydim.
Daha otobüsün kalkmasına 30 dakika vardı ve benim yapacak hiç birşeyim yoktu. Boşboş oturmaktansa esnaftan bir taze simit aldım. Simitimi alır almaz gittim bir banka oturdum. Beni bu hayattan mutlu eden iki şeyden birisiydi. Beni mutlu etmesisin sebebi cansız birşeydi ve hayatın rüzgarında yok olup gitmezdi. Sadece ben istersem sadece ben yersem yok olabilirdi. Simitin bile beni bırakması bana bağlı iken babamın beni bırakması bana bağlı değildi. Çok enteresan bir hayat yaşıyordum.
Otobüsün kalkma saati geldi. Tam otobüse doğru giderken birden aklıma ' ya gittiğim yerde fırtınaya yakalanırsam' diye düşündüm. Bu şehirde o kadar rüzgara alışmıştım ki artık bir fırtına beni alıp götüremez düşüncesiyle yürüdüm yalnızlığımı bırakacağım yere gitmek için.
Valizimi yerleştirip oturmuştum yalnızlığımın koltuğuna. Arabada pek fazla kişi yoktu en fazla 10 kişi gibi bişeydi. Otobüs yavaş yavaş hareket ederken bana huzur veren ikinci şeyi yapmaya başladım 'müzik' dinliyordum. Müzik bana çok az da olsa bana unutturuyordu bazı şeyleri. Gecenin sessizliğinde, kulaklığımdan duyduğum tek sesle yavaş yavaş uykuya dalmıştım.
Bir anda irkildim önümde ki çocuk yüksek sesle müzik dinliyordu ve bu müziğin yüksek sesi beni çok rahatsız ediyordu. Ne yapsam diye düşündüm en başta, sonra çocuğun omzuna yavaşça dokundum.
+B-buyrun diyebildi çocuk ağlamaklı kahverengi güzel gözleriyle.
-Şey müziğin sesi biraz yüksekte biraz kısarmısın diyecektim.
+Tabi rahatsız ettiysem kusura bakmayın düşünememiştim özür dilerim .
-Peki diyebildim sadece. Bu çocuk niye ağlıyorduki, ne olmuştu acaba düşündüm bir an. Ama bananeydi niye ağlıyorsa ağlasın ben o kadar ağlarken beni hiç kimse düşünmemişti ben niye düşünecektim o çocuğu. Ama ya önemli bi sorunsa dedim kendimce. Resmen bu çocuk için kendimle kavga ediyordum. Bananeydi bu çocuktan niye düşünüyordum bu çocuğu. Isteyerek düşünmüyordum aklım uçup gitmesine izin vermiyordu. Bu duruma çok kızıp banane diye bağırdım kısık bir sesle. Neden bağırmıştım sanki, çocuk arkasını dönüp bana bakmıştı. Ne yapacaktım şimdi ben.
+ Bir sorun mu var?
- Yok ne sorunu olabilirki sadece içimden söylemem gereken bir şeyi biraz sesli söyledim.
+Tamam peki.
- Şey bir şey soracaktım . Derin bir nefes aldım ve devam ettim' neden ağlıyorsun'
+Çocuk derin bir nefes aldı ve ağlamak için bir sebep olması mı gerek. Rica etsem beni kendimle başbaşa bırakırmısın.
- Özür dilerim diyebildim sadece bu ukala çocuğa. Ben yalnızlıktan o kadar korkmuş o kadar acı çekmişken bu çocuk bana yalnız kalmak istediğini söylüyordu sadece. Bir insan neden yalnız kalmak isterdi. Bir insan neden sevdiklerini rüzgarın gelip götürmesini isteyebilirdi. Çok saçmaydı hayat bazıları yalnızlıktan ölmek isterken bazıları ölmek için yalnız kalmak istiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Başlangıç
RomanceO gün onun için hem hayatının başı hemde sonuydu . Tek umudu son aşkıydı ve artık oda yoktu hayatında . Artık onun en yakın dostu yalnızlıktı. Çocukluğunun sesi ambulans sirenleriyle susturulmuş bir kızın hikayesi... ASENA: Çok zorluklar yaşamış bir...