Çocuğun adı Fırtınaydı ve bu bölüm onun ağzından.
-
Otobüs gitti, kız da yok ortalıkta belliki bir derdi vardı ve ben onu öylece koydum ortada. Ama suç bende değildi çekip giden oydu. Peki ben ne yapacaktım 'ŞEHİT' babamın cenaze namazına nasıl yetişektim. Zaten geç kalmıştım ve babamı son kez görecektim. Ama olmadı o kız yüzünden kaçırdım otobüsü ve kaldım burada diye kısık bir tonla kendimle konuştum. Arkamdan bir garson geldi ve elinde büzülmüş bir yaprak kağıt vardı ve bana getirmişti.+Kardeşim bu kağıdı yanınızdaki bayan düşürdü o yokmu?
-Birazdan gelecek o, sen bana o kağıdı ver dedim garsona sadece.
Kağıdı elime aldım ve okumaya başladım.Aman tanrım o da babasını kaybetmiş. Aynı durumdaydık o kızla. Belki de o kız da babasının cenazesi için gidiyordu Aydın'a. Ne babasının cenazesi mektupta açık açık yazıyor, babaannesini aramaya gidiyor demekki. Bana ne oluyordu, ya hemen otostop çekip gidecektim yada o kızı bulacaktım çünkü ikimizde aynı kaderi paylaşıyorduk ve ikimiz de birbirimizin yüzünden burada kalmıştık. Ya da beni ne ilgilendirir gitmeseydi diye düşündüm ve bana mantıklı gelen, bir araçla hemen babamın yanına gitmekti.
Önce bir lavoboya gittim ve elimi yüzümü yıkadım. Aynaya bakar bakmaz kafamı aşağıya doğru çevirdim, şuan bana güvenip benimle yemek için inip sonra ortada kalan o kızı düşündüm. Daha adını bile bilmiyordum ama onu bulmalıydım. Hemen gittiği yöne doğru koştum. Etrafa bakındım, karanlığa doğru baktım ama kimse yoktu ortalıkta. Ya başına bir şey geldi düşüncesi beni içten içe yakıp kül ediyordu. O kızı da kaybedemezdim. Sarı saçları, mavi gözleri vardı ve çok yaralı gözüküyordu. Herkezden farklı bir kızdı, benim dışarıdan gördüğüm buydu. Bu yüzden hemen o kızı aramaya başlamalıydım. O kızı da bu karanlığın içinde kayıp edemezdim.
Babam yoktu artık. 5 yıl okuyacağım diye Aydın'dan, Ankaraya gelmiştim ve babam benim gitmemi hiç istemiyordu. Tam 4 yıl hiç evime gitmedim. Ama babam bana kıyamadı ve bana her ay bir miktar para yolladı. Ona karşı olan son görevimi yapmalıydım. Ama bunun için önce o kızı bulmalıydım. Aradım taradım her yeri yoktu. Benzinlikten de baya uzaklışmıştım. Nerdesin diye bağırdım boğazım acıyasıya kadar. Artık sesim kısılmış çıkmaz olmuştu, lanet olasıca kelime yüzünden 'Nerdesin'. Yoktu o kız ne yapabilirdim. Nereyi arayıp nereyi sorabilirdim. Telefon çekmiyor, bense karanlıktan geldiğim yolda geceye doğru devam ediyordum. Yoktu ortalıkta karanlığın derinliğine doğru yavaş yavaş ilerledim. Irkildim en korkulu anımda.
Yavaş yavaş uzayıp giden yolda yürüdüm en içten yalnızlığımla. Ne zaman bir ses gelse hemen o yöne doğru bakar oldum. Bir anda yanıma bir araba durdu;
+Genç bu vakitte burada ne işin var. Istersen atla arabaya ilerideki benzinlige bırakalım.
-Arkadaşımı kaybettim bulamıyorum. Nereye baktıysam bulamadım ne olur yardım edin diyebildim sadece.
+Atla arabaya arkadaşını beraber arayalım tek başına olacak iş değil bu.
-Adamın sesi güven veriyordu ve bindim arabaya.
Sağa sola bakarak gidiyordum. Her yere baktım ama bulamadım bişey. Adam sordu;+Ne arıyorsun, bu yolda arkadaşını nasıl kaybettin, bu satte neden çıktınız yola?
-Başımızdan gelen bütün olayları anlattım adama. Ne yapabilirdiki sanki bu adam. Ne işe yarayacaktı bu. Arkadaşımı kayıp etmiştim.
+Adam çok şaşırmış bir halde;
O kızı hemen bulmalıyız, buralar bu gece çok tekin değildir, dikkatli ol ve etrafına iyi bak.Adamın dediğini yapıyordum ve etrafa dikkatlice bakıyordum. Ama yoktu lanet olasıca bu karanlıkta göremiyordum hiçbir şeyi. Adam bir petrole yanaştı ve devam etti;
+Genç neye ihtiyacın varsa al yolumuz daha uzun ve bu gece bitmeden arkadaşını bulmalıyız.
Adam bunu söyler söylemez eline bir telefon aldı ve galiba birilerini aradı. Telefon konuşması bittikten sonra adam yavaş adımlarla petrol içine doğru gitti ve yeniden kasiyerle bir şeyler konuşmaya başladı. Daha sonra delikanlı gel dedi ve beni yanına çağırdı.+Delikanlı ikimiz için birseyler al ve arabaya git.
-Ama... Lafımı aniden kesti ve söyle devam etti;
+Ağzını sakın açma ve devam et.
Mecbur adamın dediğini yapmak zorunda kaldım. Fakat bir ara adam ben alışveriş yaparken petrol müdürünün yanına çıktı. Bu olaya hiç kafa yormadan alışverişe devam ettim çünkü adam nasıl olsa arabaya gelecek ve anlatacaktı. Yeteri kadar yiyecek aldıktan sonra arabaya doğru devam ettim. Ben arabaya girer girmez adamda kasiyere para ödedi ve arkamdan geldi. Bu adam kimdi neden bana yardım ediyordu. Adam yavaşça arabaya bindi ve yoluna devam etti. Icimdeki son cesaret kırıntısınıda topladım ve ;+Pardon ama siz kimsiniz neden bana yardım ediyorsunuz diyebildim.
-Bak çocuk adın ne?
+Adım Fırtına. Senin adın ne?
+Benim adım Aras. Ben bir askerim ve şuan Aydın'a annemin yanına gidiyorum. Karakol komutanıyım ve üstteğmenim. Tam 1 yıl dağda kayboldum.
-Bu adam neydi böyle nasıl olurda dayanmıştı.
Adam acıklı sesle devam etti.
+Çatışmaya gitmiştik ve gözlerimin önünde tam 15 askerimi şehit verdim. O gün oradan kurtulan tek kişi bendim. Ve bende kaybolmuştum tam 1 yıl boyunca. Dağlarda dolaştım yiyeceğimi taştan çıkarttım ve dayandım. Dayanmamamın sebebi şehit olan askerlerimin intikamını almaktı.Tam da o anda bir ses duyduk ve aşağıya indik. Adam belindeki silahı çıkarttı ve peşinden gitmemi söyledi. Onunla beraber gittiğimde gördüğüm o şey...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Başlangıç
RomanceO gün onun için hem hayatının başı hemde sonuydu . Tek umudu son aşkıydı ve artık oda yoktu hayatında . Artık onun en yakın dostu yalnızlıktı. Çocukluğunun sesi ambulans sirenleriyle susturulmuş bir kızın hikayesi... ASENA: Çok zorluklar yaşamış bir...