Bölüm 2:"BANA AŞIK OLACAKSIN!"

391 62 6
                                    

Gözlerimi açtım. Sabah güneşinin kör ışıkları odadaki az soğuğu kırmıştı. Ayaklarımı yataktan sarkıttım ve ağır adımlarla banyoya ilerledim. Yüzüme soğuk suyun çarpmasıyla adeta vücudumdaki tüm kasların donduğunu hissettim. Buz gibiydi. Kanım donmuştu sanki.

Odama tekrar ağır ve yavaş adımlarla ulaştığımda neredeyse hiç kullanmadığım telefonuma gelen mesaj sesiyle irkildim.

Evet telefon kullanmıyordum çünkü gerçek anlamda ihtiyacım yoktu, sevmiyordum.

Ben hayattan kopmuştum.

Mesajı yavaş hareketlerle açtım ve okumaya başladım.

'Hey,hemen kütüphaneye gelmelisin çünkü tam bir aydır beklediğin kitap şu anda raflarda bana göz kırpıyor.'

Bu mesajla biraz da olsa sevinmiştim. 

Hızlıca üzerimi değiştirip paramı cebime heyecanla sıkıştırdıktan sonra evin kapısının önüne geldim. Sanırım şu bir hafta içerisinde ilk kez duygularımı hissediyordum.

Önüme düşen saçlarımı geriye atmaya yeltendiğimde masanın üzerinde duran mektup aklıma geldi. Ah evet nasıl unutmuştum onu bugün okuyacaktım.

Fakat hemen kütüphaneye gitmem gerekiyordu o kitabı almalıydım. Eve gelince mektubu okuyacaktım.

Botlarımı giyip evden çıktım. Çıkış kapısını büyük bir gürültüyle açtım. Apartmana biraz da olsa ses gelmişti.

Şehrin buz tutmaya yeltenmiş sokağında yürürken ifadesiz kalamıyordum. Heyecanlıydım. Belki de uzun zamandan sonra duygularımı hissetmeye başlamıştım. İfadesizliğim az da olsa bedenimi terketmişti.

Büyük kütüphanenin önünde kafamı paltomun yakasına gömmüş bir şekilde durmaktan sıkıldığımı anladığımda içeriye girdim.

Ellerimi ovuşturarak ısınmasını sağlamaya çalışıyordum. Vücut sıcaklığım az da olsa yerine geldiğinde kitabın olduğu rafa gittim. Ve hafifçe ayaklarım üzerinde uzanarak kitabı aldım.

Şu anda her ne kadar kitabı alıp bağrıma basmak istesem de yapamazdım. Bir an önce eve gidip o mektubu okumalıydım. Ücretimi ödeyip kitabı aldıktan sonra tekrar soğuk sokakta yürümeye başladım.

İşlek caddede bulunan kütüphanenin sayesinde biraz ses duyuyordum. Her ne kadar duyduğum sesler araba vızıltısı ve şehrin gürültüsü olsa da.

Fakat bir süre sonra sessiz sokaklarda sonsuza kadar yaşamak istiyordum. Bir dakika. Ben sonsuz mu demiştim? Artık benim için bir sonsuzluk yoktu. Benim sonum şimdiden belliydi. Sonum Cihan'ın ölümüyle şekillenmişti.

Eve hızlı adımlarla girdim ve ardımdan kapıyı kapatarak, masanın ahşap sandalyesini çekerek oturdum. Mektubu elime aldım ve döndürmeye başladım. Beyaz kağıdın üzerinde ne bir adres,ne de kimden gönderildiği yazıyordu. Ürkmüştüm.

Sakince açtım ve katlanmış olan kağıdı düz bir kağıt haline getirip okumaya başladım.

"Merhaba,sinirli kız.Beni hatırlayacak mısın merak ediyorum. Hani ben sana yardım etmeye çalışan çocuk.

Sana yardım etmemi ister misin?

Hadi gel bir anlaşma yapalım.Kendi karanlığının içinden çıkıp benim aydınlığımda bana aşık ol. Ne dersin? İnan sana yardım edeceğim. Seni yarı yolda bırakmayacağıma söz veriyorum .Sana yardım etmeliyim, çünkü bu gerekiyor.

Elimi Tut.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin