Benden uzaklaşan arabanın arkasından bakakaldım.Ne tek bir kelime edebiliyordum ne de tek bir şey düşünebiliyordum. Yapabildiğim tek şey ; onun hakkında daha çok bilgi öğrenmem gerektiğini anlamamdı.O sırları olan ve esrarengiz biri gibi durmuyordu ama o, çok sırrı olduğunu ve esrarengiz olduğunu kanıtlıyordu.
O, Çınar Barlas'tı ve ben onu çözecektim.
Biyografisinde okuduğum 2014'te bir cinayetten dolayı 3 gün göz altına alındığı bilgisi bahsettiği günle ilgili olabilirdi. Ve bu gözaltı işinin basit bir şey olmadığını hissetmiştim. Çınar her neye karışmışsa kesinlikle karıştığı büyük bir işti. Yoksa adamlarına böyle sert emirler verip her ne kadar belli etmemeye çalışsa da panik halinde olduğunu hissettirmezdi.
Çınar'ın da duyguları vardı.
Bu bir gerçekti. O bir insandı ve böyle ruh halleri yaşaması gayet normaldi. Ben bu gözaltı işini araştırmaya çoktan karar vermiştim. Ona karşı bir kozum olmasını istiyordum , neden böyle düşünüyordum bilmiyordum ama işime yarayacak gibi hissediyordum.
Şirketin kapısının önünde soğuktan üşüdüğümü anlayınca gözlerimi yoldan çektim , kendimi düşüncelerimden soyutladım.Derin bir nefes alarak tekrar altın harflerle yazılmış yzıya baktım ve yola koyuldum.
Mantoma anne şefkatiyle sarılıp soğuktan kendimi korumaya çalışıyordum. Hadi ama! Dişlerim titremeyecekti değil mi?
Dememe kalmadan dişlerim sarsılmaya ve ardından da titremeye başladı. Hem yolda ilerlemeye devam ediyor ,hem de dişlerimin titremesini engellemeye çalışıyordum. Daha fazla devam edemeyeceğimi anlayınca hemen önünde durduğum okulun duvarına yaslandım.
Gelen arabaları izliyordum ki gözüme bir araba takıldı. Bu onun arabasıydı. Beni takip etmediğini biliyordum. Sadece denk gelmişti. Ve az sonra beklenen an yaşandı. Araba hemen önümde durdu ve arabanın siyah camı müthiş bir asillikle açıldı ve Çınar gözüktü.
"Ne yapıyorsun burada ?" diye sordu.
"Seni ilgilendirir mi ki?" dedim.
"Ukalalık yapma da hadi bin şu arabaya, soğuktan ölmeni istemem. Daha doğrusu seni kendime aşık etmeden ölmeni istemem." diye kendisine yakışır harika bir cevap verdi beyefendimiz.
"Arabana falan binmek istemi-" diyecektim ki kapı açıldı ve Çınar büyük bir hızla inip dudağını dudağıma bastırdı.
Ve o an anlayamadığım bir şey oldu. Dudağım şu an onunkinin üstündeydi ve ittirmek için hiçbir çaba harcayamıyordum.
Vücudumun her yanı karıncalaştı, gözlerim titreyecek duruma geldi. Kalbim hız ibresini benimle dalga geçer gibi yükseltiyordu.
Gözlerim anlam ararcasına dudaklarımıza gitti ve hızla göğsünden ittirdim.
Bunu yapma hakkına nereden sahip olmuştu?
Beni nasıl öpmüştü?
Bunu bana nasıl yapardı?
Ben Cihan'dan sonra her şeye herkese kendimi kapatmıştım.Ben henüz yeni yeni insanların arasına karışmaya başlamışken böyle bir hareket beni tekrardan ortamdan soyutladı.
Beni öpmesi büyük bir hataydı. Dudaklarımın tadını hak etmeyen bu insana bunu nasıl yaşatma iznini vermiştim. O anda elim havaya aniden kalktı ve bana anlamsız gözlerle bakan Çınar'ın yanağına sert bir tokat indirdim.
Ve gözyaşım yanağımla buluştu. Sadece bir damlaydı, sadece. Ama etkisi öyle büyük oluyordu ki bir insanı yıkmaya rahatlıkla yetiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elimi Tut.
Genç KurguÖlen bir sevgilinin ardından kalan genç bir kız. Hayatını tecrübelerle doldurmuş genç bir adam. Onların geçmişleri ortak, Onlar birbirlerini en iyi tanıdığının farkında olmayan iki yabancı, Onlar bu oyunun kahramanları, Onlar; Çınar ve B...