11. BÖLÜM

1.8K 109 6
                                    

İyi okumalar...

Son elbisemi de asıp dolabı kapattım. Arkamı döndüğümde yatakta uzanmış bir şekilde beni izleyen Harry'i görünce gülümseyip yanına gittim. Yatağa uzanınca beni kendine çekti ve göğsüne yatırdı. Birkaç gün önce kovulduğum dağ evinde yine beraberdik. Tek fark artık benim satılığım değildi.

"Beni yine kovmayacaksın değil mi?" Belimdeki kolunu çektiğinde ona baktım. Harika, yine aptal bir espiri yaptım ve yine yanlış anladı.

"Sadece şaka yapmıştım. Hemen alınma." Zoraki bir gülümseme verdiğinde artık çok geçti.

"Öyle yapmamalıydım. Özür dilerim Yeşil." Kurduğu cümlede en çok hangisine şaşıracağımı bilemedim. Özür dilemesine mi yoksa yeşil demesine mi? Daha anlamını bile bilmiyorum.

"Yeşilin anlamı ne?" Göğsünden kalkıp sırtımı başlığa yasladım. Bir kaç saniye sonra o da benim gibi yaptı.

"Sana söyleyemem."

"Neden? Söylersen beni öldürmek zorunda mı kalırsın?" Hadi ama! Şuana kadar yaptığım en güzel espriydi ama gülmedi bile.

"Çünkü söylersem beni bırakırsın." Bırakmak mı? Sırf bir rengin anlamını öğrendim diye neden onu bırakmak isteyeyim ki? Bu çok saçma.

"Bana aileni anlat." Konuyu birden değiştirdi ve gözlerini benden çekip karşıya dikti.

"Anlatacak pek birşey yok. İkiside alkolik ve eğlenceye düşkündü."

"Şanslısın ki bir ailen vardı."

"Aile mi? Her gece eve geç gelirlerdi. Kaç gece onların kusmuklarını temizledim biliyor musun? Biz aile değildik. Ben onların hizmetçileriydim. Sabah kalkar kahvaltı hazırlar, evi toplar ve okula giderdim. Tüm bunlar yetmiyormuş gibi bir de sabaha kadar evde annemin yalvarışlarını dinlerdim." Konuşmayıp bana bakması sinirimi bozmaya başladı. Eminim ki ne zavallı kız diye üzülüyordur. Birilerinin benim için üzülmesinden nefret ederim.

"Hiç mi onları özlemiyorsun?" Boğuk sesi ile ona baktım.

"Hayır. Neden özleyeyim ki? Kusmuksuz hayatım daha güzel. Peki ya senin ailen? Onlar nasıldı?" Birden odaya ölüm sessizliği çöktü. Resmen kendi nefesim dışında hiçbir şey duymuyorum. Onun nefesi bile kesildi. Basit bir soruydu ama o yine ciddiye aldı. Cevap vermeyince yavaşça yerimden kalkıp kapıya yöneldim.

"Nereye?"

"Sadece biraz dolaşacağım. Merdivenlerden inip dışarı çıktım. Hava kararmaya başlasa da umursamadan ağaçlıklara doğru koşmaya başladım.

Her adımımda annemin yalvarışları beynimde dönüyordu. Vurma diye bağırışları. Bir süre sonra o kadar hızlanmıştım ki sadece kalp seslerimi duyuyordum. Aniden önüme çıkan araba ile son anda durdum. İçinden genç yaşlarda bir adam çıktı.

"İyi misiniz?" Uzakta olmasına rağmen parfümünü net bir şekilde hissettim.

"Evet. Özür dilerim." Arkama dönüp ilerlerken duyduğum şeyle dondum.

"Geçmişinden kaçamazsın Giselle." Adımı nasıl bilebilir? Ve geçmişi mi? Ona doğru geri döndüm. Elleri siyah pantalonun içinde, yüzünde ise düz bir ifade vardı. Bu adam kim bilmiyorum ama onun beni bildiği kesin.

"Sen de kimsin ve adımı nereden biliyorsun?" Bir adım attığında bende geri adım attım. Harry'den bir haftada öğrendiğim ilk şey aramızdaki mesafeyi korumaktı.

"Senin hakkında herşeyi biliyorum Giselle. Ya da Gigi mi demeliyim, tıpkı baban gibi." Aman Tanrım! Bunu bilmesine imkânı yok. Katie'de Gigi diyor ama inadına, babamın bana böyle seslendiğini bilmiyordu.

"Sen nereden biliyorsun?" Tekrar bana bir adım attığında bu sefer geri adım atmadım.

"Ben bilirim. Çünkü en iyi dostlar birbirlerinin herşeyini bilir." Dost mu? Bu adam ve babam mı?

"Babamın dostu olmaz. Tâbi sende alkolik değilsen?" Kahkahası boş alanda yankılanırken biraz daha yaklaştı.

"Alkol içmem. Özellikle korumalarım ile." Hah! İşte burada yanılıyor.

"Benim babam koruma değildi. Pis bir alkolikti ve bu da onun ölümüne sebep oldu." Gülen suratı birden düştü.

"Sana böyle mi söylediler?" Olumlu anlamda başımı salladım.

"Senin baban beni korumakla görevliydi. Hemde ölümüne." Aynı adamdan bahsettiğimize emin mi?

"Ama benim babam asla birini korumaz. Kendi karısını bile döverken."

"Dövmek mi? Ah! Sen kavga numarasından bahsediyorsun. Hiç onlar kavga ederken odaya girdin mi? Hayır mı? Dur sana anlatayım. Özel korumaların çocuk numarasıdır bu. Odaya bir kaset koyup bağırış sesleri açarlar ve odayı kilitleyip evden ayrılırlar. Sen onları evde sanarken onlar beni korur ve işlerimi yaparlar. Eve neden sarhoş geldiklerini sorarsan da bu onların diğer işi. Alkolikler asla dikkat çekmez." Göz kırpıp arabasına ilerlerken bağırdım.

"Peki sen kimsin?" Ailem hakkında bu kadar şey biliyorsa daha fazla anlatabilir.

"Ailem hakkında daha fazla şey bilmek istiyorum." Durdu ve yarım bir şekilde bana döndü.

"İki gün sonra evine gel. Orada olacağım. Ama yanlız ol." O uzaklaşırken iyice kararan hava ile bende dağ eve geri döndüm.

SATILIK (harry styles)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin