HongJoong'u neden öpüyordum?Benim bir sevgilim vardı değil mi? Neden Yeosang'a bunu yapıyordum? Neden bu kadar bencil ve şerefsizdim? Neden Hongjoong beni seviyordu? Neden bu kadar önemseniyordum? Aklım almıyordu. Ben neden bu kadar değiştim? Beni değiştiren ne?
•••
HongJoong bir anda beni itti ve sırtım duvara sert bir şekilde çarptı. Bağırdım.
- Ne yaptığını sanıyorsun sen?
-Beni böyle öperek Yeosang'ı aldatmana izin veremem.
- Yeosang artık alışık...
- Neden onu üzüyorsun ki? Neden onu sevmek yerine başkalarıyla çıkıyorsun?
- Bunun bir nedeni var...
- Aldatmanın nedeni mi olur? Şerefsizsin işte. Aç şu kapıyı!
- Beni dinle!
- Dinlemek istemiyorum. Piçin tekisin! Seni sevmiyorum artık.
Cidden beni sevmekten vaz mı geçmişti? Arkadaşları benden daha mı değerliydi? Beni bir heves için mi sevmişti? Böyle olamazdı. Hemen açıklamak zorundaydım yoksa beni artık sevmeyecekti.
- Hayır seviyorsun ve beni bir dinle!
- Dinleme-
Sözünün yarım kalmasına neden oldum. Dudaklarımı dudaklarına dokundurdum ve geri çektim.
- Eğer dinlemek istemiyorsan seni susturmak zorunda kalırım bu şekilde.
- Tamam söyle...
- Yeosang geçen sene kanser hastası olduğunu öğrendi ve çok zor bir dönemden geçti. Bu kötü zamanlarında tek destekçisi ben oldum. Birlikte ağladık, birlikte üzüldük... Yeosang abisinden şiddet görüyordu bir de... Abisi bilmiyordu. Hâlâ da bilmiyor. Daha doğrusu bilmek istemiyor diyelim. Yeosang bana şey demişti " Ben ölürsem benden sonra da başkalarını sev olur mu? Çünkü başkalarınında senin gibi iyi birine ihtiyaçları var." Bunu demişti ve bende o ölmeden başkalarına kalbimi açmak istedim. Yeosang da sorun etmedi. Çünkü onu kaybetmek istemediğimi biliyor.
- B-Ben Bu-Bunları B-Bilmiyordum. Ö-Özür Di-lerim...Ama bu yaptığın çok aptalca değil mi? Ben olsam kalbimi sadece ona adardım... Yeosang'ın yanında olmalıyım...
- Kendini suçlamana gerek yok ve evet haklısın ben aptalın tekiyim ama ilk ve tek aşkım Yeosang ve o bunu istedi o yüzden gözünün önünde daha rahat hisseder diye düşündüm...
- Sorun yok. Şimdi kapıyı aç da gidelim zil çalacak.
-Tamam.
•••
Kapıyı açmamla Yeosang'ı karşımda görmem bir oldu. Bir anda yüzüm asıldı ve gözlerimden yaş geldi. Hayatımı sadece ona adamıştım ben aslında. Ama gözünün önünde olan biteni görmesine rağmen bana hiç bir şey demiyordu...O bunu hak etmiyordu...Kanser hastası olmayı hak edecek biri değildi...
•••
Ağlamaya başladım hem de baya baya çok kötü ağlamaya başladım.
Yeosang bir an endişelense de neyden dolayı ağladığımı anladı ve bana sımsıkı sarıldı. Sanki hiç bırakmayacakmış gibi...
- Yeo-Yeosang... Neden buradasın?
-Aşkım... Lavaboya girecektim o yüzden. Ve bağırışma sesleri duyunca buraya geldim. İyi misiniz?
- Sorun yok aşkım. Önemli bir konu değil.
- Tamam bir tanem. Aaaa Hongjoong sen misin? Görüşemedik baya. Naber?
- Evet benim Yeosang. Evet ya uzun zaman oldu. İyidir senden?
- Aynen öyle. Benden de iyi sanırım...
- Anladım... Biz küs müyüz?
- Yoo değiliz. Sadece bir kaç sorun oldu o yüzden herkesle konuşmayı bıraktım. Kusura bakma.
- Yok sorun değil.
- Kapıyı neden kilitlediniz ve Hongjoong neden ağzın ve gözlerinin altı kırmızı?
- Aşkım bir şey yok sadece ağlamış da yanına gidip sakinleştirdim.
- Anladım. Peki dudağı?
•••
Yeosang biliyordu her şeyi. Ama soruyordu.
Ah Yeo'm... kalbini yediğim..çok tatlısın...
Buna bir cevap vermedim. Zaten anlamıştı ne tür bir piçlik yaptığımı... Hafifçe başını sallayarak anladığını belirtti... İşte o zaman belinden kavrayıp daha çok sımsıkı sarıldım ona...
Ah Yeo... Minik prensim...
•••
- Şey...Aslında şey ya...Yeosang...Ben eve geçince seni arasam sen de evime gelsen baş başa konuşsak olur mu?
- Aaaa tabii olur Hongjoong. Evin hâlâ aynı yerde mi?
- Evet.
- Tamam saat 18.00 gibi gelirim. Senin için uygun bir saat mi?
- Tabiki.
- Tamam o zaman.
Birbirlerine gülümseyip veda ettiler. Hongjoong bana kısık gözlerle baktı ve daha sonra hesaplaşacağımızı söyleyen bakışlar attı. Sorun etmedim. Yeosang'a sarılmayı bıraktım çünkü lavaboya girecekti. Bende onu bekledim.
•••
Bu bölüm de ağlayacaktım...
Yeosang kanser...
(Allah korusun)
Neden böyle bir şey yazdım bilmiyorum yaa...
Kendi kendime moralimi bozdum🥺🥺
Neyse arkadaşlar umarım güzeldir💗
Sizi seviyorum takipte kalın😋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEONGJOONG: Love Born Of Impossibility
Novela JuvenilOkulun bad boy'u olan Seonghwa'ya aşık olan Hongjoong hiç bir zaman birlikte olmayacaklarını düşünür. Çünkü Seonghwa ve o ayrı kişiliklerdeydiler...