-Kiss!!-

62 8 19
                                    

Dünkü olaydan sonra bu sabah toparlanmam biraz zaman almıştı.

Saat 08.30 da dersler başlıyordu ve ben 08.15 de kalktım.

Hemen giyinip ağzıma bir şey atıp okulun yolunu tuttum. İlk ders İngilizce olduğu için hoca sorun etmezdi.

Derse girmemle çıkmam bir oldu resmen. Bir şey işlememiştik biraz sohbet etmiştik hocayla İngilizce olarak. Sınıfta İngilizcesi iyi olan tek kişi ben olduğum için sürekli hoca benimle konuşmuştu. Diğerleri anlamadığı için uyuyordu. Yunho da öyle... Ah Yunho eskiden yanıma gelirdi ve ben ona İngilizce öğretirdim... Şu Seonghwa olayından sonra onu affetmek istemedim. O da bunu dert etmedi sanırım. Şu an en arkada yüzünü sıraya gömmüş uyuyordu. Çok yorucu geçmişti bu ders. Çünkü tek ben konuşuyordum.

Teneffüs olduğunda dışarı çıkmak için kapıya yöneldim fakat beni durduran karşımdan gelen Seonghwa,Mingi ve San üçlüsü oldu. Neden sınıfıma doğru geliyorlardı? Ne derdi vardı bizim sınıfla?

Tam önümde durdular.
Merak edip sordum.

-Ne için geldiniz?

San:

-Jongho ve Sen ikiniz aşağı geliyorsunuz.

-Neden?

Mingi:
-Aşağı gelince öğrenirsiniz. Yunho'da gelsin eğer istersen. Bizde Yeosang'ı çağıracağız.

-Olayınız ne? Ne yapacağız? Yunho gelirse ben gelmem.

Seonghwa:
-Geleceksin çünkü öyle.

-Zorla mı?

Seonghwa:
-aynen öyle.

Ne olduğunu anlamadan Mingi ve San beni kolumdan tutup çekiştirmeye başladı. Diretmeye çalıştım ama olmadı. Arkamdan sadece Jongho geliyordu. Yunho beni kırmak istemediği için gelmedi sanırım. Yeosang da gelmedi. Oysa Mingi çağırırız dedi?! Şaka mıydı bu?

-Bırakın beni! Bırakmazsanız bağırırım!

Jongho:
-Hey,Seonghwa! Bırak şunu! Ne mal kaçırır gibi iş yapıyorsunuz?

Anlaşılan Jongho da olayı bilmiyordu.
Sevinmiştim.

Seonghwa:
-Sen sus Jongho. Kaçırmıyoruz sadece oyun oynayacağız.

-Cidden ne oyunu bu yaa? Belki oynamak istemiyorum fikrimi neden sormadınız?

Seonghwa:
-Oynarsın diye düşündük. D-C oynayacağız. Çok iyi bir oyun. Hem diğer dersin boş diye duydum bizimde beden o yüzden değerlendirmek istedim.

-D-C seviyorum fakat neden beni kaçırır gibi sürüklediniz en baştan söyleseydiniz gelirdim?

San:
-Bilemedik bro özür dileriz.

-Tamam sorun yok.

Bahçeye gelmiştik ve çardakta oturmuştuk. Ortamızda büyük bir masa vardı. Üstüne de pet şişe koyulmuştu. D-C için 5 kişi çok azdık diye düşünüyorum.

Seonghwa sanki aklımı okumuş gibi Hyunjin,Rose,Yuna,Felix ve Soobin'i çağırdı.
Ciddi miydi bu??

Seonghwa:
-Evetğğğğ beyler ve bayanlar! Bugün 10 kişi D-C oynayacağız bakalım nasıl olacak.

Rose:
-Aşırı heyecan yaptım lan. Hwa sende çok zekisin yemin ederim. Böyle şeyler nereden aklına geliyor?

Seonghwa:
-Ne sandım kızım. Tamam ders dinlemem ama zekiyim.

Yuna:
-Tamam be uzatma hadi başlayalım.

Hyunjin ve Felix bizim sınıftaydı. Diğerleri de Seonghwa'ların sınıfındaydı. Ama hepsi çok yakın arkadaşlardı. Hepimiz birbirimizi çok iyi tanıyorduk. Derken oyuna başladık.

Çok fazla gülüp eğlenmiştik. Rose ve Yuna ikilisi iki çıtır bayan olarak çok fazla cesaretlilik seçmişlerdi. Felix, Rose'ye çılgınlar gibi dans etmesini söylemişti. Rose'de tüm dikkatleri üzerine çekerek çok güzel dans etti. Çok gülmüştük. Hyunjin ise Yuna'ya Rose'yi dudaktan öpmesini söylemişti. Yuna ilk itiraz etse de ve bizde bunu pek hoş karşılamasak da Rose bir anda Yuna'nın dudağına yapıştı ve Yuna dahil hepimiz şok geçirdik. Ardından baya bir güldük. Çok güzel geçmişti. Çok komiklerdi.

Sıra Seonghwa'ya gelmişti. Rose soruyordu.

-Lan kerata! D mi C mi? Düzgün bir şey söyle de güzel şeyler yaptıralım.

-Rose,mal mısın? İki seçenek var ikisinden birini seçeceğim ne kıvırıp duruyorsun? Sanki birini seçsem diğeri küsecek amk. Bunun iyisi kötüsü mü var?

-Tamma kızma abijimm. Ne dedim ben şimdi hadi gevezelik yapma da söyle D mi C mi?

-C olsun hadi.

-Ooooo cesaretli adamım diyorsun yani ;)

-Tabiki lan. Gönder gelsin.

-Tamam sen istedin knks. HongJoong'u dudaktan öp o zaman.

Gelen soru bir an afallamama sebep oldu. Seonghwa da çok şaşırmıştı. Beklemiyordu sanırım. Bütün gözler bana ve Seonghwa ya çevrilmişti.

San:
-Ne yaptın hatun. Füze atsaydın.

-Napim olm. Seonghwa yürek yemiş gibi bakıyordu bende böyle dedim.

Yuna:
-Knks ama vur dedik öldürdün bu ne?

-Hwa'm yapar deme knk?

Seonghwa şaşkın olduğu için bir şey diyemiyordu. Soobin dürttü ve konuşmaya başladı.

-Rose hanımcım. Yürek yemiş vibe mı verdim size?

-Evet. Off uzatma amk yap hadi.

-Ta...Tamam.

Felix,Hyunjin,Mingi ve San'dan yüksek sesler yükseldi. Herkesin içinde olmazdı. Ben bunu istemiyordum. Yeosang a bunu yapamazdım. O da yapamazdı yapmamalıydı...

Çok saçma... Herkesin içinde olmazdı...

Seonghwa yanıma yaklaştı çünkü biraz uzak oturuyordum. Gerilmeye başladım. O da kaskatı kesilmişti. Bunu planlayan oydu ve nasıl şaşırıyordu? Oyun mu oynuyordu?

Rose ile birlikte mi plan yapmışlardı? Aklım almıyordu.

Düşüncelerden arındım ve gözlerinin içine baktım. Beni öpmek istiyordu. Şerefsizliğin de bu kadarı... İlk ısrar ettim ama arkadaşlarım çok fazla zorladı. Tam yerimden kalkıyordum ki Jongho geri oturttu ve bana göz kırptı.

İş birliği yapmışlardı resmen? Cidden benimle oynuyorlardı? Ben bunu kaldıramazdım? Bir anda çığlıklar ve tezahüratlar yükselince Seonghwa ellerimi tuttu ve beni köşeye sıkıştırmaya başladı. Aşırı gerilmiştim.

Refleks olarak bende kendimi geriye çekince ensemden tuttu ve belimi kavrayıp öptü!

Seonghwa...

Bunu neden yaptın?

Neden öptün beni??

Seonghwa ve diğerleri...

Affetmeyeceğim sizi...
•••

Bu bölümü uzun tutmak istedim umarım güzel olmuştur ❤️

Sizi çok seviyorum diğer bölümlerde görüşmek üzere iyi geceler 💞✨

SEONGJOONG: Love Born Of Impossibility Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin