Bölüm 16

171 16 1
                                    

Sabah telefonuma gelen mesajla uyandım. Uykulu bir şekilde gözlerimi açmadan homurdanarak yastığın üzerinde telefonu aradım. Yok! Telefonum yok!

Hemen gözlerimi açtım. Nerede bu telefon?! 

Haa, komidinin üstündeymiş tamam. 

Mesajın kimden geldiğine baktım. Bir dakika, ne?! 

Gönderen : Cengizhan

Dolunay üç gündür yoksun. Başına bir şey gelmiş olmasından korkuyorum. Ayrıca Ecem, Tunç ve Atacan da iki gündür yok. Lütfen onlarlayım de, lütfen. Güvendeyim de, nolur. 

Neden bu kadar panikliyordu ki? Altı üstü üç gün yoktum.

Gönderilen : Cengizhan

Güvendeyim. Paniğe gerek yok. 

Telefonu kilitleyip yastığın üstüne fırlattım. Tam tekrar uykuya dalacaorktım ki, bu sefer telefon çalmaya başladı. Kim olduğunu tahmin ettiğimden gözlerimi devirerek telefonu elime aldım. Tam da tahmin ettiğim gibi. 

Arayan : Cengizhan

''N'oldu Cengizhan?'' 

''Nerdesin?''

''Kırevinde.''

''Ne? Hangi kırevi? Nerede? İsteğinle mi gittin? Kaçırılm-''

''Cengizhan ne saçmalıyorsun Allah aşkına?'' 

''Seni merak etmek suç mu?'' 

''Sana güvendeyim demiştim.''

''Şu kırevi midir nedir, orada yanında birileri var mı?''

''Ecem, Tunç ve Atacan var.''

''İyi.'' 

Birden Tunç'un çığlığı duyuldu. 

''Cengizhan ben kapatıyorum. Sonra ararım.''

''N'ol-'' Bekleyecek vakit yoktu. Kapatmak zorundaydım. Hemen çığlığın geldiği yere, mutfağa koştum. 

''Ne var Tunç? Ne diye çığırıyorsun bu saatte?'' 

''K-k-kan...'' diyerek titreyen eliyle mutfak halısının üzerindeki kanı gösterince kaşlarım çatıldı. Dün burada kan izi yoktu. Gözlerimi mutfakta gezdirdim. Yeri değişmiş bir şeyler aradım. Dün o masanın üzerinde bir bardak yoktu. 

''Bardağı sen mi kullandın?''

''H-hayır.'' 

Tekrar etrafa bakınmaya başladım. Tezgahın üzerinde bir bıçak, bıçağın üzerinde de kurumuş küçük bir kan lekesi vardı. Dün bütün bulaşıklar yıkanmıştı. 

''Sabaha karşı hiç ses duydun mu? Tıkırtılar veya canı yanan birinin çıkardığı ses gibi. Ya da ona benzer bir şey.'' 

''Oha Dolunay. Düşündüğüm şeyi yapmadınız değil mi? Bari mutfakta yapmasaydınız.''

''Tunç saçmalama. Sen sadece soruma cevap ver.'' 

''Bir ara su sesi duydum. Sen veya Atacan olabileceğini düşündüm. Bakma gereği duymadım. N-neden sordun ki?'' 

''Hiç.''

''K-k-kan ne olacak?''

Dudaklarımı birbirine bastırıp gülmemeye çalışırken çıkardığım domuz sesini umursamayarak sordum. Aslında gergindim ama bunu ona yansıtamazdım. 

KATİLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin