Sam'le olan konuşması Dean'ın uzun zamandır saklamaya çalıştığı "arzular"ını uyandırmıştı. Kendi kendine istemediğini söylese bile uzun süredir Castiel'le arasında olabilecek yakınlaşmanın ve tensel temasın hayalini kuruyordu.
Bir süredir oluşan sessizliği bozmak isteyen Sam derin düşüncelere dalmış Dean'ın dikkatini dağıtmak için onun sırtına dokundu: Ne söylemek istediğimi anladıysan artık harekete geçsen iyi olur, kardeşim.
Dean yüzündeki hafif gülümsemeyle Sam'e baktı: Anladım, Sammy. Tek yapmam gereken uygun ortamın oluşmasını beklemek galiba.
Sam'in kızgınlığı tam geçmişken Dean'ın sözleri sanki onun sabrını zorluyordu: Dean, ortamı sana Jack'in ya da babamın mı ayarlamasını bekliyorsun? yoksa- bir dakika, ilk adımı Cas'in atmasını beklediğini söyleme.
Dean ciddi bir şekilde Sam'in önüne geçti: Ne?! Hayır, sadece bilirsin nasıl yaklaşacağımı falan bilmiyorum. bu kadınlarla olduğundan farklı. bu yüzden nasıl flört edeceğimi bile bilmiyorum, dostum..
S: arada bir fark olduğunu düşünmüyorum. Kadın ya da erkek farketmez. Karşındaki kişiyi gerçekten seviyorsan içinden geldiği gibi davranmalısın.
Sam Dean'ın çaresiz bir aşık olduğunun farkındaydı. Bu yüzden ona yardım etmek için teklifte bulundu.
S: Yine de sen romantik şeyler yapacak türden biri değilsin. Bu yüzden sana yardımcı olabilirim.
Dean kardeşinin söyledikleri yüzünden çok mutlu hissediyordu ama sevindiğini belli etmekten besbelli çekiniyordu.
D: Tamam. Sana borçlanmış olurum, kardeşim.
Sam yüzü sığınağa doğru dayandığından karanlık olmasına rağmen kapıdan onlara doğru yürüyen Castiel'i anında farketti. Hızlıca Dean'ı susturup kafasıyla onun arkasını işaret etti. Çok alçak bir ses tonuyla: O zaman yarın öğlen barda buluşalım. Bu konu hakkında daha rahat konuşuruz. Bira ismarlarsan da ödeşmiş oluruz.
D: Tamam.
Castiel onların yanına vardığında Dean arkasını döndü. Esen soğuk rüzgar Castiel'in trençkotunu havalandırıyordu. Dean ona doğru birkaç adım attıktan sonra aniden sarıldı. Kalbinde hissettiği soğukluk Castiel'in sıcaklığıyla yok olmuştu. Küçük bir sarılma böyle sıcak hissettiriyorsa... Dean "...daha fazlasını istiyorum." diye aklından geçirdi. Başını Castiel'in omzuna doğru eğdi.
D: Üşüyorum, Cas.
Castiel Dean'ın aniden Sam'in önünde sarılmasına şaşırsa da bir şey söylemedi. Ellerini Dean'ın boynuna doladı.
C: Üşüyorsan içeriye geçmen gerekirdi. Bu soğukta neden dışarıda konuşuyorsunuz ki, zaten?
D: Boşver, sadece bir süre daha böyle kalmama izin ver.
C: Ama daha şimdi üşüdüğünü söyledin.
Dean ellerini Castiel'e dolayarak kısık sesle kulağına fısıldadı: sen ikimize yetecek kadar sıcaksın zaten, Cas.
Sam bu garip ortamdan kaçmak için yavaş-yavaş yürümeye başladı: ah, bari önümde flört etmeyin. Sanırım kalbim bu kadar romantizmi kaldıracak kadar güçlü değil, dostum.
Sam içeri girdikten sonra Castiel bir adım geri çekildi. Ne konuştuklarını çok merak etse de bir türlü sormaya cesaret edemedi.
D: Neden çekildin? Rahatsız mı oldun?
C: Hayır, sadece hava soğuk olduğundan senin için endişeleniyorum. Artık içeriye geçelim mi? Ellerin de buz gibi zaten. Hastalanıcaksın.D: Aslında hastalanmak fena olmazdı. Bana nasıl bakacağını merak ediyorum.^^
Castiel Dean'ın bu umursamaz tavırlarına alışmaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Miracle
RomanceSupernatural dizisinin devamı .Olaylar finalden sonra kaldığı yerden, devam ediyor. Dünyadayken Dean'a aşık olan Castiel geri döndükten sonra insanlar gibi duyguları oluşursa neler olacağını merak ediyorsanız ve supernatural dizisine okuyarak devam...