1. Bölüm - 'Şerefsiz İnsan Her Şeyi Yapabilir!'

494 24 10
                                    

"Öldüreceğim seni! Bırakın beni bırakın! Katilsin sen! Sen de kedin de katilsiniz! Defolun gidin burdan!" Bırakın küçük enişteyi. Bir yandan deli gibi ağlarken bir yandan da bana saldırmaya çalışan Şeyma'ya bakıp dudağımı biraz daha dişledim. Komşular tutmasa öldürürdü gerçekten.

Normalde kimse benimle böyle konuşamazdı tabii ama anneannesinin Badem -kedim- yüzünden kalp krizi geçirmesi ona haddini bildirmeme engel oluyordu. Anneannesi Selma'nın, buraya taşındığımdan beri söylediği tek şey 'kedine sahip çık' tı. Her böyle dediğinde onu tersleyip geçip gitmiştim fakat sonunun böyle olacağını bilseydim başta bu eve taşınmazdım.

Bütün apartman kapının önüne yığılmış ambulansa taşınan Selma'ya bakıyorlardı. Hatta tüm mahalle. Çok sevgili komşularım akıl edip Şeyma'yı benden en uzağa götürebilmişlerdi. Bense göğsümün altında birleştirdiğim kollarımla üzgünce ambulansın arkasından bakıyordum. Az sonra yanıma gelen ev sahibini fark edince hemen dikleştim ve konuşmaya başladım.

"Çok çok üzgünüm Halil Bey. İnanın nasıl kaçtığını bilmiyorum ama merak etmeyin kapanmadan hemen sonra taşınacağım. Artık kimse istemez beni burda. Zaten ben de rahatsız olurum."

Yüzümden ne kadar üzgün olduğum anlaşılırdı bence. Benim söylediklerime karşı Halil artık bütün olmuş kaşlarını çattı ve "Eşyalarını topla çık hemen." dedi.

"Ne?" Gerçekten, ne?

"Eşyalarını alıp 1 saat içinde o evden çık. Yoksa ben bütün apartmanı üstüne salar seni o evden yaka paça gönderirim." İşaret parmağını bana doğrultarak söylediği sözlerinden sonra sinirin vücuduma dolduğunu hissettim. Fakat bunu dışa vurmadım ve zorla gülümsedim.

"Halil Bey ne diyorsunuz siz? Yasak başlıyor 4-5 saat sonra. Nereye giderim ben şimdi. Allah aşkına yapmayın." Beni hiç umursamadan "Diyeceğimi dedim git topla eşyalarını çık dairemden. Hemen! O katil kedini de al götür. Apartmanımın huzurunu bozuyorsun." dedi ve arabasına doğru yürümeye başladı.

İkna olmayacağını hissetsem de pes etmedim ve onun peşinden yürüdüm. "Halil Bey yalvarırım size 17 gün daha kalayım. Kapıları penceleri kilitlerim. Kimse anlamaz bile evde olduğumu. N'olur 17 gün daha. Kimsem yok benim. Kalacak tek bir yerim yok."

Daha acındırıcı olsun diye uğraşmıştım fakat karşımdaki adamın vicdanına küçücük bir etki bile etmemişti bu. "1 saat içinde geldiğimde burda olursan seni polislerle aldırtırım. Zaten 3 aylık kiranı da ödemedin."

Son sözlerini de söyleyip turuncu kamyonumsu arabasına bindi. Şaşkınca arkasından bakarken kendime geldim ve işaret parmağımı giden arabaya doğru sallamaya başladım. "Şerefsiz insan her şeyi yapabilir!" Bağırışım egzoz sesine karıştı ve koca sokakta tek başıma kaldım öyle. Hayır kimse de dönüp demiyor bu kadın 91 yaşında. Bugün geçirmese yarın geçirirdi diye. "Belki kediden değil evindeki böcekten geçirecekti yani yine." Oflarken yüzüm daha da asıldı.

"Allah'ım n'apıcam ben şimdi?" Mırıldanarak arkama döndüğüm sırada bodrum katta oturan ve muhtemelen beni seven tek komşum Piraye Hanım'ı gördüm. Bana üzgünce baktı ve "Az önce hepsi toplaşıp adamın üstüne geldi seni atsınlar diye. Vallahi söyledim kızım. Yapmayın etmeyin bu yasaklarda nereye gider dedim hiçbiri dinlemedi beni." derken mahçup bir ifadeyle devam etti.

Yapma Piraye, bak ağlarım.

"Bende kal diyeceğim ama biliyorsun evin durumunu..." Alt dudağımın titremesini durdurmak için dişlerimi geçirdim. Evleri 2+1 di ve tam 4 yetişkin oğlu vardı. Hepsi aynı odada kaldığından gittiğimde o ortamı hayal etmek istemiyordum.

Bir Pandemi HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin