Another life

458 68 61
                                    

Hyunjin'den. Günümüz

"Hyunjin!"

Seungmin ve ben doğrulttuğumuz silahları aynı anda indirdik, birbirimize şaşkınlık dolu gözlerle bakıyorduk.

"Seungmin, sen bura-"

Lafımı tamamlamama izin vermeyip hemen eliyle ağzımı kapatıp susmamı söyleyen bir işaret yaptı bu sayede alt kata birilerinin olduğunu anladım.

"Hey Sky, üst taraf temiz mi?"

Seungmin bana bakıp arkasını dönüp

"Evet temiz hadi gidelim." dedi ve alt kata inmeye başladı. 5 dakika bekledikten sonra kaldığım yerden devam etmeye başladım, katşımdaki dolabı açtım ve bir zarf vardı, üstünde Hyunjin yazıyordu. Bu yerde daha fazla durmamam gerekiyordu , bu mektubu almalı mıydım?

Hızlıca mektubu cebime koyup alt kata doğru hızlı adımlarla ilerledim. Gözüm silahın olduğu dolaba çarptı ve hemen gidip kontrol ettim, silah yoktu.

Burada ne işin vardı Seungmin?

Eski terk edilmiş restoranttan hızlıca çıktım yağmur yağıyordu ,hızlıca koşarak bir ara sokağa girdim. Soluk soluğa kalmıştım, yağmur gelmeyen bir yerin altına girdim ve elimi cebime götürüp aldığım mektuba baktım.

Hyunjin

Mektubu açtım ve okumaya başladım.

Hyunjin'im eğer bu mektup eline geçtiyse özür dilerim, birkaç gündür düşünüyorum ve içimde kötü bir his var. Seni seviyorum Hyunjin ,senin gülümsemeni , her şeyini seviyorum. Son günlerde başımıza bazı olaylar geliyor Duho yakamızı bırakmıyor... Bu mektubu okuyorsan tahminlerim doğru çıktı... Seni seviyorum Hyunjin, seni ömrümün sonuna kadar seveceğim ve büyük ihtimalle ömrümün sonuna kadar sevdim... Sonsuza kadar beraber olacağımıza söz vermiştik...
Sonsuza kadar elini tutmak ve asla bırakmamak istemiyorum. Korkuyorum Hyunjin, seni kaybetmekten korkuyorum... Bu satırları okuduğun için özür dilerim , bir sonraki hayatımızda tekrar beraber olacağız seni seviyorum Hyunjin.

                                                                       Felix

Sözleri canımı çok yakmıştı, dört yıl sonra karşıma çıkan bu mektup.Mektubu cebime koyup bir adım attım. Yaklaşık 10 adım atabilmiştim, yağmur damlaları tenimi adeta cayır cayır yakıyordu. Dengemi yitirdim ve sol taraftaki duvara yaslanıp yere oturdum. "Neden!" diye bağırıp ağlamaya başladım.

"Hepsi benim suçum... Felix'i kurtarabilirdim!" Yağmur, gözyaşlarım olmuştu, şiddetli bir şekilde ağlamaya başlamıştım.

"Sevdin, ömrünün sonuna kadar sevdin."

Hyunjin'den                                                   2017

Hayır, Duho bunu yapmadı hayır!

"Felix!"

Koşarak ve Felix'in ismini haykırarak Felix'i arıyordum. Duho bunu yapmayacak, Duho bunu yapamayacak!

"Felix!"

"Felix!"

"Felix!"

Hızlıca sağa doğru döndüm ve koşarak gelen  Felix'i gördüm. İkimiz de birbirimizi görünce duraksadık.

"Felix!"

"Hyunjin!"

Silah sesi ve o görüntü...

"Felix!"

Hızlıca Felix'in yanına koşmaya başladım
Felix sendenelerek elini kurşunun isabet ettiği yere götürdü elindeki kana baktıktan sonra kafasını bana doğru çevirdi ve yere yığıldı.

"Hayır, hayır, hayır Felix!"
Felix'in kurşun isabet eden yerlerine hemen ellerimle baskı yapmaya başladım.
"Hyunjin ben-"
"Felix özür dilerim, çok özür dilerim hepsi benim hatam..."

Ellerim titreyerek cebimdeki telefonu çıkarıp 112'yi tuşladım. Adresi verdikten sonra telefonu kapatıp hemen Felix'le konuşmaya devam ettim.

"Canın çok mu yanıyor?"
"Hyunjin git..."
"Felix saçmalama."
"Şu an canımı yakan tek şey senin beni böyle görmen."
"Felix..."

Felix gözlerimin içine bakıyordu, canı çok yanıyordu biliyordum. Gözlerimiz kenetlendiği anda ağlamaya başladım.

"Hyunjin lütfen..."
"Felix acı çekiyorsun ve ben hiçbir şey yapamıyorum!"
"Hyunjin, iyi hissetmiyorum lütfen git..."
"Felix hayır, hayır öyle bir şey olmayacak!"
"Hyunjin..."
"Felix lütfen yapma!"
"Seni seviyorum..."
"Felix veda etmeyi bırak!"
"Her şey için teşekkür ederim Hyunjin..."
"Felix yapma!"

Felix nefes almakta güçlük çekiyordu, Felix acı çektikçe benim canım da acıyordu.

"Her şey için özür dilerim Felix seni seviyorum, bu bir veda değil böyle bir şey olmayacak."

Felix göz kapaklarını açık tutmaya çakışıyordu...

"Felix lütfen dayan..."

Ve Felix'in gözleri kapandı.

"Felix?"
"Felix, hayır!"
"Felix gözlerini aç!"
"Felix beni bırakamazsın!"
"Söz vermiştik, gidemezsin!"
"Felix lütfen uyan!"

Elimle nabzını kontrol ettim.
"Felix, beni bırakamazsın..."
"Felix ne olur kalk!"
"Felix..."

Kafamı Felix'in göğsünde koyup daha şiddetli ağlamaya başladım, elimi Felix'in eline kenetledim. Siren sesleri duyulmaya başladı, Her şey bulanıklaşmaya başlamıştı,o andan hatırladığım tek şey Felix'le kenetlenmiş olan ellerimizin ayrılmasıydı.

"Gitme..."
  

4 gün sonra

Bu gün toprağa verildi, toprağa verildi... Gözlerim dolu ve titrek sesimle konuşmaya başladım.

"Ben geldim Felix."

Doğru kişilerdi ama yanlış zamandı, sevmek ne zaman yanlış olmuştu? Onlar sevgilerini birbirine veremeden Felix toprağa verilmişti...

"Belki ikinci hayatımızda birbirimizi sevmemize izin verirler..."
"Özür dilerim Felix, seni sevdiğim için özür dilerim..."

Ve Hyunjin orada hıçkırıklara boğulmuştu, sadece sevgilisini seven 17 yaşındaki Hyunjin...

"Kurtarmadım, seni kurtaramadım..."

"Sadece birbirimizi sevmiştik..."

"Seni özledim Felix sesini,kokunu..."

Ne yapacağım bilmiyorum, Felix olmadan bir hayat Ay'ı olmayan bir gece gibiydi. Yıldızlar mı kıskanmıştı sevgimizi?

"Özür dilerim Felix , seni sevdiğim için özür dilerim."

"Duho şerefsizini kendi ellerimle öldüreceğim!"

"Yemin ediyorum Felix onu öldüreceğim!"

_______________________________________________

Umarım beğenirsiniz <333

Enemy/Minsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin