Enemy/Minsung

Calm before the storm

Minho'dan.                                            Günümüz

Sessizce ilerlemeye başladım bütün planı batırmamak için dikkatli olmam gerekiyordu. Elimdeki silahla temkinli bir şekilde ilerledim, onları görebiliyordum ama duyamıyordum. Onları net bir şekilde duyabileceğim kadar yaklaşmaya devam ettim. Duyabileceğim konuma geldiğim anda durdum ve dinlemeye başladım.

"Efendim, yer değiştirmemiz gerekiyor, burası güvenli değil."
"Güvenli olmadığını biliyorum, beklememiz gerekiyor."
"Güvenliğiniz daima bizim için çok önemli. Sizi güvende tutmak için elimizden gelen her şeyi yapacağız."

Unuttuğunuz bir şey var, ben Lee Minho'yum.

Ve silah sesini duydum

Sam

Saklandığım yerden çıkıp silahımla ateş etmeye başladım. Sam'le bütün adamları tek tek indirirken az önce dinlediğim adamın kaçtığını gördüm. Adamın bacağını hedef alıp düşmesini sağladım. Bu sırada Sam yanıma doğru gelmeye başladı.

"Geciktin."
"Hyung, bazı beklenmedik olaylar oldu, sonra anlatırım."
Yerdeki adam bana acı bir şekilde bakarak:
"Sen!" dedi.
"Ben?"
"Seni öldürmeliydim!"
"Ama öldürmedin."

Kanlar içinde kalan adamın yanına alaycı bir gülüşle eğildim. Bana tiksinerek bakıyordu. "Konuşmamıza uyandığında devam ederiz." diyip adamın kafasına sertçe geçirdim.

Sam:"İşte şimdi benim sıram" diyip bayılttığım adamı bağlamaya başlamıştı.
"Sam, etrafı kontrol edeceğim, burayı sen halledersin."
"Tamamdır."

Elimdeki silahla etrafı kontrol ettim, ortalık temizdi. İçeriye girmeden önce tüm kameraları sabote etmiştim. Sam'in yanına döndüm, adamı bağlamıştı.

"Hyung, araba yanımızdaki duvarın arkasında, bu adamı oraya taşımamız gerekiyor."

Adamı tutup taşımaya başladık, bagajı açıp vurduğum adamı oraya koyduk.

"Sam, sen sür, biraz düşünmem gerekiyor."
"Tamam, ama bir şey soracağım, o kadar adamı öldürdükten sonra burası ne olacak?
"Merak etme ben hallettim."
"Tamamdır hyung."

Sam'le arabaya bindik ve hızlıca yola koyulduk. Aklıma o gün geliyordu, Jisung'la bana çarpıp bizi ayırdığı gün. Bu gün senin kim olduğunu öğreneceğim!

"Hyung, sence bu plan adamı konuşturmaya yetecek mi?"
"Konuşması için her şeyi yapacağım."
"Bakıyorum da güzel bir ekip olduk."
"Öyle mi olduk" dedim sırıtarak.
Sam de sırıtarak "Olduk." dedi.

Bu sırada Sam, direksiyonu sola çevirdi ve ormanın içindeki eski, terk edilmiş gibi duran ev görüş alanımıza girdi. Arabayı park ettikten sonra bagaja doğru yöneldik, adamı kapının önüne kadar taşıdıktan sonra Sam kapıyı açtı. Adamı zor da olsa içeriye sonunda taşımıştık.

Tam soluklanmaya başlamışken
Sam: "Hyung, alt kat var." dedi.
İlk önce Sam'e sonra da yerde baygın adama baktım. "İyi tamam." Sam gizli bölmeyi açtı ve yerde yatan adama bir bakış attı.
"Hyung."
"Evet?"
"Bu şahısı direkt merdivenden itsek olmaz mı?"
"Emin ol bunu ben de çok isterdim, ama o bize canlı lazım."
"Doğru."

Adamı tutup merdivenlerden inmeye başladık. Zemini hissetiğimiz an adamı yere bıraktık.

"Sam ışıklar." dedikten sonra Sam ışıkları açtı.
"Rhino Hyung!"
"Evet?"
"Bu çok havalıydı!"
"Sam şimdi olmaz."
"İyi, tamam hyung."
"O zaman başlayalım, ne dersin?"
"Günlerdir bu an için bekliyorum."
      
                               ⚠️TW⚠️
              Suç, şiddet, işkence, cinayet

Sam'le adamın kan kaybından ölmeyeceğini emin olduktan sonra Sam adamın kollarından içeri demiri geçirdi. Bütün düzeneği kurup her şeyi yerlerine yerleştirdikten sonra birbirimizle bakıştık. İkimizde artık bu oyunun son bulmasını istiyorduk.

"Şimdi ne yapacağız?"
"Bekleyeceğiz."

Aradan yaklaşık 14 dakika geçmişti, adam yavaşca kıpırdamaya başladı ve gözlerini açtı.

"Yavaş ol koca adam." dedi Sam.

Adam acı içinde inlemeye başladı, Sam'la birden bağırmaması için ağızını bağlamıştık.

"Kolların oturduğun sandalyeye bağlı ve gördüğün üzere kollarının içinden kalın bir demir geçiyor. Oradan kurtulman için kollarını delmen gerekir."

Adamın önüne eğilip, önce elimdeki silaha sonra da acı içinde bana bakan adamın yüzüne baktım.

"Buradan konuşmadan çıkamayacaksın, ağzını çözeceğim, eğer konuşmazsan olacaklardan sorumlu kişi sensin. "Sam çözer misin?" Sam bana emin bir bakış attıktan sonra çözmeye başladı.

"Kimsin ve seni kim tuttu?"

Yüzünü ekşiterek bana baktı, konuşmaya niyeti yoktu.

"Kimsin ve seni kim tuttu?"

Sadece derin nefes alıyordu ama konuşmuyordu.

"Son kez soruyorum, kimsin ve seni kim tuttu?"

Yaklaşık 20 saniye bekledikten sonra konuşmaya başladım:

"Kardeşini çok seviyorsun değil mi?"
"Onu bu işe dahil etme!"
"Yoksa onu öldürmemi mi istersin?"
"Onu bulamazsın."
"Öyle mi?" masanın üzerindeki bilgisayarı açıp bağlı olan kardeşini gösterdim.
"Ne istiyorsun?"
"Sorularımı cevap vermeni. Kimsin ve seni kim tuttu?"
"Adım Hardy."
"Devam et."
"Beni kim tuttuğunu gayet iyi biliyorsun."
"Senin ağzından duymak istiyorum."
"Kwang."
"Siktir!"

Hardy acı çekerek kahkaha atmaya başladı.
"Yoksa Peter mı sandın!"
"Açık konuş, o gün sana ne dendi!"

Elimdeki silahı adamın çenesine dayadım bağırarak: O gün sana ne dendi!" dedim.

"Bir varmış bir yokmuş, birbirini seven iki çocuk varmış."

"Kardeşinin yaşamasını istiyorsan doğru düzgün anlat!"

"Tamam lan velet, yüklü bir para karşılığında Kwang beni tuttu. Nedenini sorduğumda söylemedi sadece bana söylenen şey size çarpmam gerektiğiydi"

"Gerçekten buna kanacağımı mı sanıyorsun!"

"Bana bak lan, seni pişman edeceğim! Kardeşimi tanınmayacak kadar dövmüşsün, buradan çıkacağım!"
"Beni pişman mı edeceksin?" kahkaha atmaya başladım. "Görürüz."

"Duho'yu tanıyor musun?" diye sordu Sam.
"Kwang her zaman arkasını toplardı ve hala topluyor. Duho onun kardeşi, birine aşık olmuştu."
"Birine aşık olduğu konusunu açık anlat." dedim.
"Takıntılı aşıktı en son çocuğun sevgilisini öldürtmüştü. Ondan sonra da onu neredeyse hiç görmedim.
"Konuya dönelim." dedi Sam.
"İkimiz hakkında ne biliyorsun?"
"Sen ve ölen çocuğun ölünce bile kavuşamayacağını."
"Bana bak lan orospu çocuğu seni de kardeşini de bir saniyede öldürürüm."
"Gerçekten neyi öğrenmeyi istiyorsun."

"Han'ı nerede bulacağımı."
Adam tekrardan kahkaha atmaya başladı
"Peter, Peter, Peter hala gerçeği bilmiyorsun değil mi?
" Ne gerçeği, neyden bahsediyorsun?
"Sana ufak bir tavsiye, Kwang'ı bul ve bu olayı çöz.
"Dalga mı geçiyorsun lan sen benle!"
"Onu gerçekten seviyordun değil mi?"
"Açık konuş!"
"Hyung, sakin ol! Biliyorum çok karışık bir durum, senin kadar benim de kafam çok karışık."
"Gerçekten olayı çözmek mi istiyorsunuz? Peter değil, Kwang ve Duho'ya odaklanın."
"Bunların gerçek olduğu ne malum?" dedi Sam.
"Kardeşim elinizde lan!"
"Ne demek Peter'a değilde onlara odaklanmalıyız!"
"Sana gayet açıkça her şeyi söyledim! Her şeyin anahtarı Kwang."

_______________________________________________

Uzun süre yeni bölüm atamadım üzgünüm, bazı sağlık problemlerin oldu. Okul yüzünden fazla aktif olamıyorum bölümü çok uzun aralıkta yazmamın sebebi de bu. Umarım beğenmişsinizdir <333, diğer bölüm her şeyin farklı bir yol alacak. Sizce diğer bölüm ne olacak, diğer bölümler bizi ne bekliyor?