İlk ders Adli Travmatoloji'ydi. Hocanın adı Selim Eylem di. Buraya kadar her şey güzeldi. Ama daha sonra hoca bir çocuk anlattı ve ben ordan sonra bittim. 8-9 yaşlarında, erkek çocuğu. Ailesinden 13 ay önce alış veriş merkesinde kaçırılmış. Kaçırıldıktan 9 ay sonra şehir dışında ayaklarından ters bir şekilde tavana asılmış, boynu yemek borusuna kadar kesilmiş , tek bacağını ayak bileğinden baldırına kadar derin çizikler atılmıştı. En garibide kulakları kökünden kesilmiş ve içine çubuk kraker doldurulmuştu. Nasıl bir fantazi ya ? Hocanın bunları anlatmasıyla benim dışarı çıkmam bir oldu. Hemen lavaboya gidip biraz kustum. Temiz hava almak için dışarı çıkarken Doruk'la karşılaştım. Bana yaklaşırken
"Bir şey mi oldu?"
dedi.Bende
" Yok, hayır bir şey olmadı"
dedim. Ama anlamıştı sanırım. Hocanın anlattıları aklımdan çıkmıyordu. Böyle olacağını istermiydim hiç adli tıp okumayı. Doruğun
"Dışarı çıkalım istersen?"
demesiyle. Daldığım düşüncelerimden uyandım.
"İyi olur , sanırım"
derken peçeteyi elime aldım ve yürümeye başladım. Cerrahpaşa'nın o kocaman kampüsündeki küçücük bir banka oturduk. Bahçe muhteşem kokuyordu, kuşlar ötüşüyor kediler oyun oynuyordu. Bir müddet bu sessizlikte bankta oturduk . Daha sonra Doruk seslendi
"Bende ilk gün senin bugün yaşadığın şeyleri yaşadım.Hatta daha fazlasını.İnanmak zor geliyor farkındayım."
Ben tam bir şey söyleyecekken
"Pınar lütfen ilk beni dinle, ben konuşayım.
İsmimi nereden öğrenmişti? Ben ise sadece kafa salladım.
"Daha sonra ben niçin bu kadar çalışıp burayı kazandığımı, hayalerimin ne olduğunu ve en önemlisi neler yapmak istediğimi hatırlayıp toparlandım"
Dedi. Ben ise zayıf düşmüş bi yüz ifadesiyle
"Ya hep böyle olursa?"
dedim.
"Olmayacak"
dedi.
"İlk günün bu senin ilk günün, güçlü birine benziyorsun ve yanında olan insanlar var "
dedi. Ben
"Kim?"
dedim.
"Ailen..."
dedi. Oh my god! Nerden biliyordu tüm bunları, anlamıyordum. İsmimi ,ailemin beni desteklediğini.Ve kendimi daha fazla tutamayıp
"Sen tüm bunları nerden biliyorsun? Yani ismimi ailemin beni desteklediğini falan"
dedim. Güldü. Güldüğü anda sanki dünyalar benim olmuştu. Muhteşem bir gülüşü var...
"Ben bilirim"
dedi.İnanamıyorum bu kadar saçma ve kaçamak cevap olamazdı. O anda telefonu çaldı. Özür dileyerek açtı telefonunu. Çok kibardı ve tatlı. Biraz konuştu ,sonra telefonu aceleyle kapattı ve bana dönerek
" Özür dilerim. Daha konuşmak isterdim seninle ama acil çağırıyorlar"
dedi.
"Bir vaka vardı uzun zamandır araştırıyorduk"
dedi. Aceyle kalktı ve hızla yürümeye başladı. Ben arkasından
"Sen kaçıncı sınıftasın?"
![](https://img.wattpad.com/cover/35144286-288-k752779.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanlı Aşk
Misterio / SuspensoBir genç kızın adli tıp'a gitmek istemesi ve hayallerinin gerçek olmasını anlatan gizem ve gerilim dolu guzel bir hikaye...