-2-

386 22 1
                                    

BİLGİLENDİRME: Canlar yazdığım bölüm silinince yeni bir bölüm yazmak zorunda kaldım. Panodaki kesit bu nedenle iptal oldu.
..................................................................................

2.Bölüm: Nefret


"Merhaba" diye cevap verdim. Bana sanki daha önceden tanıyormuşçasına bakıyordu. "İyimisiniz?" diye sordum kekeleyerek "e-evet" diyince başımı hafiften sallayıp arkamı dönüp çiftliğe doğru ikerledim.

Çiftliğin çitleri yavaş yavaş gozükürken gordüğüm siyahlı arabalarla duraksadım. Bir çırpıda kasırgadan inip tahta dan eve koşmaya başladım. Kapıyı kıracakmış gibi açıp içeri girdim. Tüm gözler bana dönerken bir kişide takıldı gozlerim.

"Senin ne işin var burda!" diye bağırdım. Ona nefretle baktım. "Seni almaya geldim" diyince "Sebep" bana dik dik bakıp "Senin babanım" diyince yüzümde alaycı bir gülümseme oldu. " Annemle ben kaçırldığımız zaman babam değildin ama" diyince durakladı.

Geçmiş

"Anne"
Ona seslenmemle hemen bana döndü

"Efendim kuzum"

"Babacım bizi kurtarmaya gelecek dimi"

O güzel mavi gözleri tekrardan dolu dolu olurken

"Baba gelecek ve bizi kurtaracak"

Diyip anlımdan öptü. Taki o adamların sesini duyana kadar annem beni tekrardan kucağına alıp ormanın içinde koşmaya başladı. Korkuyodum. Ama babacım bizi kurtaracak.

KURTARMADI

Annem bir anda durunca onun baktığı yere baktım. O canavar vardı.

"Güzel kadınmışsın yazık olacak"

Adamlar uzerimize doğru yürümeye başlayınca annem sağa doğru ilerlemeye başladı. Adam bir anda silahını çıkarınca korkuyla anneme daha fazla sarıldım.

Ve o korkutucu sesi duydum annemle birlikte yere yığıldık.

Adamlar gidince kafamı annemin boynundan çekip kızıl saçlarımı arkaya attım.

"Anniş"
diyip onu dürttüm. Ama uyanmadı.

"Anniş"
diyip deli gibi ağlamaya başladim. Uyanmıyordu. Başını kaldırıp dizlerime koydum.

"Anniş uyan"

"Anne hani sen zümrüdü anka kuşuydun. Hadi küllerinden tekrar doğ. Beni yanlız bırakma"

"Anne!"

diyip onu dürttüm. Uyanır zannettim. Uyanmadı.

Çünkü kahramanım olduğunu sandığım babam korkup italyaya kaçmıştı. Bense annemin yanında onun kanıyla uyudum. Sabah avcılar bulmuş beni. O gün beni babannemle dedemin yanına verdiler. Tam 10 Yıl hiç konuşmadım. Bunun hepsi onun suçuydu. Dedemse ben 18 yaşımdayken vefat etmişti.

"Senden nefret ediyorum. O gün italyaya kaçmak yerine şimdi yanında bulunan köpeklerinide alıp bizi kurtarırdın. Annemse hayatta olurdu. Ama babam olduğunu söyleyen şahıs karşıma geçmis seni almaya geldim diyor. Keşke hiç gelmeseydin. O lanet italyadan hiç gelmeseydin."

Gözlerim yanmaya başlarken arkamı dönüp girdiğim kapıdan geri çıktım. Hava hafiften çiseliyordu. Umursamadım. Kasırgayı es geçip ormana daldım. Gözyaşlarımsa hafiften firar etmeye başladım.

En sonunda huzuru bulduğum yere vardım. Annemin mezarı. Yere çöktüm.

"Anne! Ben ne yapacam. O adamı gördükçe sustuğum sesimi çıkarmadığım yıllar gözlerimin onüne geldi. Keşke şuan yanımda olsan saçımı okşayıp geçecek desen."

Artık gözyaşlarım sel inlemerim hıçkırığa dönüşürken gökyüzü benimle birlikte ağlamaya başladı. Deli gibi yağan yağmur beni temizlemek istercesine yağarken gülmeye başladım. Ayağa kalkıp ellerimi saçıma daldırıp yolmak istercesine çekmeye başladım.

Deli gibi gülerken bir yandanda ağlıyordum.

"Senden nefret ediyorum Kenan KARA!"

diye haykırdım.

..........


Fırtına'M Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin