Bölüm 3 : Canavarlarla Dövüş Sınıfı

101 11 1
                                    

Leen'in aklını geri kazandığında yerde uzanan bir kız vardı. Boynunda iki diş izi ve kıyafeti sadece boynunu gösterecek şekilde açılmıştı.

[Artık aç değilsiniz.]

[A+ kanı içtiniz. Güç stadınız kalıcı olarak 1 arttı.]

[Güç : 11]

[Yeni Beceri Açıldı. Kan Deposu]

[Kan Deposu; İçilen kanı depolayan bir beceridir. Kan Deposundan kan içilerek açlık veya HP yenilenebilir.]

[Yeni Beceri Açıldı. Kanlı Hilal]

[Kanlı Hilal; Bir saldırı becerisidir. Her kullanışta -1 HP]

[Kan Deposu : 100/100ml ]

Leen yerde yatan kızı kollarına aldı ve revire götürdü. Yol boyunca yeni becerilere bakakalmıştı. Ancak bunlardan önemli bir şey çıkarmıştı. O bir vampirdi!!

***********************

Leen ve Crissy revire vardıklarında Leen'in bütün yaraları iyileşmişti. Revirin doktoru olan Helen "Yaralıyı yatağa yatır." dedi. Leen hemen kucağındaki Crissy'i yatağa yatırdı ve bir kez daha boynundaki diş izlerine baktı. Neden buraya getirmişti bilmiyordu ama içinden bir ses bunu istemişti. Leen "Yurda gidecekken yerde yattığını gördüm. Bende hemen buraya getirdim." dedi. Helen yaklaştı ve Crissy'nin bedenini inceledi "Sadece bayılmış ve biraz yorgun düşmüş. Ancak boynundaki iz.. Onu uyandığında sorabiliriz." dedi. Leen telaşla "Sizce boynundaki iz nasıl olmuştur? Benimde dikkati o çekmişti." diyerek sorguladı. Helen yüzünü ekşitti "Portallardan kaçan bir canavar var sanırım." dedi. Leen canavar denmesiyle korkmuştu.

 Bir süre Crissy'inin yanında bekledi ancak gece olmasıyla birlikte Clan revire gelmişti. Clan, Leen'i bir kızın yanında gördüğünde pis bir sırıtmayla "Leen?" Leen iç çekti "Sandığın gibi değil. Kavgadan sonra revire dönerken bu kızı gördüm." Clan göz ucuyla kıza baktı. Siyah ve uzun saçları vardı. Gözleri kapalı olmasına rağmen yüzü oldukça iyiydi. Fiziği ise ortalamanın üstündeydi. Clan "Bence bu kız senin şans kuşun Leen.." Leen kafasını iki yana salladı "Ben hiç öyle sanmıyorum Clan. Her neyse bir şey mi oldu?" Clan hatırlamasıyla "Ah! Doğru hemen benimle gelmelisin. İki saat sonra ders başlayacak ve öğretmeni biraz sıkı biri o yüzden erkenden gitmeliyiz." Leen bir kez daha Crissy'e baktı. Helen iç çekti "Gidin. Sen çocuk sana kız burada güvende merak etme." Leen iç çekti ve içinden 'Sanki kız için endişe ediyorum aptal! Vampir olduğumu söylerse ne bok yiyeceğim onu düşünüyorum ben burada!' Leen kafası eğdi ve ayağa kalkarak Clan ile birlikte revirden çıktılar.

Leen ile Clan'ın ilk dersi müdürle olan dersleriydi. Müdür herkese bir kağıt dağıttı ve hangi sınıfa gideceklerini işaretlemelerini istedi. Clan dövüş sanatlarına yazıldı. Leen, canavarlarla dövüş grubuna gitmişti. Leen ve Clan ayrıldıktan sonra sınıflarına döndüler.

Leen sınıfına girdiğinde tek 1.yıl olduğunu fark etmişti. Henüz öğlen vakti değildi o yüzden kendini 2.Yıl diyebilirdi ancak öğlen güneşten sonra gücü %50 düşüyordu. 

Leen sınıflarının kapalı alanda olduğu için şükretmişti. Bir süre beklemeden sonra birçok kişi kaynaştı ama Leen en köşede tek başına sadece milleti seyrediyordu. Dikkatini çeken iki kişi vardı. Bunlardan biri asla kılıcını bırakmayan bir kız ve diğeri ise kısa sarı saçları olan kızdı. İkisinin de gücünün güçlü olduğunu hissediyordu. Bu yüzden birçok kişi onlardan uzak duruyordu. 

Öğretmenleri Xean tek gözünde sargı olan ve kıyafetinden vücudunun her bir kısmı belli olan bir öğretmendi. Aslında bir canavardı bile denilebilirdi. Yaydığı aura inanılmaz derecede yoğundu..

Xean tek tek öğrencileri süzdü ve en sonunda Leen'e bir süre baktı. Xean "Senin.. Yeteneğin nedir?" Leen hızlı bir cevap ile "Benim bir yeteneğim yok." Xean "Garip.." Xean'ın dediğini herkes duymuştu. Birçok kişi kıskanmıştı bile..

 Xien ayağını yere vurdu ve bütün öğrencileri susturdu "Öncelikle sizlere bir silah seçmenizi isteyeceğim. Buradaki herhangi bir ekipmanı seçebilirsiniz." Herkes tek tek seçtikten sonra son üç kişi arkada kalmıştı. Bunlar Leen, kılıcını bırakmayan kız Asya ve sarı kısa saçlara sahip olan Anna'ydı. Leen ileri çıktı ve kendi dövüş tarzına en yakın olan ekipmanı seçti. Bu ekipman bir eldivendi..

Eldivenin parmakları pençe gibiydi. Yapıldığı malzeme sayesinde eline rahatça oturmuştu. Xean "Leen idi değil mi? Eldivenlerde uzmanlığım yok istersen başka bir şey seçebilirsin ya da kararına saygı duyabilirsin ve sana elimden geldiğince yardım ederim." dedi. Leen eldivene baktı "Eldivenleri seçeceğim." Xean kafasını salladı ve diğer iki öğrenciye baktığında çoktan silahlarını almışlardı. Xean "Gönüllü savaşacak var mı? Leen ilk kişi sen olur musun?" Leen umursamaz bir tavırla "Tamam." Xean gülümsedi ve öğrencilerine baktı "Leen ile savaşmak isteyen var mı?" Bütün öğrenciler neredeyse el kaldırmışlardı. Hepsi için Leen bir böcek gibiydi..

Xean içlerinden ortalama bir öğrenciyi seçti. Markus seçilmesiyle sırıttı "Bakalım ne kadar güçlüsünüz çöp parçası?" Xean sırıttı "Bu dövüşün bir kuralı var. Yetenek kullanmanız yasak! En ufak destek almanızda mağlup sayılırsınız." Markus, öğretmene bir süre baktı. Xean "Bunu yapmamdaki sebep sizin yeteneğinize değil, kendi gücünüze güvenmeniz gerektiğinden dolayıdır." Markus "Öyle olsun.. Yine de bir şey fark etmeyecek." Leen sakin bir şekilde Markus'u bekledi.

Markus uzun kılıcını sıkıca tuttu ve Xean'nın işaretiyle ileri atıldı "Seni çöp mutlak gücümü hisset!" Leen, Markus'a boş bakışlarla baktı. O kadar yavaştı ki Markus gelene kadar ne yapacağını düşünüyordu. Bunların hepsi statlarının yüksekliğinden dolayıydı. 

Leen, Markus'un kılıcı dibine kadar geldiğinde kılıcın sağına vurdu ve savuşturduktan sonra tam vuracakken kılıcının ucunun koptuğunu fark etti. Gücü ne zamandır bu kadar güçlüydü? Markus şaşkınlıkla kılıcına bakıyordu. Markus, Xean'a döndü "Bu kılıcın kırılmasında sizin payınız mı var acaba öğretmen?" Xean bir anda önlerinde belirdi. Markus elindeki kılıcı ne ara alındığını bile fark etmemişti. Xean "Kılıçta herhangi bir eksiklik göremiyorum. Bu nasıl oldu? Markus git ve iki yedek kılıç al ve savaşa devam edin." Markus kafasını salladı ve kılıçlarını aldıktan sonra tekrar dövüş pozisyonunda durdu.

Leen tekrardan Markus'un saldırısını savuşturdu ve bu sefer daha az güçle engellemişti. Bu sefer kılıç kırılmamıştı ve Markus geriye itilmişti. Leen denge kaybettiğini görmesiyle birlikte öne atıldı ve parmaklarını bir kartal gibi açmasıyla Markus'un üstüne sıçradı. Markus hemen geriye takla attı ve Leen'in pençelerinden kaçındı. Markus yeteneğini kullanacakken Xean'dan baskı hissetmişti. Markus işin ciddi olduğunu anladı ve yedekte duran iki kılıcı aynı anda kullanmaya karar verdi. Leen saldırması için Markus'u bekledi. Markus öne sıçradı ve tam saldırı yapacakken Leen'in gözlerinin önünden kayboldu. Leen algıları sayesinde arkasında birinin olduğunu hissetti ve bedenini döndürerek pençeleriyle kılıcı engelledi.

Kılıcı engellemesine rağmen gücünden dolayı birkaç adım geriye atılmıştı. Leen iyice odaklandı. Daha demin ne olmuştu? Bir anda gözlerinin önünde kaybolmuştu. Markus tekrar saldırdı ve tekrar gözlerinin önünde kaybolduğunda Leen'in yüzünde sırıtış oluştu. Markus kılıcının bir şeye değdiğini hissettiğinde tam gülecekken kılıcının zemine çarptığını fark etti. Markus, Leen'i hızla gözleriyle aradığı sırada sırtından beş parmak girdi ve karnından çıktı. Markus karnından çıkan beş metal pençeyi gördüğünde yere yığıldı ve kan kaybıyla bayıldı. Leen ise elini geri çektiğinde üstündeki kana bakakaldı. Sanki onu yalamasını isteyen bir güç vardı. Ancak bu burada olmazdı. Xean hemen öne atıldı ve revirden tuttuğu görevlilere Markus'u aldırttı. Markus yarına kadar eskisi gibi iyileşecekti. Leen ise sınıfın önünde yaptığı şov ile az çok imaj kazanmıştı. 


Okuduğunuz için teşekkürler (:



GÖLGE VAMPİRİ : KARANLIK SOY (1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin