İyi okumalarrrr <3
Not1: Bölüm Düzenlenmiştir.
"KIZIM SANA BOMBA HABERLERİM VAR" telefonu açtığım gibi karşıdan bağıran arkadaşımla yüzüm buruştu.
"Ne hayatım"
"Seninki var ya?" Adımlarım durdu.
"Eee"
"Geri dönmüş"
"Siktir kapat kapat" telefonu arkadaşımın yüzüne kapattığım gibi cebime attım.
Yolumu değiştirip, evin yolunu tuttum. Sikerdim böyle işi ama.
Titreyen ellerim her şeye engel olurken nefes almanın bana haram olduğunu anladım.
Kimse fark etmeden eve girdiğimde direkt olarak odaya çıkmıştım. Tam bu sırada odamın kapısı açılmış ve anında kapanmıştı.
"Demir... Demir dönmüş"
"O da mı!?"
"Derken?!"
"Mir.." aklıma gelenlerle gözlerimi yumdum."han" diye kelimemi tamamladım.
"O da mı dönmüş" sesi bir yandan kısık bir yandan yüksek çıkarken elimle yüzümü sıvazladım.
"Bak aşağı inip bir şey olmamış gibi davran"
"O nasıl olacak" bu sefer sesi yüksek çıkmıştı.
"Hale aşağı in" sesim beklediğimden sert çıkarken omuzları yenilgiyle düştü ve odadan çıktı.
Tamam ikimizin de durumu farklıydı. Hale'ye nasıl davranırlardı bilmiyorum ama benimle konuşmayacaklarına emindim.
O gün olanlar benim suçumdu.
Üstümü değiştirip yine kimse fark etmeden evden çıktım. Bu sefer gideceğim yer belliydi.
Geldiğim evin önünde bir süre bekledikten sonra içeriye adımladım. Zili çalıp bir iki adım geriledim.
Kapının açılması iki dakika sürmüştü. Bulut beni gördüğünde şaşkın bir şekilde bana baktı.
Eh haklıydı çocuk.
"Efser!?" Sırıtarak adımı söylediğinde gülümsedim.
"Bulut!?" Anında üstüne uçuş gerçekleştirirken kollarını belime dolamış ve sarılışıma karşılık vermişti.
"Ne işin var kızım senin burada" gülüp saçlarımı karıştırırken gülümsedim ve içeri geçtim. Peşimden gelirken ikimizde boş olan koltuklara oturmuştuk.
"Dedim ki brocuğumu ziyaret edeyim"
"Yeme kızım beni"
"Off Mirhan ve Demir dönmüş" bildiğini tahmin etmiştim.
"Sana ulaşmaya çalışıyorum... kaç haftadır" dedikleriyle yutkunamadım bile. Dikkatlice yüzümü süzdü. Konuşmayacağını anladığında yine Bulut konuştu.
"Ne yapacaksın"
"Ö-öğrenmemeli"
"Neyi?"
"Burada olduğumu. Burada yaşamaya başladığımı" iç çekti.
Daha sonrasıysa her şeyi konuşmamızla geçti. Planladık. Ne olursa olsun Mirhan'la karşılaşmamam gerekiyordu.
"Saat geç oldu hadi gel sende misafir odasına geç"
"İyiyim ben burda" itiraz etmedi çünkü yapmayacağımı biliyordu.
"İyi geceler güzelim" son hatırladığım ışığın kapanmasıydı.
⁂⁂⁂⁂
"Geldimm" aşağıya doğru bağırıp bir yandan da merdivenlerden koşarak indim.
"Yavaş olsana kızım. Düşeceksin"
"Ayy çen beni mi düşünüyosun" Bulut'un yanaklarını sıkarken ellerimi tutup kendinden uzaklaştırdı.
"Hadi hadi geç bile kaldık" kolumdan tutup beni sürüklemesiyle göz devirdim.
"Çocuk muyum oğlum ben!"
"Yani benim yanımdayken... evet?" Homurdanmamla birlikte yanağımdan makas aldı ve arabaya bindi. Bende ön koltuğa kuruldum.
Kahvaltı yapacağımız mekana geldiğimizde Bulut arabayı park edeceğini söyleyip beni indirmişti. İçeri girdiğimde gözlerim hemen bizim masayı buldu.
Kocaman gülümsedim ve masaya uçuş gerçekleştirdim. Hepsiyle sarıldıktan sonra Arda'nın yanına kuruldum. Bulut'ta aramıza katıldığında siparişleri vermiştik.
"Bugün Bars'la konuştum." Hepimizin ilgisi Aybeniz'e döndü.
"Ne dedi"
"Buluşalım falan dedi" kaşları çatıldı. "Ama sesi garipti. Anlam veremedim"
"Çokta üsteleme" Selen omuz silkip konuştu ve ağzına ekmek tıkıştırdı.
"Off neyse ya moral bozmaya gerek yok."
"Sen ne yapacaksın durumları Efser""Aynen. Kuvars abi falan"
"Sormayın ya. Yıllardır ulaşmaya çalıştığım babam resmen cici babam olacak"
Birkaç dakika süren sessizliği Arda bozdu. Konu dağılırken konu konuyu açtı ve etrafta hepimizin kahkahaları yankılandı.
⁂⁂⁂⁂
"Ya Bulut salsana beni pezevenk"
"Kuvars abiye teslim edeyim salacağım fıstık" Kendim için bolca sabır dilenirken arabanın durmasıyla anında kendimi dışarı attım.
"Eyvallah aslanım"
"Aha bende nerede kaldı bizim kız diyordum" gülüp konuştuğunda el hareketi çektim.
"Hadi git eve" göz devirip arkamı döndüm ve kocaman eve ilerledim.
Bizimkilerden öğrendiğime göre Hayat Hanım evleneceği için bu eve taşınmışlardı. Ev o yüzden bu kadar büyüktü.
Kapıyı Hale açarken yüzüne bile bakmadan içeri girdim. Kimseyle konuşmak istemiyordum. Direkt odaya geçip yatağa uzandım.
Ve o an bir şey oldu.
O gün o yatakta uzanırken, geçmişteki bir defter tekrar açıldı.
Bilinmeyen Numara: Demir'e en ufak bir şey bile bahsetmeyeceksin.
Demiroksit: Buluşmamız lazım. Kimseye söyleme. Her zaman gittiğimiz yerde olacağım
Felaketti.
⁂⁂⁂⁂
FİNİSSSSH. 595 kelime yazabildim ancak :(
normalde daha uzundu ama içime sinmediği için kısalttım.Umarım beğenirsiniz. Diğer part daha uzun olacak. Emin olabilirsinizzz
Hepinizi öpüyorum. Yorum yapıp oy vermeyi unutmayın.
Yeni kitap yazıyorum adı Çisil. Oraya da beklerim :)))