Şeytan, avıyla geceye yol alırken.

226 29 4
                                    

 

  "Burada mı kalıyorsun?" Diye sordu adam kaşlarını çatarak. "Nahoş görünümlü bu ahırda?"

"Evet."

Hayvanlar ve alt sınıfta yer alan insanlar için ayrılmış bir yerdi, buradakiler çocuk yaştan itibaren efendilerinin tarla işleriyle ilgilenirdi. Ne rahatsız edici bir düzendi, sadece insanlara hastı. "Böyle bir yerde seni öldürmek oldukça hoşnutsuz olurdu, Mary." Dedi Şeytan, verdiği büyüyle beraber zeminin üzerinde derin bir uykuyla uyuyan insanlara bakarak. Ayrıca, diye geçirdi içinden, ben beslenme alanıma dikkat ederim.

"O zaman..." Kız, soran ses tonunu yanındakine yöneltti, cümlesinin devam niteliğini oluşturan açıklamanın getirilmesini bekledi.

"Evinde olmanın rahat hissettireceğini söylediğimi biliyorum ancak şimdi bakışlarından bile burayı benimsemediğini görebiliyorum. Seni başka bir yere götüreceğim."

"Teşekkür ederim." Kız fısıldadı ve üzerine eğilen ve onu kucaklayan adama tutundu. Canını alacak olan Şeytan'ın kendisini taşıması rahatsız hissettirdi, ama sadece bir an. Ahırın kapısından çıktıklarında ve havaya yükseldiklerinde tüm düşünceleri bir süreliğine sustu, kafasının içine sessizlik hakim oldu.

Dayanamadan söyledi; "Güzel."

Bu, avını taşıyan İblis'i hafifçe gülümsetti. "Öyleyse gideceğimiz yere varana kadar manzaranın tadını çıkar." Kız, bunun üzerine gözlerini yıldızlara dikti.

Rüzgar, ılık bir esintiyle yüzüne vuruyordu.

Aslında, ondan sadece merhametli bir ölüm istememiş miydi? Geçip gittikleri yerlere bakarken davetsiz gelen bu düşüncenin üzerinde durdu. Anlaşmayı bunun üzerine kurmuşlardı, Mary hızlı ve acısız bir şey olur diye beklemişti. Oysa Şeytan, bu düşüncesinin aksine, ona rahat öleceği bir yer bile verecekti.

Minnettar mı olmalıydı?

Aslına bakarsa, onun neden bunu yaptığını bile bilmiyordu. Ne bir çıkarı var gibi gözüküyordu, ne de onunla anlaşmak için bulunan bir zorunluluğu. Şu ana kadar ona yalnızca kendisinin istediği tarzda bir ölüm vermeyi denemişti, bunu başaramayınca da üstelememişti. İnanamadı, bir Şeytan nasıl olur da yeryüzüne iner ve insanların dileklerini gerçekleştirirdi?

Büyük ihtimalle bu yaratığa dair bildiği neredeyse her şey bir yalandı, muhtemelen gereksiz yere kötülük timsali olarak adlandırılan bir varlıktı o.

Bir tarafı bundan emin olamazken, bir tarafı da birinin ona karşılıksız iyilik yapıyor olduğuna inanmak istiyordu. İkincisi baskın geldi ve başını Şeytan'ın omzuna yasladı, uçsuz bucaksız parıltıların sıralandığı göğe odaklanırken gözünden birkaç damla yaş süzüldü.

Sevdi, ilk ve son kez gördüğü bu muhteşem geceyi.

_______

Mary bilmiyor ki, ateş olmayan yerden duman çıkmaz.

"Ruhunu uykunda alacağım." Sebastian Michaelis Fanfic. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin