Z for Vendetta/ texting

help each other

lizzzywtrdz: ah Tanrım her şeyi mahvettim!

lizzzywtrdz: oysaki bilerek yapmadım

lizzzywtrdz: yemin ederim ödünç aldığım şeylere çok iyi bakarım!

lizzzywtrdz: Tanrım kafayı yemek üzereyim!

vendetta: hey sakin ol, neler oluyor?

lizzzywtrdz: Profesörden ödünç aldığım kitaba kahve döktüm, sanırım dersten kalacağım.

vendetta: üstüne ve altına bir bez koyup kahvenin iyice çekilmesini sağlarsan çok hasar bırakacağını sanmıyorum bu kadar endişelenme

lizzzywtrdz: ya bana inanmazsa ne yapacağım kuruması için balkona çıkardım fakat yarına sağlam götürebilecek miyim onu bile bilmiyorum

vendetta: yarın pazar Elizabeth

lizzzywtrdz: AHA KİTABIN YENİSİNİ BULABİLİRİM

vendetta: mantıklı ve artık endişelenmeyi bırak bak her şeyin bir çözümü var

lizzzywtrdz: fakat bir hafta aç kalmam gerekecek...

vendetta: nasıl yani?

lizzzywtrdz: haftalık kazandığım para kadar bir kitap... paramı kitaba verirsem ne yiyeceğim?

vendetta: sana para göndermemi ister misin? elinde fazladan olduğunda geri ödersin.

lizzzywtrdz: ahh neler söylüyorsun!?!?!?! çok düşüncelisin teşekkür ederim fakat gerek yok kendim halledebilirim.

vendetta: gerek var Elizabeth.

lizzzywtrdz: beni mahçup ediyorsun lütfen devam etme..

vendetta: öyle diyorsan..

lizzzywtrdz: tekrar teşekkür ederim yardım etmek istediğin için

vendetta: ihtiyacın olduğunda söylemekten çekinme lütfen biz arkadaşız :)

lizzzywtrdz: haklısın. Lütfen sen de bir ihtiyacın olduğunda söylemekten çekinme elimden gelenin en iyisini yapacağım.

Elizabeth telefonunu kapatıp yatağın üzerine bıraktı ve içindeki sıkıntıyla balkona adımladı. Biraz kurumuş görünüyordu fakat bembeyaz sayfalar kahverengine dönüyordu kurudukça. Nereden alacağını biliyordu fakat parasını verirse ne yiyip ne içecek otobüslerle neyle binecekti. Aslında evdekilere yetinip bir hafta bisikletle gidip gelse ve kitabı alsa dersten kalıp bir sene okumaktan iyidir diye düşündü. Koluna çantasını takıp kitabı almaya çıktı. Bir kitapçıda bulduğu pahalı kitap için kartında dün hesabına yatan paranın neredeyse hepsini harcamıştı, kendine bir iki binişlik otobüs parası kalmıştı bir de molada içebileceği küçük boy kahve parası.