Hepinizden gerçekten özür dilerim. Küçük bir operasyon geçirdim ve bu yüzden gecikti. İyi okumalar!
...Annabeth...
Klübede yine volta atıyordum. Percy'nin önce kaybolduğu zamandaki gibi kendimi rahatlatmaya çalışıyordum. Pipes herhangi bir krizime karşı yanımdaydı, Will'in hazırladığı ilaçları düzenli olarak içiyordum. Buna rağmen sakin kalmak için fazla çaba harcıyordum. Hera kendi kulübesinde oturuyor, ara sıra titreşiyor ve 'Bunu yapanı öldüreceğim, Tartarus'u tadacak!' diye çemkirip duruyordu. Leo'nun dalga geçmesiyle neşem az da olsa yerine geliyordu fakat Hera bu durumdan memnun değildi. Olmaması da benim için fark etmiyordu gerçi. Ağzımı açtığım anda bir tanrıçanın öfkesini korkutabilirdim. Bunu biliyordu. Zeki şey.
"Annabeth." dedi odaya giren Kalipso. "Hera'yı sorgulayarak bir harita çıkardık. Bir Athena kızına ihtiyacımız var. Hadi gel."
Arkasından takip ederek yemekhaneye ulaştım. Bir planı işleme koymaya başladığımızı düşünüyordum. Percy geri gelecekti.
¥¥¥¥¥
...Percy...
Karanlık.
Bulunduğum yeri sadece bu şekilde anlatabilirdim. Saatlerdir -hatta kim bilir belki günlerdir bu 'şeydeydim'. İşin garibi ne acıkıyordum, ne susuyordum, ne bir ses duyuyordum, ne de bir şey hissediyordum. Kamptakileri düşünmek dışında tabii. Özlüyordum. Çok. Nerede olduğumu bile bilmiyordum, sadece kırmızı bir koltuktaydım. Ayağa kalkamıyordum, uzanamıyordum, sadece oturma pozisyonumu değiştirebiliyordum. Ayağım yere deymiyordu, bir yer olduğundan bile emin değildim. Ama düşmüyordum. Sonuç olarak kafamı ve zorlayarak da olsa öğrendiğim mitolojik bilgilerden burayı çıkarmam lazımdı, fakat aklıma hiç bir şey gelmiyordu. Tam anlamıyla kapandaydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Letters From The Sea *Percy Jackson FanFiction*
Fanfic*Dikkat, Olimpos' un Kanı' ndan spoiler içerir* Zor olan savaş değil, savaştan sonra kalanları toplamaktır. Peki 2. Argo tayfası bunu başarabilecek mi? Jüpiter ve Melez Kampı'nın yaralarını sarabilecek mi? Kimleri kaybedecekler, kimleri kaybettiler ...