#8

290 19 0
                                    

Bu bölüm biraz kısa ve geçiş bölümü gibi oldu. İyi okumalar!

...Annabeth...

Kamp ateşinin yanından da koşarak geçtikten sonra ahırda bekleyen Karakorsan'a biraz havuç verdim. Bunun onu tatmin edemeyeceğini biliyordum, yani evet o donutları (özellikle mavi olanları) tercih ederdi ama şu durumun aciliyeti onun bir havuçla yetinmesi gereken bir durumdu. Ardından Karakorsan'ın karşısına geçtim ve saçmalamaya başladım.

"Bana bakar mısın?.. Evet, şey, teşekkürler. Uhm, bilmem biliyor musun ki muhtemelen kimse atlarla dedikodu yapmadığı -yani yapamadığı için bilmiyorsun, evet, mantıklı. Percy kayıp. Tekrardan. Ve bu sefer Hera da kurban. Ve öhm, beni Roma Kampı'na uçurman gerekiyor. Ehm, bari anladığına dair tepki versen de boşuna konuşmasam?."

Karakorsan sabırsızca (veya aç bir şekilde) kişnerken bana yaklaştı ve kafasını omzuma dayadı. Ağzım bir karış açılırken ona ayak uydurdum ve yelesini hafifçe okşadım. Ben ağlarken, Karakorsan ise milim kıpırdamadan omzumda bekledi.

***

Sonunda Karakorsan'a planı mümkün olduğunca anlatıp yolculuk için hazırlıklara başladzaten. Leo'nun yaptığı pratik icatlardan 'İrismatik' sayesinde haberleşiyor, 'Süper-Zamazingo-Bam-Bum' sayesinde kendimi az da olsa savunuyor ve 'Bence komikti Bufford.' sayesinde bunları ve silahlarımla defterlerimi taşıyabiliyordum. Ve evet bunları anlatırken Pipes ve Hazel tüm kampın duyabileceği şekilde kahkaha atmışlardı. Onlar hazırlanmak için beklemek zorundalardı, Pipes Katoptris'i yeniden dövdürüyordu ve Hazel sis üzerinde tam bir şekilde kontrol sağlamak istiyordu. Leo Festus'u tamir edecekti, Frank ise hem Roma Kampı'na kadar bana eşlik edecekti. O da Festus'u taşımada yardım edeceği için kapma geri dönecekti. 1 hafta kadar bir süre Roma Kampı'nda yanlızdım, ne olacağı hakkında ufak bir fikrim de olsa yoktu.

Letters From The Sea *Percy Jackson FanFiction*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin