Balkon da annemle çay içerken burayı ne kadar özlediğim geldi aklıma. İnsan memleketinin değerini zaten memleketten uzak kalınca anlıyor.
"Anlat kızım n'aptın nasıl geçti. Sürekli konuştuk ama bir konuyu sürekli atladık" dedi Annem imalı imalı bakışı ile.
"İş dışında bir şey yapmıyorum Anne. Şu an iş dışında da aklımda başka bir şey yok. Amerika da ki hayatımı burda olduğu kadar devam ettirmek istiyorum" Çayımdan büyük bir yudum aldım ve yandan annemin tepkisini ölçtüm.
Gülümsedi ve uzun bir süre çayı ile bakıştı. Aklından geçen şeyi çok iyi biliyordum. Babamın benden nefret ettiği sebepti. Benim ilk aşkım, ilk sevgilim, her şeyimin ilki olan Cem.
17 yaşında tanışmıştık kısa süre sonra sevgili olmuştuk ve 18 olur olmaz gizliden evlenmiştik. Her şey ortaya çıktıktan sonra aileler karşı çıkmıştı bizde kaçmıştık ama Cem'in illegal işler yaptığı ortaya çıkınca kaçışımızın ilk haftasında hapise girmişti. Bende paşa paşa geri dönmüş iyi bir dayak yedikten sonra amerikaya postalanmıştım. Ondan sonra da Cem'den bir daha ses soluk çıkmamıştı. Babam beni bir daha kızı gibi görmemiş ne zaman Türkiye'ye ziyarete gitsem yüzüme bakmamıştı.
"Peki, o zaman illa ki bir sevgilin olmuştur. Onu anlat. Merak ediyorum hayatını orda nasıl yaşadığını.." dedi Annem gözlerinde ki o 'inşallah olmuştur da o Cem denen pislikten kurtulmuşsundur' bakışını görmezden gelemedim. Amerika da bir sevgilim olmamıştı. Yıllarca Cem dışında kimseyi istememiştim ama artık öyle değildi. Aşka olan inancım Cem de kalmıştı ama sanırım bir gün evlenirsem o aşk değil mantık evliliği olurdu.
"Olmadı Annem" dedim gülümseyerek. "Çaylar bitmiş hemen yeni getireyim" kaçarak çıktım balkondan. Bardaklara çay doldurdum ve biraz mutfakta oyalandım sonra tekrar döndüm balkona. "Çaylar geldi"
İkimiz de bir şey konuşmadan sessizliği dinledik ta ki babamın sesini duyana kadar.
"Geç oldu Gül, hadi yatalım artık"Annem başını salladı babam gittikten sonra bana döndü "Hadi kızım toplayalım da yatalım yorgunsundur sen"
Bardakları ve çerezleri elime aldım "Uykum yok. Abimle dışarı çıkacağız zaten bizim gelmemiz sabahı bulur" dedim eşyaları içeri taşırken. Fazla bir şey olmadığı için Annem yatmaya gitti bende masayı sildim sonra da odama çıktım.
Aynanın önüne geçtim ve saçlarımı açtım düz olan saçlarımı kıvırttım. Giyeceğim elbiseye göre de makyajımı ayarladım.
Çantamı da aldıktan sonra hazırdım. Merdivenleri yukarı çıktım. Odalar yukarıdaydı ama ben aşağıda kalmayı daha çok sevdiğim için alt katta kalıyordum. Ev büyüktü zaten çok fazla oda var.
Abimin odasına girdim aynanın karşısında saçlarına son dokunuşu yapıyor gibiydi.
"Bende iniyordum şimdi" bana döndü "Ohoo Melisa Hanım bildiğimiz gibi. Üstünde kıyafet var mı yok mu belli değil"
"Standard kavgamızı bugün etmiyorum Abi. Böyle çıkıcam"
"Hadi bugünlük bende susuyorum" yanımdan geçerken yanağımı sıktı. Abim diyorum ama benden sadece 1 yaş büyüktü. Peşinden aşağı indim ve birlikte evden çıktık. Sürekli gittiğimiz abimin arkadaşının güzel bir mekanı vardı büyük ihtimal tekrar oraya gidiyorduk.
Kısa süren yolculuğumuzun ardından arabadan indim ve direkt içeri girdim. İleride olan VİP bölümüne doğru yürürken abim kolumu tuttu.
"Siktir ben sana bir şey söylemeyi unuttum" dedi kulağıma doğru. Ne oldu der gibi bakınca devam konuştu "Cem de burada olacak"
Elim ayağım titremeye başladı. "Ne demek Cem de burada olacak? Cem ne alaka?"
"Arkadaş ortamı işte biliyorsun Cem'le aram hep iyiydi benim. Herkes seni görmeye geldi tabi mecbur Cem'i de çağırdım o da kabul etti"
"Tamam fazla takılmam sizinle ben erkenden kaçarım" dedim istemeye istemeye. Belki de o giderdi. Hem benim günümü bugün ben neden takıyorum ki?
Birlikte devam yürüdük ve kalabalık gurubu direkt tanıdım. Abimin arkadaşları ile iyi anlaşıyordum. Hepsi iyi çocuklardı zaten Cem dışında.. Şimdiye kadar çok buluşmuştuk arkadaşlarıyla ama Cem hiç olmuyordu şimdi mi gelmek istemişti beyefendi?
Masaya geçtim ve herkese sarıldım. Cem Bey gelmemişti daha o yüzden rahattım. Benim gelmemle peşimizden 3 Şişe Vodka gelmişti buzun içinde yanında RedBull.
"O zaman açılışı ben yapıyorum. Melisa'cım iyi ki geldin, hoş geldin, parti arkadaşımın geri dönüşü sanırım en çok beni mutlu etti" diye bağırdı. Kadehleri kaldırdıktan sonra hepimiz büyük bir yudum aldık. Konuşan Tayfun'du. Harbi adamdı ve abimden çok bir farkı da yoktu. Cem ile olanları o da biliyordu çok dertleşmiştik.
İçtikçe müzik kulağıma daha güzel gelmişti. Ayağa kalktım ve piste gittim. Deliler gibi, ilk defa dans eder gibi dans ettim. Mutluydum hayat güzel olmasa da devam ediyordu. Terleyene kadar devam ettim. Masaya geçmeden önce de lavaboya gitmeye karar verdim.
Lavabolar alt kattaydı ve kapı vardı aşağı inmek için. Yani yürüdüğüm bu koridora fazla müzik gelmiyordu miletin inleme sesleri daha ağır basıyordu. İğrenerek girdiğim lavabodan hızlıca işimi gördükten sonra çıktım. Tekrar o lanet koridorda yürürken biri ağzımı ve kollarımı tuttu. Sonra da yanda ki malzeme odasına soktu.
Kollarımı bırakınca hemen arkamı döndüm. Dönmemle de beni duvara yasladı ama elini dudağımdan çekmedi. O tanıdık koku, tanıdık gözler..
"Hoşgeldin karıcım"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÖNÜŞ
RomanceBugün benim günümdü. Amerika'da okuduğum üniversite bitmiş yeni iş kurmuştum ve bu işi artık Türkiye'ye de taşıyordum. Benim için ilk büyük adımlardan biriydi. Ben Melisa, 28 yaşında, hala bekar, belki de biraz evli, iş ve partiler dışında bir şey...