KY- 6

222 14 6
                                    

Vote ve yorumlarınızı bekliyoruz

Onun gitmesiyle üzerimden yük kalkmış gibi hissettim. Bir "oh" çektim ve yüzüme su serperken kapı açıldı, seçil içeriye girdi ve;

-"Melis sen iyi misin? Biraz rengin solmuş."

-"İyiyim. Sadece yoruldum. Eve gidip biraz dinleneceğim."

-"Peki, tamam."

-"Benim eşyalarımı alabilir misin okul çıkışı gelirken?"

-"Tamam sen bana adresi mesaj atarsın çıkışta yanına uğrarım, hem biraz konuşuruz."

-"Tamam hoşça kal."dedim ve lavabodan çıktım. Okul ve bahçesinden çıkana kadar sadece birkaç kişi görmüştüm ve bana tip tip bakmışlardı. Yemekhanede olan olaydan dolayı olmuştu büyük ihtimalle. Zaten şu anda da hala öğle arasında olduğumuz için az öğrenci vardı.

Okuldan çıktım ve bir taksiye atlayıp yolu başıboş izleyerek eve geldim. Acaba Uzay'ın tehditleri boş tehdit miydi yoksa gerçekten düşündüğü bir şeyler var mıydı? Boş tehdit olmasa bile en fazla ne yapabilirdi? Bu konuda da fikrim yoktu çünkü ne Uzay'ı tanıyordum ne de nasıl işlerle uğraştığını biliyordum. Ama dur, zamanı gelince onu da öğreneceğim.

Eve gelince direkt odama gidip üzerimi çıkardım ve duşa girdim. Kafamdaki düşünceleri dağıtmaya ihtiyacım vardı. Şimdiden bu kadar yaşadıklarım fazlaydı ve düşündükçe beynime baskı uyguluyormuş gibi hissediyordum. Şu anda ihtiyacım olan şey soğuk bir duş, belki de Seçil gelene kadar biraz uykuydu.

Duşa kabine girip soğuk suyun vücudumdan akmasını izledim ama su vücudumu yalarken geçtiği yerlerde ince bir sızı bırakmayı da ihmal etmiyordu ve bu titrememe sebep oluyordu. Bir süre sonra vücudum da suyun bedenimde bıraktığı etkiye alışmıştı ve ferahlamıştım da.

Havluma sarınıp odama geçtim ve iç çamaşırlarımı giyip rahat bir eşofman ve tişört geçirdim. Saçlarımı da kuruttum ve salona geçtim. Kendimi koltuğa bıraktım ve kumandayı elime aldım ama telefonum çalmaya başladı. Sehpanın üzerinden bulduğum telefonu -gelince nereye attığımı hiç hatırlamıyorum- aldım ve arayanın Selim Bey olduğunu gördüm.

-"Efendim Selim Bey?"

-"Melis bugün yaptıklarını duydum, Uzay'ın dikkatini çekmeyi başarmışsın yine."derken sesi sıkıntılı çıkıyordu. Söyleyeceklerim belki geçerli bir mazeret olamazdı ama bana göre geçerli bir sebepti;

-"O Gökalp çok ağır şeyler konuştu, ben de kendimi tutamadım. Özür dilerim." Kendimi ne kadar haklı görsem de Selim Bey'in karşısında suçlu gibi hissediyordum.

-"Uzay senin peşini bırakmayacaktır. Aniden hayatıma girdin ve dikkatini de çekmeyi başardın."dedi imayla. Tamam bende biliyorum ama kişiliğimden de taviz vermeden de bu işi yapabilirim bence.

-"Elimden geleni yapacağım."

-"Sana amacının ne olduğunu veya kimin tuttuğunu sorabilir. O zaman ne yapacaksın?"

-"İnkar edeceğim."

-"Ona benim onu izlemem için tuttuğumu söyle."deyince ufak çaplı bir şok geçirdim ve;

-"Ne?" dedim inanmayarak. "Ama..."

-"Nasıl olsa öğrenmeden peşini bırakmaz. Şimdi olmasa bile en yakın zamanda peşine birilerini takacaktır, onu tanıyorum. Eğer söylemezsen sana zorla söyletmekten de çekinmez, canını yakabilir.

KÜÇÜK YALANCIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin