sometimes⁶

1.5K 133 337
                                    

kapının deliğinden baktığında gördüğü yüz, sesli bir şekilde yutkunmasına yetmişti hanagaki takemichi'nin. kapıyı açmaktan o kadar çok korkuyordu ki, yenilmez mikey öldürmeden onu kalp krizinden ölebilirdi. birkaç kere yutkundu, boğazındaki yumrunun yok olması için çabaladı resmen ama nafileydi.

şu ana kadar kafasında o kadar fazla senaryo dönmüştü ama hepsinin sonu iki türlü bitiyordu. ya götünü veriyordu, ya canını... iki ucu boklu değnekti ve bu çıldırmasına neden oluyordu.

zil tekrar çaldığında kapıyı açmak zorunda kaldı, bu çocuğun bir tekme ile insan öldürdüğü söyleniyordu. eğer açmazsa kapayı kırıp girebilecek kadar güçlüydü demekti bu.

sano manjiro karşısındaki oğlana baktı, kesinlikle o gece onu öpen kişi buydu ve bu mavi gözlerin hiç şakası yoktu. hanagaki takemichi istemeyerek yana çekildiğinde evin içine girdi sano manjiro. oğlanın tedirginliğinin ve korkusunun farkındaydı, bu durum onu da germişti. aklında birçok senaryo sahnelenmişti ve sonu hiçbirinin aynı değildi.

hanagaki takemichi, kapının dibinde bekliyordu hâlâ. kapıyı da kapatmamıştı ve dışarıya bakıyordu.

"yine mi kaçacaksın?" dedi, sano manjiro bıkkın bir şekilde. "bu kovalamaca oyunundan sıkıldım." dudaklarını büzerek hanagaki takemichi'ye baktıktan sonra kendini koltuğa atmıştı. hanagaki takemichi ise şokla ona bakıyordu. hâlâ ölmemiş olması bir mucize olabilir miydi?

"mikey-san, başka kimse gelmeyecek mi?" dedi, kafasını kapıdan dışarıya uzatıp.

"hayır." hanagaki takemichi, hak vermişti ona tek başına öldürebilecekken işi uzatmanın mantığı yoktu değil mi? ama sano manjiro o yüzden yalnız gelmemişti, yani amacı onu gördükten sonra öldürmekten çok farklı bir şeye dönüşmüştü. bu çocukla eğlenmek istiyordu.

"hadi kapat kapayı, gel de yanıma otur." sanki ev sahibi kendisiymiş gibi kurduğu  cümleye göz devirmişti, hanagaki takemichi. ama götü ona çıkışmayı yememişti ve doğal olarak onun istediğini yapmıştı. kapıyı kapatmış ve yanına oturmuştu.

"hanagaki takemichi," diye mırıldandığında, hanagaki takemichi istemsizce dönüp ona baktı. birbirlerinin gözlerinde gördükleri yansımalar ikisinin de kalbini hızlandırdı. "neden beni öptüm?" diye sordu, sano manjiro. bakışları artık karşısındaki oğlanın gözlerinde değil dudaklarındaydı.

hanagaki takemichi bu sorunun cevabını önceden kaç kere senaryolarında cevapladığını düşündü. şu an aklına gelmemesinin nedeni göt korkusu muydu yoksa oğlanın üzerinde hissettirdiği çekim miydi, bilemiyordu. yutkundu, sano manjiro etkisi kesinlikle hafife alınacak bir şey değildi.

"ben," dedi, sesi titremişti ve o kadar kısıktı ki eğer oda da fazladan bir nefes olsa duyulamazdı. "senden hoşlanıyorum." dedi çok hızlı bir şekilde. sano manjiro bunu duymayı beklemişti fakat yine de şaşırdı.

hanagaki takemichi bakışlarını ondan kaçırdı ve karne günü bol birli karnesi ile babasının karşısına çıkmış çocuk gibi halıyı izlemeye başladı. sano manjiro bundan rahatsız oldu, oğlanın bakışlarını ondan çekmesini istemiyordu. istediği tek şey o mavi gözlerin içinde boğulmaktı.

"neden benden hoşlanıyorsun?"

"çünkü," yutkundu ve konuşmaya devam etmeden önce bakışlarını birleştirdi. "güneşli günleri andıran sarı saçlarına tezatlık oluşturan yıldızsız bir geceyi andıran gözlerinin için de boğulmak benim bu dünyada hiç hissetmediğim duygulara neden oluyor." dedi tek nefeste, nefes alırken burnuna dolan koku ile iç çekti.

sano manjiro ise yüzünü okşuyan nefes mi onu bu kadar heyecanlandırdı yoksa duydukları mı, emin değildi. yüzünde kocaman bir gülümse oldu, hanagaki takemichi ise bu gülümseyi gördükten sonra ölse bile gözü açık gitmeyeceği konusunda hemfikir oldu.

sometimesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin