sometimes¹⁸

656 73 10
                                        

bazen bazı insanlar sizi çok bunaltır ve yorar, işte takemich'inin hayatı bu insanlarla doluydu ve her geçen dakika artıyordu. hayatından çıkmak bilmeyen ve durmadan sayısını artıran bu aptal insan topluluğunun hepsini katletmek istiyordu. kendisi de aptaldı, elbette bunu kabul ediyordu ama bu kadar aptalı kafası kaldırmıyordu. herkesin sabrının bir sınırı vardı değil mi?

sano manjiro ne zaman ona size geliyorum dese arkasında kocaman bir sürü ile evine geliyordu. 2+1 eve 15 kişi sığdırmak yeterince zor ve zahmetliydi. ayrıca arkadaşlarının hepsi tam bir ayıydı, çok dağınık bırakıyorlardı evi ve ona yardım etmiyorlardı. annesi gelmeden önce onları evden kovması, evi toplaması gerekiyordu ve bu onun için bir rutin haline dönmüştü.

yine evi insanlarla doluydu, bağırışlar, böğürmeler evin yalıtkansız duvarları arasında dolanıyor, komşuları rahatsız ediyordu. şanslıydı ki komşuları arkadaşlarından korktuğu için ses çıkartmıyor ve annesine demiyordu. bir işe yarıyorlardı en azından. boş boş evin içinde gözlerini gezdirirken akkun geldi aklına, ne zamandır buluşamıyordu arkadaşıyla. sadece onunla değil diğerleriyle de buluşamıyordu çünkü vakti kalmıyordu. iki arkadaş grubunu bir arada yürütmek çok zordu. ve bir arkadaş grubun laftan anlamıyorsa daha zordu.

hanagaki takemichi çete üyelerini seviyordu, hepsi özünde iyi ve sağlam adamlardı. her zaman ezilenin yanında olmaya, haklının yanında olmaya çalışıyorlardı. sano manjiro elinden geldiğince onun çetesinin adını kullanan ve zorbalık yapan çocukları bulup dövüyordu. üstüne çeteden atıyor ve kimin çetesine girerse savaş ilan edeceğini söylüyordu.

kendisi tüm japonya'ya nam salmış kara ejderler çetesinin kurucusunun ve şu an ki liderinin kardeşiydi. kendi çetesi de yeterince adını duyurmuştu bu da diğer çetelerin geri çekilmesini sağlıyordu. evine gelirken üvey abisi ve sevgilisine de getiriyordu arada, hanagaki takemicchi bazen sano manjiro'nun gözlerindeki sevgiye açlığı görebiliyordu.

akkun, ona sano manjiro ile vakit geçirdik ona alışacağını söylerken kesinlikle yanılmamıştı. hanagaki takemichi ne kadar şu an ki hayatından memnun değilmiş gibi davransa da memnundu. alıştıkça da sevecekti, kendisi de beliyordu. ve bir yerlerde bir ses ona git gide kapıldığını söylüyordu.

saat ilerledikçe ev boşalmaya, hanagaki takemichi kafasını dinlemeye başlamıştı. evden gidenleri uğurlamaya hiç gitmiyordu, artık misafir değil ev halkından olmuşlardı. yalnız ikisi kaldıklarında hanagaki takemichi derin bir nefes verdi.

"neden arkadaşlarınla geliyorsun, ben yani biz yalnız oluruz diye düşünmüştüm." uzun zamandır söyleyemediği ve kabul etmediği düşünceyi ışık hızıyla söylemişti. ve bu sano manjiro için şok etkesi yaratmıştı sonra ise yüzünde bir gülümseme oluştu.

"ben rahat edemezsin diye arkadaşlarımla gelmeye çalıştım hep. birlikte vakit geçirirken aşırı gergin oluyorsun ve arkadaşlarımı getirmeme laf etmediğin için hoşuna gittiğini düşündüm oysa yanılmışım."

hanagaki takemichi hızla ellerini salladı, "hayır, hayır! yanılmadın hoşuma elbette gidiyor ama her gün gelmeleri değil. birbirimizi tanıyalım istiyorum. ve gergin olmamın nedenini hâlâ ben de bilmiyorum."

"ben bundan sonra dikkat ederim, yarın ikimiz buluşalım o zaman olur mu?" sano manjiro yüzünde güneşin bile ısıtmaya yetmeyecek kadar sıcaklıkla dolu bir gülümsele ile hanagaki takemicchi'ye baktı. ve genç oğlan kalbinde bir şeylerin eridiğini düşünürken hızla kafasını salladı ve yanağına bir öpücük kondurdu, ardından ekledi.

"akşam yemeğine kalsana, annem seni soruyordu. hem en sevdiğin yemek var."

sometimesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin