~ uzak zamanların birinde orta Asya da bir Türk devleti vardı. Ülke nin sultanı iyi biriydi ama valide sultan için aynı şeyi söyleyemeyiz .Bu ülkenin sınırlarında Han hanedeanlığı (Çin) bulunuyordu ...~
Yüzündeki anlaşılmaz ifade ile söze başladı,
- Kalfa : Hünkar ım güzeller güzeli bir kızınız oldu.
Sultan 2. Mehmet kalfanın kucağındaki kızını aldı ve kokusunu içine çekdi ama kalfa hala ordan ayrılamayınca bişeylerin ters gittigini fark etti . Sultan nedenini sordu "neden gitmezsin" ?Kalfa: Hünkar ım .... malesef Ayşe sultanımızı kaybettik.
O anda sultanın sevinci kursağında kaldı. Kalbine bi hançer yemiş gibi oldu , bi anda hem dünyanın en mutlu insanı hemde , en kederli insanı oluvermişti.~ aradan 10 yıl geçdi. Hünkar kızının adını HAFSA koydu.
Hafsa ne annesi gibi nede babası gibiydi . O farklıydı ,Çünkü; ne annesi gibi sakin ve sesiz, nede babası gibi akıllı
ve barışçıl dı ,o cesur , akıllı , güzel ve savaşçıydı.
...
sultanın sadık dostu Enver Paşa Çin sınırlarını korumaya giderken prenses Hafsa yıda yanında götürür. Bunun nedeni, Terken hatundu .
Çünkü ; onunda bir oğlu vardır, ama Ayşe hatunun kızı ve oğluna gösterdiği sevgiyi Hünkar hiçbir şekilde Terken hatunun oğluna bu sevgiyi göstermedi. .~Mehmet han kızını bu saraydan uzak tutmak istedi ve en güvendiği paşasına onu emanet etti.
( arka bahçe)
Hafsa kendine bahçede oyun oynama ya devam eder ken yanına Dadısı Alaca hatun geldi"sultanım koşmaya devam etmeyin" diye onu yardı.-Hafsa : ama ben oyun oynamak istiyorum.
-Alaca hatun: dairenize gitmeliyiz daha hazırlanmanız gerekiyor.
-Hafsa : nereye gidiyoruz neden benim haberim yok
- Alaca : Çin sınırına
-Ne! Gercektenmi ?( başka yerleri keşfetmeye bayılan küçük kızın içi sevinçle doldu.)
Hafsa bu haberi duyunca mutluluktan havalara uçar ve hemen babasının dairesine gider. Önde o koşarken arkasında da Alaca hatun ve hizmetliler koşar . Hünkar dairesinin kapısının orda Terken hatunu görür ve hizmetlilerere
" babamı görmek istiyorum "der. Birden Terken kapının onünde belirir ,"küçük sultanım bugün ben hünkarımızı görmeye geldim. Der
Hafsa kendine hakim olamaz ve "Ağalar ben sultan Hafsa benim dediğimi mi yapacaksınız yoksa bu kölenin dediğinimi yapacaksınız"
(Terken hatun duyduklarının siniriyle bağırarak)
"haddini bil de konuş çocuk sen kim olursunda bu ülkenin sultanına köle dersin haa "
o sırada bağırışmaları duyan 2. Mehmet Han kapıyı açar ve karşılarında belirirHafsa "asıl sen ki..
Hünkar lafı bitirmesine izin vermeden söze girer,
- Mehmet Han: Nolur burda tez cevap veresiniz
Terken hatun (selam verdikten sonra) söze başlar
"af buyurun sultanım sizi rahatsız ettik ama küçük sultanımızla küçük bir münakaşa yaşadık. " bu kelimeleri söylerken önceki sinirinden eser kalmaz.-Mehmet Han:Hafsa senin burda ne işin var
-Hafsa : sizinle konuşmaya geldim babacım.
-Mehmet Han: Terken sen beni yarın ziyarete gel şimdi Hafsa ile konuşmak istiyorum.
(Terken duyduklarına şaşırır )"Tabiki sultanım" der ve gider.
Hafsa babasının dairesine girer . Babasının yanına otururYüzündeki güzel gülümseme ile
"Baba beni gerçekten sınıra mı göndereceksin?"-Mehmet Han:Evett yalnızca seni değil hocalarını ve hizmetkarlarınıda göndericem. Hem sen kılıç kullanmayı, at sürmeyi istemiyormuydun . Orda bu isteklerini dilediğince yapabilirsinama hocalarını dinlemek şartı ile tamam mı? Diyerek kızını tembihler
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HANÇER
Historical FictionKraliçe Hafsaydım iki gün önce tahtımdayken şimdi Çin sarayında değersiz bir prensin karısıyım. Topraklar feth ettim ülkemi büyüttüm . Babamı ve abimi öldüren kadının derisinizi yüzüp başkent sokaklarına astım. Tahtımı üvey kardeşime bıraktım . Ve g...