soğuktan yeni kurtulmuş bedeni kalabalık olmayan kafenin sıcaklığıyla buluştuğunda istemsizce titrerken boynuna sıkı sıkı sardığı atkısına daha çok gömülerek bakışlarını etrafta dolaştırdı. aradığı kişi görüş alanına girer girmez sessiz bir kıkırdama çıkmıştı dudaklarından. mükemmel kamufle yeteneği ile oturmuş, ellerini birbirine sürtüyordu. o da yeni gelmiş olmalıydı. daha fazla ayakta dikilmeyi kesip seri adımlarla ona yaklaşıp karşısındaki koltuğa oturdu.
"selam."
"ah hoşgeldin kacchan."
kar tanelerinin hafif hafif ıslattığı montunu otururken rahatsız etmemesi için henüz ısınamasa bile çıkardı. aynı anda onu izliyordu. siyah bir gözlük ve saçlarını tamamen kapatan beresi böylesi kapalı bir alanda kesinlikle dikkat çekiyordu.
beresinin altından alnına yapışmış küçük yeşil bukleyle sevimli göründüğünü inkar edemezdi. yüzünde ilginç bir gülümseme ile katsuki'nin bakışlarına gözlük arkasından karşılık veriyor gibi duruyordu.
"dediğin kadar iyi olmuş kamufle. tebrik ederim."
gülümsemesi genişledi yeşil gözlünün. katsuki onunla mesajlaşırken sergilediği bazı atarlı hareketlerini karşı karşıya geldikleri zaman asla gösteremiyordu ve sebeplerinden biri de o an gözler önüne serdiği aptal gülücüğüydü. yoksa oturur oturmaz onu kötüler birliği hakkında sorguya çekmesi gerekiyordu. mantık sevgili deku'sunun yanındayken sarışına uğramayı çoktan bırakmıştı.
"bekletmedim sanırım seni, hm?
"hayır on dakika falan oldu ben geleli. bir şeyler içmek ister misin?" derken gözlüklerini burnundan biraz aşağıya indirdi onun kızıllarına bakabilmek için.
katsuki başını sağa sola salladı atkısını çıkararak. doğrusu sıcak çikolata hiç fena olmazdı fakat onu zorla buraya getirdiğini bildiğinden daha fazla bencil davranmak istemiyordu. insanlarla iletişime girmek istemediği zaten belliyken bir de garsonlarla muhatap etmek abartı olabilirdi.
"saçmalama kacchan. içini ısıtır."
"baş başa daha iyiyiz." dedi katsuki ne demek istediğini net ifade etmek için göz ucuyla garsonlardan birine bakarak.
sarışının bu hareketine memnuniyetle başını salladı. "öyle olsun bakalım. ee nasılsın? kirishima olayı ya da başka bir şey canını sıkıyor mu?"
ortaya attığı konuyla katsuki iç çekerek masaya eğildi. yeni yeni ısınmaya başlayan ellerini birleştirdi omuz silkerken. bazı şeyler öyle çok üst üste gelmişti ki nasıl hissetmesi gerektiğini kestiremeyecek haldeydi. çok sevdiği çocukluk arkadaşının ölümüne yıkılıp bir şekilde geri dönmesine sevineceği sırada en yakın arkadaşını kaybetmişti. belki bir sene sonra o bile dönerdi. her şey bekliyordu hayattan.
"üstesinden gelmeye çalışıyorum diyelim. asıl sen anlat. nasıl gidiyor o muhteşem ortamda?" muhteşem kelimesini ironisi belli olacak şekilde daha yüksek tonda söyledi. şaka gibiydi gerçekten karşısındaki çocuğun bulunduğu durum.
dudaklarındaki solmayan gülümsemesi orada kalmaya devam etti yeşillinin. dışarıdan bakıldığında olaylar hiçbir şekilde onu rahatsız etmiyor gibi görünüyor, sanki dünyanın en normal şeylerini yaşıyorlarmış gibi davranıyordu. katsuki bu tavırlarının sahte ve zoraki olup olmadığını anlamakta zorluk çekiyordu. oysaki herkesten iyi tanıyordu onu öyle değil mi? hemen anlaması gerekiyordu. fakat o hiç açık vermiyorken bir şeyleri netliğe kavuşturmak zorlaşıyordu katsuki için.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
villain or dead ;; bakudeku
Fanfictionizuku midoriya ölüydü. katsuki bakugou ise vicdan azabı ile yaşıyordu. [🦋] villain au,, plot twist